Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün .... esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, söz konusu takibe karşı davalı tarafça itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı şirket tarafından haksız yere yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talepleri olduğunu ve davalarının kabulünün gerekli olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmesi gereken bedelin bağımsız ve daimi üst hakkı sözleşmesi ile işletme süresi boyunca irtifak hakkı bedeline dönüştürülmesi yönünde taraflarca ortak irade ortaya konduğunu, tarafalr arasında mevcut ve geçersiz bağımsız ve daimi üst hakkı kurma sözleşmesi kapsamında davalı lehine sözleşmeye konu müvekkilinin maliki olduğu alanlarda üst hakkı kurulduğunu, davalı şirketin de üst hakkı gereğince müvekkiline irtifak hakkı bedeli ödeme yükümlülüğü altında bulunduğunu, davalı lehine tesis edilen üst hakkın 30 yıl süreli daimi ve bağımsız üst hakkı olduğu göz önüne alındığında davalının bu üst haktan aynı taşınmaz gibi...

    MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı ... vekili; ....05.1986 tarihli protokol ile davalı lehine irtifak hakkı tesis edildiği belirterek, ödenmeyen 2005 yılı hasılat payı bedeli olan 42.963.60 TL, 2006 yılı hasılat payı olan 752.01 TL, 2007 yılı hasılat payı bedeli 363.68 TL, 2008 yılı hasılat payı bedeli olan ....471,29 TL, 2009 yılı hasılat payı bedeli olan ....812,73 TL, 2010 yılı hasılat payı bedeli olan ....983,97 TL kısmının ödenmediği beyanla dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine kurulan üst hakkı nedeniyle eksik tahsil edilen toplam 55.347,28 TL ana para ile ana paranın vade tarihlerinden ....09.2015 tarihine kadar hesaplanan gecikme zammı...

      İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; olayda, davacı lehine tesis edilen üst hakkı ve üst hakkına istinaden belirlenen bedelin değerlemesinden kaynaklı uyuşmazlığın söz konusu olduğu, üst hakkı bedelinin taşınmaz satışı gibi değerlendirilmesinin hatalı olacağı, zira taşınmaz satışında ortada tahakkuk etmiş bir alacak ve borç ilişkisi mevcut olduğu, oysa davaya konu üst hakkı sözleşmesinde tapuya davacı adına kayıt edilen üst hakkına karşılık tahakkuk etmiş bir borcun söz konusu olmadığı, resmi senette görüldüğü kadarıyla üst hakkı bedellerinin taksitler halinde inşaatın ilerleyişi ve inşaat bitiminde de işletme yılları itibariyle ödenecek bir borç ilişkisi mevcut olduğundan, günü geldikçe ödenen bir borcun tamamının değerlemesinin mümkün olmadığı, üst hakkının ne bir satış işlemi ne de bir kira ilişkisi olduğu dikkate alındığında, vergi kanunlarında yer alan alacak ve borçlarda değerleme yapılabilmesinin satış akdi...

        Türk Borçlar Kanun'unun 299. ve devamı maddelerinde düzenlenen kira akdi ile Türk Medeni Kanun'unun İkinci Kısmın birinci bölümünde yer alan, irtifak hakkı, kurulması, sonlandırılması, sonuçları itibariyle birbirinden tamamen farklı olan haklardandır. Türk Medeni Kanununda üst hakkına ilişkin 826. Maddesinde “Bir taşınmaz maliki, üçüncü kişi lehine arazisinin altında veya üstünde yapı yapmak veya mevcut bir yapıyı muhafaza etmek yetkisi veren bir irtifak hakkı kurabilir.” düzenlemesi getirilmiş olup taraflar arasındaki uyuşmazlık irtifak hakkının bir çeşidi olan üst hakkından kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, TMK'nun 826 vd. maddelerine göre taşınmazda kurulan irtifak hakkından kaynaklanan alacak istemine, başka bir deyişle mal varlığına ilişkin bulunduğu, HMK.'nun 2. maddesi çerçevesinde davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemesi görevi dahilinde kaldığı açıktır....

          Yıl irtifak hakkı bedeli için 517.741,64 TL irtifak hakkı bedeli takdir edildiğini, söz konusu vafırtan 13 yıl üst hakkı bedeli 517.741,64 TL ve üst hakkı bedelinin artışından kaynaklanan %6 oranındaki 4.485,01 TL kati teminat farkının ödenmesi hakkındaki 09/09/2014 tarih ve 78299 sayılı yazı 09/09/2014 tarihinde tebliğ edildiğini,söz konusu vakıf tarafından 09/09/2014 tarih ve 224470 sayılı makbuz ile irtifak hakkı bedeli, 09/09/2014 tarih sayılı alındı belgesiyle kati teminat farkı Defterdarlık Mahasebe Müdürlüğü veznesine yatırıldığını, 13.yıl üst hakkı bedeli belirlenirken gerekli piyasa araştırmasının yapıldığı , dava konusu 14. Yıl bedeli de söz konusu vakıfla düzenlenen resmi senedin 7. Maddesine istinaden 13. Yıl bedelinin ÜFE oranında arttırılması sonucu hesaplandığını açıklayarak davanın reddine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Turizm Otelcilik A.Ş'ne 13.08.1999 tarihinde yapılan sözleşme ile kiralandığını, daha sonra kira sözleşmesinin 24. maddesi uyarınca, kira ilişkisinin üst hakkına dönüştürüldüğünü ve dava dışı üst hakkı sahibi şirketin, üst hakkı sözleşmesinin 14. maddesi doğrultusunda davalının da izniyle üst hakkını 25.07.2005 tarihli üst hakkı devir sözleşmesi ile davacı şirkete devrettiğini, devreden şirket ve devralan davacı şirketin, sözleşmenin ilk imzalandığı tarihten 2007 senesine kadar üst hakkı bedelini sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen şekilde ödediğini, ancak; davalının 2011 yılı için davacı şirketten 539.855,77 TL üst hakkı bedeli istediğini, bunun sözleşmeye aykırı olmasına rağmen temerrüde düşmemek için davacı şirketçe ödendiğini, 107.966,87 TL ek üst hakkı bedelinin sözleşmeye aykırı olarak talep edildiğinden ödeme tarihi olan 15.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

            e yapılan üst hakkı bedeli ödemesi üzerinden yapılan kesintilere ilişkin 2018/11 dönemi için ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisinin kaldırılması ve söz konusu üst hakkı bedeli ödemesine istinaden kesilen tutarın ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır....

              Davacı vekili, dava konusu 139 ada 94 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı lehine 04.01.2001 tarihinde 29 yıllığına üst hakkı kurularak tapuya tescil edildiğini, ancak davalının, ödemesi gereken 7, 8, 9 ve 10. yıl üst hakkı bedellerini ödemediğini, davalı şirkete ödenmeyen üst hakkı bedelini ödemesi, sözleşmenin 7. maddesinin açıkça ihlali nedeniyle son yıl üst hakkı bedeli tutarında tazminat bedeli ödemesi, üst hakkının rızaen terkin edilmesi ve taşınmazın üzerindeki yapı ve tesislerle sağlam ve işler durumda teslim edilmesi için ihtaratın tebliğ edildiğini, ancak üst hakkının tapudan terkin edilmesine ve ödenmeyen irtifak hakkı bedellerinin 6111 sayılı Kanun çerçevesinde yapılandırılmasına rağmen taşınmazın tahliye edilmediğini ve son yıl üst hakkı bedeli kadar tazminatın ödenmediğini belirterek son yıl üst hakkı bedeli tutarındaki 41.438,00 TL tazminatın faiziyle ödenmesi, taşınmazın üzerindeki yapılarla birlikte sağlam ve işler durumda teslim edilmesi ile sözleşme gereğince tahliye...

                Dava 22.05.2018 tarihinde açılmış olup, davacı dilekçesi ile 2018 yılına ait üst kullanım hakkı kira bedeli 17.656,27- TL ve yine 2018 yılı arazi kullanım hakkı bedeli 19.578,00- TL toplamı 37.234,27- TL nin borcun ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı tarafından dava tarihinden sonra 02/08/2018 tarihinde arazi ve üst kullanım bedeli 37.234,27- TL'nin ödendiği davacı kurumun 02.08.2018 tarihli yazısı ile yazıya ekli makbuzlardan anlaşılmıştır. Davacı vekili 13.02.2019 tarihli duruşmada asıl alacağın tahsil edildiğini, ancak faiz, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacının faiz alacağından vazgeçtiğine yönelik herhangi bir kabulü bulunmamaktadır....

                İstinaf sebepleri: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; sözleşmenin Yap-İşlet-Devret sözleşmeleri ve Üst Hakkı Kurma sözleşmesi imzalandığını, resmi şekilde üst hakkı sözleşmesi yapılarak üst hakkı tapusu çıkarıldığını, davalının iş bu üst hakkı ile alanı malik gibi kullanarak ipotek tesis ettiğini, kredi kullandığını yararlandığını, taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olmadığını, davalının ödediği bedelin irtifak hakkı bedeli olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olmaması nedeni ile talep edilen bedellerin Türk Lirasına çevrildiğini, kendileri tarafından düzenlenen faturanın aksi ispat edilebilir belge olduğunu taraflar arasındaki ilişkinin üst hakkı sözleşmesi olduğunu olduğunu ve tarafların tacir olması nedeni ile davaya bakma görevinin Ticaret Mahkemesine ait olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu