Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Taraflar arasında dava konusu taşınmazın mülkiyetinin nakline ilişkin olarak düzenlenmiş 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı biçimde yazılı bir belge bulunmamaktadır. Ancak, davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayandığından kendisine, davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu, yemin delilini kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, belirtilen husus gözetilmeden davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dava konusu 104 ada 2 numaralı parsel 05.09.1988 tarihinde dava dışı köy tüzel kişiliği adına 22.12.1998 tarihinde yapılan satış ile de ... 'ya devir edilmiştir. Davacı satış bedelinin kendisi tarafından ödendiğini, devir yasağı kalktıktan sonra mülkiyetin iade edileceğini belirtmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere inanç sözleşmesi inanılanın eli ürünü olan yazılı belge veya yazılı delil başlanğıcı niteliğindeki bir belgenin bulunması halinde tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabilir. Davacının dayandığı 10.10.1998 tarihli bononun altındaki imzanın muris ......

      İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Her ne kadar mahkemece, dava adi ortaklıktan kaynaklanan tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilmiş ise de, uyuşmazlık inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.Davacı taraf, inançlı işlemi yukarıdaki ilkelere göre yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile birlikte diğer delillerle ispatlayabilir ise de dosyaya ibraz edilen ve davanın kabulüne dayanak yapılan 23.03.2011 tarihli protokolün fotokopi olduğu ve aslının dosyaya ibraz edilmediği, belge içeriğinin ve imzanın davalı yanca kabul edilmediği anlaşılmıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; inanç sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır....

        İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Somut olaya gelince; davalılardan ... davayı kabul etmiştir. Dava konusu taşınmaz 121 ada 13 sayılı parsel numarasını alarak üç katlı betonarme bina ve arsa vasfı ile davalılar ... ve ... adlarına 1/2'şer hisse ile tapuda kayıtlı bulunduğundan, kabul eden davalı yönünden kabule değer verilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Diğer taraftan; davacı, iddialarını yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır....

          İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı, davalı ile birlikte 2003 yılında satın aldıkları 1205 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, o tarihten beri taşınmazın bir kısmını kendisinin kullandığını, 4.1.2007 tarihinde aralarında harici satış sözleşmesi yapmalarına rağmen davalının hissesini vermediği gibi kullanmasını da engellediğini belirterek dava konusu taşınmazın 3600 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmaz ise 30 000-TL bedelin sözleşme tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....

            İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davada yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı gibi bir delile dayanılmamış ise de davalı karşı davacı delil dilekçesinde “sair kanuni deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış sayılır. Davalı karşı davacıya, davacı karşı davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken davanın eksik incelemeyle reddi doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 14.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Ancak, davacı vekili dava dilekçesinde "her türlü kanuni delil" ve 28.04.2000 havale tarihli delil listesinde de “yemin delili” demek suretiyle yemin deliline dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak HMK’nun 225 ve devamı maddeleri (Eski HUMK.nun 337 ve devam eden maddeleri) gereğince işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 26.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                GEREKÇE ; Dava; Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir. Davacı vekili 18/01/2022 tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak gelmediğinden, mahkememizce aynı duruşmada "taraflarca takip edilmeyen dava dosyasının HMK'nın 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına" karar verilmiştir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı 18/01/2022 tarihinden bu yana geçen 3 aylık süreye rağmen davanın yenilenmediği anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150/5. maddesi gereğince davacının davasının açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                  GEREKÇE ; Dava; Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir. Davacı vekili 18/01/2022 tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak gelmediğinden, mahkememizce aynı duruşmada "taraflarca takip edilmeyen dava dosyasının HMK'nın 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına" karar verilmiştir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı 18/01/2022 tarihinden bu yana geçen 3 aylık süreye rağmen davanın yenilenmediği anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150/5. maddesi gereğince davacının davasının açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu