Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, dosyaya sunulan bononun, işçi-işveren ilişkisinden ya da ücret ödemesinden kaynaklandığına yönelik dosyada hiçbir delil bulunmadığı, bonodan kaynaklanan alacak davası olduğu, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi ve iş sözleşmesinin unsurları bulunmadığı anlaşılmıştır.Bu durumda, uyuşmazlığın Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nin 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nin 25. ve 26.) maddeleri gereğince Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 04.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Yargıtay tarafından yerleşik içtihatlar ile bazı yönlerden iş hukukuna özgü çözümler üretilmiştir. İş hukukunda İşçi Yararına Yorum İlkesinin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir. İş sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda açık bir hüküm bulunmazken, 6098 sayılı Kanun’un 420’nci maddesinde iş sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan cezai şartların geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edileceği öngörülmüştür. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla, işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez....

    Gerekçe: Dava işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak istemli davadır. İstinaf incelemesi HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf edenin sıfatı ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle davalı işveren belediyenin 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye ödemesinin gerekmesi, davacının Toplu İş Sözleşmesi ile getirilen mali ve sosyal haklardan faydalandırılmasının gerekmesi, ilave tediye ve akdi ikramiyenin ödendiğinin ispat yükü üzerinde olan davalı işveren tarafından ispatlanmaması karşısında mahkemenin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili , dava dışı işçi ... tarafından Sağlık Bakanlığı ve davalı şirket aleyhine, Karşıyaka 1. İş Mahkemesinde açılan, işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan 2012/50 esas, 2013/192 karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, hükmünYargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, ilamın dava dışı işçi ... vekili tarafından, ... 23. İcra Müdürlüğünde 2013/7086 esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibine geçildiğini ve 5.752,41 TL.nın kurum tarafından icra dosyasına yatırıldığını ileri sürerek 5.752,41 TL alacağın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      HMK'nın 190, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17, 19, 20/2, 25/ll ve 120'nci maddeleri ile geçici 1/2. maddesinin yollaması ile 1475 Sayılı Yasanın 14. maddesi gereğince iş sözleşmesinin haklı bir sebebe dayanarak feshedildiğinin, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğinin ispat külfeti işveren üzerindedir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. ve HMK'nın 190, 191 ve devam eden maddeleri gereğince genel ispat kuralları doğrultusunda ispat yükü çalışma olgusunun varlığı açısından davacı işçi, çalışmanın bulunmadığı ya da ücretinin ödendiği açısından davalı işveren üzerindedir. Somut dosyada; davacının, 04/09/2014 ile 20/12/2019 tarihleri arasında çaycı olarak çalıştığı, iş akdine işverence güvenlik görevlisi yapılmak istenmesi ve bu konuda teklifin işçi tarafından kabul edilmemesi üzerine işverence son verildiğinden bahisle Kıdem ve İhbar Tazminatı kalemlerinde eldeki davasını yöneltmiştir....

      İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir” şeklindeki düzenleme, çalışma koşullarındaki değişikliğin normatif dayanağını oluşturur. Çalışma koşullarının değişikliğinden söz edebilmek için öncelikle bu koşulların neler olduğunun ortaya konulması gerekir. Sözü edilen 22 nci maddenin yanı sıra Anayasa, yasalar, toplu ya da bireysel iş sözleşmesi, personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ile işyeri uygulamasından doğan işçi ve işveren ilişkilerinin bütünü, çalışma koşulları olarak değerlendirilmelidir. İş sözleşmesinin esaslı unsurları olan işçinin iş görme borcu ile bunun karşılığında işverenin ücret ödeme borcu, çalışma koşullarının en önemlileridir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasında görülen alacak hukukuna ilişkin davada Adana 4.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Adana 2.İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, alacağa ilişkin yürütülen ilamsız takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Adana 4.Asliye Hukuk Mahkemesi, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Adana 2.İş Mahkemesi ise, alacağın işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. Maddesinde, işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yerinin iş mahkemeleri olacağı düzenlenmiştir....

          Mahkemece; davanın iş mahkemelerinde görülebilmesi için senedin iş ilişkisi sebebi ile verilmiş olması yanında davanın tarafları arasında da işçi işveren ilişkisinin bulunması gerektiği, taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir. İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır. Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir....

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 23/03/2021 NUMARASI : 2019/39 ESAS - 2021/330 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalının istinaf talebi üzerine, Daireye gönderilen dosya incelenerek başvurunun süresinde olduğu, harç ve giderlerinin yatırıldığı, hükmün istinaf sınırında olduğu, gerekçeli karar ile istinaf dilekçesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşıldıktan sonra işin esasına geçildi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının haksız yere işverence işten çıkartıldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu alacak kalemlerine ilişkin olarak belirsiz alacak davası açamayacağını, davacının İş Kanunu 25/II-d maddesi gereğince haklı nedenle işten çıkartıldığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir....

            Söz konusu işçilik alacakları ile ilgili işçi tarafından asıl alacak olarak 40.198,23 TL üzerinden 17.3.2008 tarihinde icra takibi başlatması üzerine işveren vekilince ödeme emrine 33.379,52 TL alacak miktarının ödendiği belirtilerek itirazda bulunulmuştur. İşçi tarafından alacağın 33.379,52 TL kısmının ikrar ve kabul edildiğinden bahisle icra mahkemesine itirazın kaldırılması davası açılmış olup yapılan yargılama neticesi 11.713,30 TL üzerinden takibin devamına ve yüzde 40 icra inkar tazminatınnın işverenden tahsiline karar verilmiştir. İcra mahkemesi kararının temyiz yasa yolundan geçerek kesinleşmesi üzerine işverence 07.05.2010 tarihinde icra dosyasına 11.713,30 TL asıl işçilik alacağı ve yüzde 40 icra inkar tazminatı olmak üzere toplam 20.010,23 TL ödeme yapılmıştır. Davacı işveren vekilinin takibe itiraz dilekçesinde belirttiği borç miktarının brüt olduğu anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu