Ağır Ceza Mahkemesinin 21.12.2011 gün ve 2003/422 esas, 2011/308 Karar sayılı ilamıyla hükmolunan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasının da infazına başlanması üzerine, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesi gereğince yalnızca 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinden yararlanabileceği, bu nedenle önceden yararlandığı 307 gün düşülerek kalan 58 günlük denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma hakkının bulunduğundan bahisle hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesinden yeniden yararlandırılması isteminin reddine dair Kartal Açık Ceza ve İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 03.10.2013 gün ve 777 sayılı kararına yönelik itirazın İstanbul Anadolu 1. İnfaz Hakimliğince reddine dair 04.10.2013 gün ve 2013/2623 Esas, 2013/2651 sayılı kararına yönelik itirazın da reddine dair mercii İstanbul Anadolu 2....
Talep, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli davada verilen geçici hukuki koruma kararına dairdir. Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK'nın 353 ve 355'inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre; 1-İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir....
kararın bildirilmesinin gerektiği, ancak dosyada duruşmadan haberdar edildiklerine ve temyiz hakkını kullanabilmeleri için yokluklarında verilen hükmün tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanmadığı anlaşıldığından, davanın haber verildiğini ve gerekçeli kararın tebliğ edildiğini gösteren bilgi ve belgeler var ise dosyasına eklenmesi, aksi halde, gerekçeli kararın mağdurenin kanuni temsilcilerine tebliğ edilmesi, ayrıca koruma kararının mevcut olup olmadığı ve hüküm tarihi itibarıyla devam edip etmediği araştırılarak, varsa koruma kararının onaylı bir sureti ile buna ilişkin diğer bilgi ve belgeler getirtilip koruma kararı hüküm tarihi itibarıyla devam ediyor ise, gerekçeli karar SHÇEK'e de tebliğ edilip anılan tebligat noksanlıkları giderilerek tebellüğ belgelerinin ve verildiği takdirde temyiz ve cevap dilekçelerinin eklenmesi, hükmün temyizi halinde de bu konuda ek tebliğname düzenlendikten sonra iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın mahalline gönderilmesi...
Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, haksız fiilden kaynaklanan tazminata (para alacağı) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İstemin ihtiyati haciz olduğu tartışmasızdır. İDM'ce kabule göre ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermesi gerekirken, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesi de hatalıdır. Zira her iki hukuki koruma tedbiri; amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez....
"İçtihat Metni"Kasten yaralama suçundan sanık ... 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ...Asliye Ceza Mahkemesinin 04/06/2008 tarihli ve ... esas, ... karar sayılı kararının infazı sırasında, hükümlünün denetimli serbestlik tedbirinden faydalanma talebinin kabulü ile hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihi olan 28/11/2014 tarihine kadar olan kısımını denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair ... İnfaz Hakimliğinin 04/08/2014 tarihli ve ... esas, ...karar sayılı kararını müteakip, hükümlünün hırsızlık suçundan ... Sulh Ceza Hakimliğinin 11/09/2014 tarihli ve ... sorgu sayılı kararıyla tutuklanması nedeniyle, tutukluluğunun sona erdiği 16/10/2014 tarihine kadar denetimli serbestlik tedbirinin uygulanamadığından bahisle hükümlü şartla tahliye tarihinin 01/01/2015 tarihi olarak belirlenmesine yönelik talebin reddine ilişkin ... İnfaz Hakimliğinin 30/10/2014 tarihli ve ... esas, ... karar sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair ......
Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. Davacılar, davalılar ile aralarında taşınmaz satışı olduğu iddiasına değil, inşaatı yapan müteahhiti ve yapı fenni sorumlusu olduğu iddiası ile davalı olarak göstermiştir. Bu durumda dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminata (para alacağı) ilişkin olacağından öncelikle Tüketici Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığı incelenerek bu konuda karar verilmesi ve geçici hukuki koruma isteğinin de görevli mahkemece karar bağlanması gerekir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati tedbir istemiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İstemin ihtiyati haciz olduğu tartışmasızdır....
Talep, trafik kazası nedenli maddi ve manevi tazminat davasında reddedilen geçici hukuki koruma istemine yöneliktir. Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK'nın 353. Ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür....
Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; her ne kadar Hukuksal Koruma Sigortası Genel Şartlarının 4. maddesinde, vekalet ücretinin en az Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki tutar kadar verileceği belirtilmişse de, dava konusu poliçenin Hukuksal Koruma Klozundaki HUKUKSAL KORUMA Teminat limiti olan 5.000,00 TLnin % 20 oranındaki 1.000,00 TL vekalet ücretinin ödenmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır. Dava dilekçesinde konu edilen ve davalı delilleri arasında bulunan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30.04.2014 tarihli 2013/ 17655 Esas ve 2014/ 8103 Karar sayılı ilamındaki karar da, bu görüşü doğrular mahiyettedir....
Motorlu araca bağlı hukuksal koruma ve sürücü hukuksal koruma; sigorta ettirenin sadece aleyhine açılan dava ve takipleri için yukarıda yazılı limitler dahilinde teminata dahil edilmiştir. Vekalet ücreti için ödenecek tutar resmi asgari ücret tarifesi esas alınıp, poliçede yazılı limitle sınırlıdır." ifadeleri ile hukuksal koruma klozuna yer verilmiştir. Poliçede yer alan hukuksal koruma klozu yalnızca sigorta ettiren aleyhine açılan dava ve takipleri kapsaması, davacının işbu davaya konu ettiği alacak isteminin kendisinin davacı olduğu------ dosyasından kaynaklı olması, davacının bahsedilen dosyada davacı olması nedeniyle o dosya kapsamında vekalet ücreti poliçedeki hukuksal koruma klozuna dayanarak davalıdan talepte bulunamayacağı sonuç ve vicdani kanaatine----davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Asliye Ceza Mahkemesi Hakimliğine atanan davacı hakkında, somut ve güncel herhangi bir tehdit bulunmaması nedeniyle, hakkındaki (2) personelle özel koruma kararının kaldırılarak çağrı üzerine koruma tedbirine dönüştürülmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, geçmişte görev yaptığı Mahkemelerin Ağır Ceza Mahkemesi olduğu, 8 yıl boyunca terör ve organize suç örgütü davalarının görüldüğü Mülga C.M.K'nın 250. maddesiyle görevli özel yetkili Mahkemelerde görev yaptığı, 03/04/2014 tarihinde sona eren bu görevden kaynaklanan tehdit algısının üzerinden makul sürenin geçmediği, önceki görevleri dikkate alınmaksızın salt somut tehdit bulunmadığı gerekçesiyle hakkındaki özel koruma kararının çağrı üzerine koruma kararına çevrilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı iddialarıyla temyize konu kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir....