Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir. (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, a.g.e., s. 877) Somut olayda, zararın haksız eylemden kaynaklandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminatın olayın gerçekleştiği tarihte, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olması anlamında muaccel hale geldiği kabul edilmektedir....
Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, taksirle orman yangınına neden olmaktan doğan haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminata (para alacağına) yönelik olduğuna göre; geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmesi ve bu yönde inceleme yapılması gerekmektedir. Ancak, hem davacı vekili tarafından geçici hukuki koruma tedbirinin "ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir" olarak nitelendirilmesi hem de ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmesi hukuka aykırı olmuştur. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....
hassas alanlar veya nitelikli doğal koruma alanlarını etkileyen, bu koruma bölgeleri ile bütünlük gösteren tampon bölgeler olup düşük yoğunluklu yerleşim yerleri olarak planlanabilir....
Hükmü kapsamında olmadığından haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, ------- kapsamında "Yasal ve cezai sorumluluk kuralları çerçevesinde poliçede gösterilen motorlu araçla bağlantılı olarak, borçlar hukukuna tabi sözleşmeler haricinde doğabilecek uyuşmazlıklar" teminat kapsamında olduğunu, hükmün, açıkça sigortalının sorumluluğundan doğacak uyuşmazlıkları teminat kapsamına almış olup huzurdaki davaya konu talebin sigortalının sorumluluğundan kaynaklanmadığını, bir hakkın kullanımından kaynaklandığını, sigortalının talebinin Hukuksal Koruma Sigortası Genel Şartları A.1....
içeriğine göre 6455 sayılı Kanunla değişik 5607 sayılı Kanunun 3/18. maddesi ile 6545 sayılı Kanunla değişik 5607 sayılı Kanunun 3/18. maddesi delaleti ile aynı kanunun 3/5, 3/10 ve 3/22. maddeleri arasında lehe aleyhe kanun değerlendirmesinde; suça konu gümrük kaçağı sigaraların gümrüklenmiş değerinin fahiş olması halinde 6455 sayılı Kanunla değişik 5607 sayılı Kanunun 3/18. maddesinin lehe sonuç doğurduğu ve buna göre hüküm kurulması gerektiği kabul edilerek yapılan incelemede; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanun'un 5.maddesi uyarınca, kovuşturma aşamasında "etkin pişmanlık" hükümlerinin uygulanmasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın suç tarihindeki gümrüklenmiş değeri dosyanın tarafsız ve bağımsız bilirkişiye tevdi ile dosya üzerinden tespit edilmek suretiyle; ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki...
kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle, Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içerdiği, yine 5607 sayılı Kanun'un 5. maddesinde 7242 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile yapılan değişiklik ile kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Kanun ile 6545 ve 7242 sayılı Kanun ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri (5607 sayılı Kanun'un 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/1 ya da 3/5, 3/10-son cümle, 3/22, 5/2) somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca düşme 2863 sayılı kanuna aykırılık suçundan sanık hakkkındaki davanın düşmesine ilişkin hüküm Katılan ... vekili ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- 2863 sayılı Kanundan kaynaklanan davalara katılma hakkı olmayan Orman İşletme Müdürlüğü vekilinin temyiz talebinin REDDİNE, 2- Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü vekilinin temyizine gelince; Temyiz talebinde bulunan müşteki Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü'nün olay nedeniyle zarar gördüğü dosya kapsamından anlaşılmakla, CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca katılma kararı verilerek yapılan incelemede; Suç tarihi ile karar tarihi arasında zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle davanın düşmesine karar verilmeside isabetsizlik görülmediğinden katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/801 KARAR NO : 2021/897 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DENİZLİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2021 NUMARASI : 2021/152 Esas - 2021/130 Karar DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : DAVA :Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :DENİZLİ 6.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ :09/03/2021 ESAS-KARAR NUMARASI :2021/60 Esas, 2021/81 Karar DAVA :Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ :09/07/2021 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :09/07/2021 Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı, Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle;...
Davalı vekili 23.10.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın Yasada belirtilen süre içinde açılıp açılmadığının resen incelenerek dava süre geçirildikten sonra açılmışsa, esasa girilmeden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı cezaevi harcamalarını maddi tazminat olarak talep etmekte ise de cezaevi, iaşe giderleri vb. tazminat olarak talep edilemeyeceğini, davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle ödediği vekalet ücretini maddi tazminat olarak talep etmekte ise de; dosya sebebiyle yapılan avukatlık ücreti ödemesinin maddi tazminat kapsamına dahil edilmesi mümkün olmadığını, koruma tedbirinden kaynaklanmayan, açıkta kalınan süreden memuriyetten ihraçtan kaynaklanan varsa zararlar eldeki dava yoluyla müvekkil idareden talep edilemeyeceğini, istenilen maddi ve manevi tazminat talebinin de fahiş olduğunu, dava konusu bedelin aslını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının geriye yönelik tarihten itibaren faiz talep etmesini kabul etmediklerini ve manevi tazminata...
Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/225 E-2008/181 K sayılı ilamının kamuya yararlı işte çalışma seçenek tedbirinden ibaret mahkumiyete ilişkin olması nedeniyle 5237 sayılı TCK'nin 58. maddesi gereğince tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı gerekçesine uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Yargıtay CGK'nun 2011/9-88-116 EK sayılı kararında da belirtildiği üzere aleyhe değiştirme yasağı kapsamına girmeyen bu hususla ilgili olarak CMUK'nun 322. maddesi gereğince; hükmün 6 nolu bendinde mevcut "tekerrüre esas alınan ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/225 E-2008/181 K sayılı ilamının çıkartılarak yerine ......