WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

intifa hakkı/gayri maddi hak ve istasyona yapılan yatırım bedelleri yönünden davalıların sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, davalı şirkete intifa bedeli/gayri maddi hak bedeli ve yatırım bedeli olarak ödenen ve sürenin erken sonlanması nedeniyle iadesi gereken 736.602,00 TL +KDV alacağının temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Tebliği nedeniyle intifa hakkının ....09.2010 tarihinde sona erdiğini, müvekkili şirketin lehine tesis edilen intifa hakkının sona ereceği süre sonuna kadar davalıya intifa hakkı bedeli ödemiş olduğunu, intifa hakkı tesis edilen gayrimenkulde müvekkili şirket tarafından kalıcı yatırımlar yapıldığını, müvekkili şirketin yaptığı ödemelerin davalı açısından sözleşmenin geçersiz kılındığı süre olan ....09.2010 tarihi sonrası için sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını; davalının sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca aldıklarını güncellenmiş değer üzerinden geri vermekle yükümlü olduğunu ileri sürerek ........2004 ile ....09.2010 tarihleri arası dönemin intifa hakkı bedeli bayilik hizmet bedeli ve kalıcı teknik yatırımları için ödenen bedelin dava tarihine kadar güncellenmiş değeri olan 76.880,... TL.nin dava tarihinden itibaren anaparaya işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Dava konusu olayda davalı tarafından ilgili yasa ve yönetmelik hükümleri gerekçe gösterilerek belediye geliri olarak " Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı Veya Şebekelerinde Kullanılan Her Türlü Kablo Ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin Yönetmelik" kapsamında 2015- 2018 yıllarına ait davacıya 214.500 TL saha dolabı ve 379.086,84 TL geçiş hakkı bedeli tahakkuk ettirilerek tahakkuk bedellerinin tahsili talep edilmiştir. Buna karşılık taraflar arasında sözkonusu tahakkuk işlemine konu yerdeki faaliyetler kapsamında 13.07.2015 tarihli Kablo Hizmetleri Altyapı Kurulumu Protokolü düzenlenmiş, ve anılan protokolün zemin tahrip bedeli başlıklı 4.1 maddesinde "yapılacak çalışmalardan protokol süresine geçiş hakkı ücreti ile kazı ve çalışma izin bedeli alınmayacaktır. Protokolün bitmesi/uzatılmaması durumunda da geçmişe yönelik herhangi bir geçiş hakkı bedeli talep edilmeyecektir" düzenlemesi kararlaştırılmıştır....

      Bu nedenle eldeki davada davacının talebi, davalının irtifak bedelinin Tespitine ilişkin söz konusu bu hakkını kötüye kullanmak suretiyle fahiş olarak tespit ettiği irtifak bedelinin indirilmesi, başka bir ifade ile davalının bu davranışına hakimin müdahalesi istemini de kapsadığından, davada öncelikle davalının bu konudaki takdir hakkının üst sınırının belirlenmesi gerekli olup, belirlenecek bu miktara göre de, hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığının değerlendirilmesi gereklidir. Olayın özelliği itibariyle, davalının takdir hakkının üst sınırının, irtifak bedelinin yeniden belirleneceği 19. yıl irtifak bedelinin, Hazine Mallarının İdaresi Hakkında Yönetmelik kapsamında belirlenmesinde duraksamaya yer olmamalıdır. Davalının takdir hakkının üst sınırının bu yolla belirlenecek miktar olduğu kabul edilmelidir....

        İstek, kamulaştırmasız elatma nedeniyle el konulan taşınmaz bedeli ile irtifak hakkı bedeli olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 50,00 TL'nin tahsiline ilişkindir. HUMK’nun 4/2. maddesine göre, davacı kısmi dava açarken fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmuş ise, mahkemenin görevi 2011/4911 2011/7619 dava edilen alacak miktarına göre değil, alacağın tamamına göre belirlenecektir. Sulh Hukuk Mahkemesinde mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 08.05.2009 günlü bilirkişi raporunda talep edilebilecek irtifak hakkı bedeli olarak 6.801,81TL tespit olunmuş, Asliye Hukuk Mahkemesinde taşınmazlardan daha önce enerji nakil hattı geçmiş olması nedeniyle bilirkişilere düzenlettirilen 30.11.2010 tarihli ek raporda ise 6.290.05 TL bedel saptanmıştır. Bilirkişi raporları kesinleşmemiş, gerçeklikleri sabit olmamıştır....

          Belediyesi'nin 29.05.2007 tarihli encümen kararı ile otopark yapılıp intifa hakkının 30 yıl süreyle kiraya verilmesi konusunda aldığı karar sonucu taraflar arasında 22.06.2007 tarihli intifa hakkı ve üst kullanım hakkı karşılığı otopark yapım sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı yüklenici şirket tarafından inşaat tamamlanmış olup bu konuda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık otoparkın işletilmesi aşamasında çıkmış olup, dayanağı taraflar arasındaki sözleşmenin 3-4. maddeleridir. Davacı şirket, sözleşmenin 3-4. maddesine göre yıllık işletme hasılatı üzerinden binde bir oranında hasılat payı ödenmesi kararlaştırıldığı halde, davalı ...'nin yüzde bir oranında pay istediğini, kendilerinin de ihtirazi kayıtla bu bedeli ödediklerini belirterek fazla ödenen bedelin iadesini istediğinden, dosyanın temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay Yüksek 6. Hukuk Dairesi'ne aittir....

            Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl amme borçlusu şirketin sahip olduğu üst hakkına ait tapu kayıtlarının incelenmesinden, bu hakkın tapuda halen asıl amme borçlusu şirket adına kayıtlı bulunduğu, haktan kaynaklanan işletme hakkının devrinin hakkı sona erdirmeyeceği, üst hakkı üzerine haciz ve ipotek konularak paraya çevrilmesinin mümkün olduğu, üst hakkının karşılayacağı alacak miktarının üst hakkının kalan kullanım süresi ve taşınmazın değeri üzerinden yapılacak değerleme suretiyle belirlenebileceği, bu yol izlenerek üst hakkı üzerindeki rehin ve diğer hacizler de dikkate alınıp amme alacağının asıl amme borçlusu şirketten tahsil edilip edilemeyeceğinin ortaya konulmasının gerektiği, bu usule uyulmaksızın kanuni temsilci adına takibata geçildiğinden, asıl amme borçlusu şirket nezdindeki tüm takip yolları tüketilmeksizin düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir...

              AŞ ye devrettiğini,onların da kullanımı engellediğini ileri sürerek 2004 yılı 31-32. devre tatil hakkının yasal faizi ile tazminini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de bakiye 17 yıl kulanamama bedeli 32.391,60 YTL nin tahsilini istemiştir. Davalı, ... AŞ sözleşmeyi temsilci sıfatı ile imzaladığını, ... AŞ nin önce diğer davalı ... AŞ ye kiraya verdiğini, sonrasında ...’nin üst hakkını satın aldığını, kendisinin sorumlu olmadığını, davalı ... AŞ davacılar ile aralarında sözleşme olmadığını, taşınmazın üst hakkını satın aldıkların savunarak davanın reddine dilemişlerdir. Mahkemece, devre tatil sözleşmesi ile davalı ...’nin bakım ücreti alması nedeniyle sözleşmeyi benimsediği gözetilerek 2004 yılı bakım bedeli ile kullanamama bedeli olan 1.206,60 YTL üzerinden davanın kabulüne, fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ......

                daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı (A) ile gösterilen alanın daimi irtifak hakkı bedelinin 3.206,06- TL ve 3 yıl süre ile geçiçi irtifak hakkı (B) ile gösterilen alanın geçici irtifak bedelinin 2.399,49- TL olmak üzere güncellenmiş hali ile toplam 5.765,30- TL olarak TESPİTİNE, 4- Tespit edilen toplam daimi ve geçici irtifak hakkı bedelinden Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/123- 141 D....

                Ne miktara ulaşacağı belli olmayan ve üst sınırı belirlenmemiş tazminat ve alacak talepleri yönünden kefilin sorumluğuna gidilemez. Somut olayımıza gelince; kira sözleşmesinde, aylık kira bedeli dışında, kefilin sorumlu olacağı azami bir miktar gösterilmemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere ne miktara ulaşacağı önceden kestirilemeyen ve üst sınırı belirlenmemiş tazminat ve alacak talepleri yönünden kefilin sorumluğundan söz edilemez. Hor kullanmadan kaynaklanan giderim bedeli, onarım süresince oluşacak zarar ve elektrik su faturaları ile personel ücreti bu nitelikte olup, sözleşmede kefilin sorumlu olacağı miktar belirlenmediğine göre, kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu