WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olan dosyaların, tekrar Yargıtay’a gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu iş bölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır. 6) Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkûmiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da diğer dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.... BİRİNCİ CEZA DAİRESİ Uyarlama yargılamaları hariç olmak üzere, hükme esas alınan suç ya da kararların niteliğine bakılmaksızın, hükmün infazı aşamasında disiplin cezaları, koşullu salıverilme, koşullu salıverilmenin geri alınması, denetimli serbestlik ve infazla ilgili diğer uyuşmazlıklardan kaynaklanan iş veyahut kararlar....

    Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.07.2020 tarihli ara kararının kaldırılmasına yönelik istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, davalıların istinaf dilekçesine karşı cevaplarının kabulüne, davalıların haksız ve hukuka aykırı istinaf gerekçelerinin reddine karar verilerek usul ve yasaya uygun yerel mahkemenin 16.07.2020 tarihli ara kararının aynen kabulüne, her türlü yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle manevi tazminat isteğine yönelik olarak açılan davada istenilen geçici hukuki koruma tedbirinden kaynaklanmaktadır....

    Ancak; 1) Türk Ceza Kanununun 97. maddesinde düzenlenen terk suçunun birinci fıkrasında, yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi hâline terk etmek suç olarak tanımlanmış, terk olgusu bağımsız bir suç olarak kabul edilmiştir. Suçun mağduru, yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan kimse, faili ise, bu kimseler üzerinde kanundan veya sözleşmeden kaynaklanan koruma ve gözetim yükümlülüğü yüklenen kişilerdir. Yükümlülüğün kanundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını tespitte, 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu başta olmak üzere ilgili kanunlardan yararlanılırken, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğün belirlenmesinde, sözleşmenin kapsamı ve içeriği esas alınır. Sözleşme şekle bağlı değildir....

      Ancak; 1)TCK'nın 97. maddesinde düzenlenen terk suçunun birinci fıkrasında, yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi hâline terk etmek suç olarak tanımlanmış, terk olgusu bağımsız bir suç olarak kabul edilmiştir. Suçun mağduru, yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan kimse, faili ise, bu kimseler üzerinde kanundan veya sözleşmeden kaynaklanan koruma ve gözetim yükümlülüğü yüklenen kişilerdir. Yükümlülüğün kanundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını tespitte, 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu başta olmak üzere ilgili kanunlardan yararlanılırken, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğün belirlenmesinde, sözleşmenin kapsamı ve içeriği esas alınır. Sözleşme şekle bağlı değildir. Yazılı ya da sözlü olabileceği gibi gönüllü üstlenme şeklinde fiili durumdan da kaynaklanabilir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ: SENDİKA KANUNLARINDAN KAYNAKLANAN Y A R G I T A Y K A R A R I 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Temyiz edilemeyen kararlar” başlıklı 362. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendine göre “Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar”a dair Bölge adliye mahkemelerinin kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamaz. Somut uyuşmazlıkta talep eden vekili hasımsız talep dilekçesiyle “geçici hukuki koruma” niteliğinde olmak üzere delil tespiti talep etmiş, talep İlk Derece Mahkemesince reddedilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir.Bu açıklamalar karşısında, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar kesin nitelikte olduğundan, talep eden vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca REDDİNE, temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir....

          (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33) İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir. 2-İhtiyati tedbir, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin özel ve yaygın bir türü olan ihtiyat-i tedbir 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, ihtiyati tedbirin şartlarını belirten 1. fıkrasında; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir hükmü getirilmiştir. 3-Hem ihtiyati tedbir hem de ihtiyati haciz geçici hukuki koruma tedbirleri olmakla birlikte kanuni dayanakları, koşulları, sonuçları ve etkileri birbirinden farklıdır....

            Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Dava konusu istek tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminata (para alacağına) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati ihtiyati tedbir konulmasını istemi, yukarıda izah edildiği üzere esasen ihtiyati haciz niteliğinde olduğu kabul edilmelidir....

            Ancak; 1- TCK 50/1.f maddesinde öngörülen 'kamuya yararlı bir işte çalıştırma' seçenek yaptırımının 'gönüllü' olmak koşuluyla uygulanabileceği gözetilmeksizin, sanığın bu husustaki 'gönüllülük' beyanının duruşma sırasında tutanağa geçirilmemesi suretiyle CMK 221/1.c maddesine muhalefet edilmesi, 2- TCK 53/1 maddesinde öngörülen hak yoksunluklarının sadece hapis cezaları hakkında uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde 'belirli bir süre kamuya yararlı bir işte çalıştırma' tedbirinden ibaret mahkumiyet hükmüne de 53/1-2. maddesinin tatbik edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak: 1) 5237 sayılı TCK'nin 50/1-f maddesinde öngörülen "kamuya yararlı bir işte çalıştırma" seçenek yaptırımının "gönüllü" olmak koşuluyla uygulanabileceği gözetilmeksizin, sanığın bu husustaki gönüllü olup olmadığının sorulmaması, 2) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin sadece hapis cezaları hakkında uygulanabileceği ve 5237 sayılı TCK'nin 50/5. maddesi uyarınca 'uygulamada asıl mahkumiyetin bu madde hükümlerine göre çevrilen para cezası veya tedbir' olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde “3 ay 10 ... süreyle kamuya yararlı bir işte çalıştırma” seçenek yaptırımından ibaret mahkumiyet hükmüne de 5237 sayılı TCK'nin 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi, 3) 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarının sadece hapis cezaları hakkında uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde "belirli bir süre kamuya yararlı bir işte çalıştırma" tedbirinden...

                UYAP Entegrasyonu