Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 05/02/2021 Tarihli Ara Karar NUMARASI: 2020/423 Esas DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının haksız bir kısım eylemi ve haksız tedbirinden kaynaklı oluşan maddi ve manevi zararın tazmini isteminde bulunmuş, ayrıca davalının mal kaçırma ihtimaline binaen taşınır ve taşınmaz malları ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. İlk derece mahkemesince;"Davalının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasının istendiği, uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı gerekçesiyle, davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine" karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME : Gözetim uygulamasında, Dış Ticaret Müsteşarlığınca, yerli üreticilerin talebi üzerine veya re'sen, belli bir malın ithalatının, o malın yerli üreticileri ve ülke ekonomisi üzerinde olumsuz sonuçlar yaratıp yaratmadığının tespit edilmesi amacıyla incelemeye başlanılarak, inceleme sonucunda gözetim uygulaması öngörülebilmektedir. Gözetim uygulaması başlatılması durumunda, herhangi bir korunma tedbirinden söz edilemez. Yani bu aşamada, o malın ithalatında herhangi bir kısıtlama, vergi oranında artış, eşik kıymet belirlenmesi veya ek mali yükümlülük uygulaması söz konusu olmamaktadır....

      TENSIP ARA KARARI DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Hizmetin Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İSTANBUL 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİ'nin 01/06/2020 tarihli ve 2020/282 Esas sayılı dosyasında verilen tensip ara kararı; davacı taraflarca vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle; yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

      Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur."¸ Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır"...

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/119 Esas sayılı dosyasıyla tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, ancak mevcut yasal düzenlemeler nedeniyle davanın reddedildiğini, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 15.11.1995 tarihli kararı ile SİT alanı ilan edilen dava konusu arsanın 17.05.2007 tarihinde imara açık konut alanına dönüştürüldüğünü, bu nedenle müvekkili adına tescil edilmesi için herhangi bir yasal engel kalmadığını belirterek davalı ... adına kayıtlı tapunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, aynı konuda aynı taraflar arasında aynı hukuki sebeplerden kaynaklanan kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunduğunu, ayrıca tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil kararı verilebilmesi için gerekli yasal koşulların da oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, aynı taraflar arasında aynı konuda ... 2....

          D) DELİLLER: Dosya kapsamı E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Talep, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ara karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı hususuna ilişkindir. İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir....

          GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Hükümlü, Mahkemenin 14/09/2005 tarih ve 2002/1850 esas, 2003/363 karar sayılı uyarlama ilamı ile TCK'nın 191/1-2 ve 62. maddeleri uyarınca verilip kesinleşen 10 ay hapis cezası ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinden dolayı memnu haklarının iadesi talebinde bulunmuş ise de; Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından söz konusu hüküm hakkında uyarlama yapılması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle hükümlünün bu suçu herhangi bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olması mümkün olmadığından; bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesi...

            un adli sicil kaydındaki bir kısım sabıkalarının adli para cezasından ve eğitim tedbirinden ibaret olduğunun bir kısmının kesinleşme tarihinin ise suç tarihinden sonra olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 Sayılı TCK'nın 50/3 maddesi gereğince, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olup, suçu işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış olan hakkında belirlenen kısa süreli hapis cezasının aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmediği hususu da belirlenmiş olup, bu yönünden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın ... Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 12/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi gerekirken denetime olanak vermeyecek şekilde değişiklikten sonraki yasa maddeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulması” gerekçesi ile bozulması ve mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmesine karşın yasa değişikliğinden önceki ve sonraki durumun ayrı ayrı değerlendirilmesinin yapılmaması, 2) Kabule göre de, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlediği anlaşılan sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması ile yetinilmesi yerine, 5271 sayılı CMK'nin 231/11. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükümden farklı bir ceza ve uygulamayı içermemesi gerektiği gözetilmeden, açıklanması geri bırakılan ilk hükümde hapis cezasına hükmedilmişken açıklanan hükümde yazılı şekilde kamuya yararlı işte çalışma tedbirine hükmedilmesi, 3) 5237 sayılı TCK'nin 53/1 maddesinde öngörülen hak yoksunluklarının sadece hapis cezaları hakkında uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde 6 ay süreyle kamuya yararlı bir işte çalıştırma tedbirinden...

                Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/225 E-2008/181 K sayılı ilamının kamuya yararlı işte çalışma seçenek tedbirinden ibaret mahkumiyete ilişkin olması nedeniyle 5237 sayılı TCK'nin 58. maddesi gereğince tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı gerekçesine uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Yargıtay CGK'nun 2011/9-88-116 EK sayılı kararında da belirtildiği üzere aleyhe değiştirme yasağı kapsamına girmeyen bu hususla ilgili olarak CMUK'nun 322. maddesi gereğince; hükmün 6 nolu bendinde mevcut "tekerrüre esas alınan ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/225 E-2008/181 K sayılı ilamının çıkartılarak yerine ......

                  UYAP Entegrasyonu