Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı taraf iddialarını "yazılı delil" veya "delil başlangıcı" ile kanıtlayamamıştır. Ancak, dava dilekçesinde" sair her türlü kanuni delil" ve sonradan bildirilen delil dilekçesinde "yemin" denilmek suretiyle yemin deliline de dayanmış olup davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılmalı, istek bunun sonucuna uygun olarak hükme bağlanmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

    İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacının delil olarak dayandığı 15.05.2010 tarihli satış senedi, davacı ile dava dışı önceki tapu maliki ... arasında düzenlendiğinden HMK’nun 125. maddesi (HUMK’nun 299. maddesi) uyarınca bu davada yazılı delil olamayacağı gibi içeriği itibarı ile delil başlangıcı olarak da değerlendirilemez. Bunun sonucu olarak da tanık sözlerine başvurularak davanın çözümü yoluna gidilemez. Davacı, dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline de dayanmamış olduğundan davanın açıklanan nedenlerle reddi gerekirken değinilen bütün bu yönler bir yana bırakılarak ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek istemin yazılı olduğu şekilde hüküm altına alınması doğru olmamıştır....

      İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; 19.06.2012 tarihli ve 08584 yevmiye no'lu Kestel Noterliğinde düzenlenen, davalının imzasını taşıyan taahhütnameye göre, inanç sözleşmesine dayalı dava kanıtlanmıştır. Ancak, 5578 sayılı Kanunla değişik 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince davanın kabulü mümkün değildir. Mahkemece davanın bu nedenle reddi gerekirken tapulu taşınmazların haricen satışının geçerli olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de davanın reddi sonucu bakımından doğru olduğundan HUMK’nun 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek belirtilen gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir....

        . - [UETS DAVA : Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/10/2021 KARAR TARİHİ : 26/04/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; Müvekkilinin, ...'in evinde sigortasız olarak çalışarak evin temizlik işlerine yardımcı olduğunu, ... kendisinin alacaklı, ...'nın borçlusu olduğunu, 31.12.2002 düzenleme ve 15.04.2016 vade tarihli, 17.000 Euro tutarlı senedi müvekkili ...'...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/674 KARAR NO : 2022/790 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/07/2022 KARAR TARİHİ : 27/07/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu 26/07/2022 tarihli harçlandırma dilekçesinde özetle; Davacı Banka’nın ... Şubesi kredi müşterisi olan .... LTD.ŞTİ lehine; ..... Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti. ve .....’un müteselsil kefaletiyle krediler kullandırıldığını, ancak, kredi kat ihtarında detaylı açıklandığı üzere kullandırılan kredinin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeniyle, borçluya ait kredi hesapları 07.10.2019 tarihi itibariyle kat edilmek zorunda kalındığını ve alacağın muaccel hale geldiğini, hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarını içerir Gebze .......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı ... davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde taraflar arasında düzenlenen 12/06/2012 tarihli eser sözleşmesine göre davalının kadastral çalışmalar yapacağını ancak kendisine 12.600 TL ödeme yapılmasına rağmen davalının sözleşme gereklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin feshedildiğini bu nedenle ödenen bedelin iadesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kira sözleşmesinden kaynaklanan tahliye davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir....

              İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı iddasını yazılı delil veya delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile ispatlayabilmiş değildir. Ancak, davacı gerek dava dilekçesinde "yemin" gerekse 16.11.2009 günlü delil listesinde "sair delil "den bahsederek yemin deliline başvurmuş olduğundan, mahkemece davacıya bu hakkının hatırlatılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 24.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Somut olaya gelince; her ne kadar davacı iddiasını yazılı delil ya da delil başlangıcı veya ikrar gibi kesin bir delil ile ispatlayamamış ise de açıkça yemin deliline dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak, 6100 sayılı HMK’nın 225. ve devamı maddeleri (HUMK'nın 337. ve devam eden maddeleri) gereğince işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

                  İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; iddiasını yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge ile kanıtlayamayan davacı dava dilekçesinde "yasal her türlü delile" dayanmış olup yemin deliline de dayandığı kabul edilerek davacıya bu hakkı hatırlatılmalı, teklif ederse yeminin sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile davanın yazılı şekilde reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 750.00 TL yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.05.2010 günü oybirliği ile karar verildi....

                    İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı, iddialarını, yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır. Ancak, dava dilekçesinde ve sonradan bildirilen delil dilekçesinde “yemin ve her türlü delil” demek suretiyle açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan bu hakkı hatırlatılmalı, sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Değinilen yönün gözetilmemesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu