Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı olarak açılmış tazminat istemine ilişkin davadır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalıya elektrik panolarının galvanizlenmesi işinin verildiğini, davalı tarafından galvinizlenme işinin ayıplı olarak ifa edildiğini ileri sürerek, davalıya galvaniz işi için ödenen 4.849,45- TL'nin, ayıplı galvaniz işlemi sebebiyle kullanılamaz hale gelen panoların yapımında kullanılan malzeme bedeli için ödenen 4.167,60- TL'nin, nakliyeciye ödenen 2.832- TL'nin ve ikinci defa üretilen panoların üçüncü kişiye yaptırılan galvaniz işi için ödenen 3.807,77- TL toplamı 15.656,82- TL alacak talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair, verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, satış sözleşmesine dayalı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden doğan alacak istemine ilişkin davadır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalıdan 3 adet lastik sökme-takma makinesi satın aldığını, makinelerin sürekli olarak arızalandığını, makinelerden beklenen faydanın sağlanamadığını ileri sürerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiştir. Yerel mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün davacı tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır....

.-2019/9933 K. sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....

    Satılan taşınmazın iskan ruhsatı olmadığı ve eskiye dayalı yıkım kararı olduğu tartışmasızdır.Mahkemece bu durumun basit bir araştırma ile ortaya çıkabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Satılan taşınmazın iskan ruhsatının olmaması ve hakkında belediye encümeni tarafından 12.3.1998 tarihli yıkım kararı bulunması satılan taşınmaz için önemli ayıp niteliğindedir. BK’nun 215.maddesine göre satılan taşınmazdaki ayıplardan dolayı satıcının ayıba karşı 2009/8511-13818 tekeffül borcu olup, BK’nun 198.maddesi hükmüne göre muayene ve ayıbın öğrenilmesinden itibaren makul bir süre içinde BK’nun 215.maddesi hükmüne göre ise satış tarihinden itibaren 5 yıl içinde ileri sürülerek satıcıdan zararını tazmin ettirebilir. Davacı 10.5.2006 tarihinde satın aldığı taşınmazın hukuki durumunu öğrendikten sonra 19.7.2006 tarihinde davasını açmıştır....

      Borçlar Kanununda tanımını bulan ayıba karşı tekeffül, satılan şeyin satıcının zikrettiği vasıfları taşımamasından veya bu şeyin değerini sözleşme gereğince ondan beklenen yararları azaltan veya kaldıran eksiklikler bulunmasından satıcının sorumlu olmasıdır. Ayıba karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır. Aynı zamanda satıcının bu borcu kanuni bir borç mahiyetindedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 221. maddesine göre satıcı, satılanın ayıbını alıcıdan hile ile gizlemiş ise satımda tekeffül hükmünü kaldıran veya sınırlayan her şart batıldır. Satıcı, tekeffül ödevini kaldırırsa kendisi ve karşı akit için gizli kalmış olan ayıplardan sorumlu olmak istemediğini belirtmektedir. Bu nedenle böyle bir açıklamanın bağlayıcı olabilmesi, satıcının kendisince bilinen ayıpların alıcıdan saklı kaldığını ve diğer ayıpların gerçekten tarafından bilinmeyen ayıplar olduğunu kabul ettiğini gerekli kılar....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; zina hukuki nedenine dayalı davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, tazminatlar ile tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, velayet, tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince karşılıklı açılan boşanma davalarında kadının zina hukuksal nedenine dayalı boşanma davası ve davalı erkeğin TMK. m.166/l hukuki nedenine dayalı davasının reddine, davacı kadının TMK. m. 166/1 hukuki nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmaları ve boşanmanın ferileri yönünden karar verilmiştir....

        ın ölmüş olduklarından davanın düşürülmesine, ... hakkında açılan davanın tefrikine, ... hakkında açılan davada suçu işlediği sabit olmadığından beraatine karar verildiği ve kararın 15.12.2011 tarihinde kesinleştiği; ... tarafından zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacılara karşı açılan tazminat davası sonucunda ... 3....

          DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava satış sözleşmesi sebebiyle ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan alacak ve menfi tespit davasıdır. Davacı taraf malın ayıplı çıkması sebebiyle harcadığı bedelin satış bedelinden tenzilini, ödeme zımnında verdiği iki çekin ödemesinin durdurulmasını, harcanan bedelin da davalıdan tahsilini istediğinden dava hem alacak hem menfi tespit isteklerini içermektedir. Dava sebebiyle yapılması gereken ön inceleme aşaması tamamlanmış, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde uyuşmazlık konuları belirlenmiştir. Elde edilen verilere göre tahkikat aşamasında toplanacak başkaca delil yoktur. Uyuşmazlığın çözümü, daha çok hukuki bir mesele olan ayıba karşı tekeffül şartlarının vaki olup olmadığı noktasındadır. Bu konuda bilirkişi incelemesi yapılması da usule aykırı olacaktır. Bu konu tartışmaya açılarak taraf vekillerinin görüşü alınmış, başkaca delil toplanmasına lüzum görülmeden dava sonuçlandırılmıştır....

            SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 25/01/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              Aile Mahkemesinde görülmekte olan 2014/531 Esas sayılı dosyanın 18.06.2015 tarihli celsesinde hâkim tarafından tanığa soru sorulmasına rağmen hâkimin sorduğu sorunun zapta geçirilmediği, sanki tanık kendiliğinden bu açıklamayı yapıyormuş gibi gösterildiği, davacı-karşı davalı vekillerinin ısrarlı tutumları sonucu hâkimin sorduğu soruyu zapta yazdırdığı, hâkimin diğer tanıklar için de benzer davranışlar gösterdiği, hâkimin davacı-karşı davalı vekiline mahkeme hâkimini reddetmelerini söylediği, bu beyanın zapta geçmesi istenince hâkimin bu durumu tutanağa yazdırdığı, hâkimin tarafsızlığını yitirdiği, bir kısım talepleri hakkında hiçbir karar ihdas edilmediği, taraflar ve çocuklar hakkında danışmalık tedbirinin uygulanacağı belirtilmişse de dilekçe tarihine kadar uygulanmadığı, müşterek çocuklar hakkında tedbiren velayet tayini talep edildiği halde dosyadaki delillerin incelenmemesi nedeni ile velayet ya da çocukların rehabilitasyonu için yasal gereklerin yapılmamış olması, davalının duruşma...

                UYAP Entegrasyonu