Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu 6098 sayılı TBK.’nun 309 (BK.’nun 253.) maddesinde düzenlenmiştir. TBK' nun 52. maddesinde; "Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. " TBK' nun 309. maddesinde; "Bir üçüncü kişinin kiralananda kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, kiracının bildirimi üzerine davayı üstlenmek ve kiracının uğradığı her türlü zararı gidermekle yükümlüdür." düzenlemeleri bulunmaktadır. ... .... Asliye ......

    Ayıba karşı tekeffül borcunun varlığı halinde, alacaklıya tanınan haklar ise Borçlar Kanununun 360.maddesinde gösterilmiştir. Ayıbın hukuken ne olduğuna ve ayıp ihbarı ile ayıba karşı tekeffül borcuna ilişkin bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince; Davalı iş sahibi, fason boyanan kumaşların ayıplı olduğunu ve bunlar nedeniyle bedel ödenmemesi gerektiğini savunmuş, ayıp ihbarının yapıldığını dinlettiği tanık ...’ın ifadesiyle kanıtlamıştır. Şayet mahkemece, ayıp ihbarının süresi hakkında duraksama varsa, ihbarın ne zaman yapıldığı konusunda tanığın yeniden çağrılarak dinlenmesi ve süresi hakkında bir kanata varılması mümkündür. Ancak burada önemli olan ve öncelikle üzerinde durulması gereken husus, fason imalatta ayıp bulunup bulunmadığının, bulunmakta ise bunun gizli ya da açık ayıp olup olmadığının saptanmasıdır. Bunun içinde kuşkusuz 6100 sayılı HMK’nun 266.maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yapılması gerekir....

      Artırma şartnamesinde açık bir taahhüdün bulunması veya artırmaya katılanlara karşı hile yapılmış olması halleri müstesna (ayrık) olmak üzere, satıcının zapta karşı teminat (BK 189-193. maddeleri) ve satılanın ayıplı olmasından dolayı bir tekeffül borcu (BK 194-207. maddeleri) yoktur (BK 230/ı mad.-24.06.1953 gün ve 14/6 sayılı İBK). Bu gibi durumlarda, alıcının; malın yok olmasına ya da zarar görmesine neden olmuş kişiler hakkında genel mahkemelerde tazminat davası açma hakkı bulunduğu gibi, malın korunmasında, kusuru bulunan icra dairesi görevlileri hakkında da idare aleyhine tazminat davası açma hakkı vardır (İİK 5. mad.). Bu itibarla koruma görevinde olanların yasalarla düzenlenmiş hukuki ve cezai sorumlulukları bulunmaktadır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir....

        Yine lisans verenin ayıba karşı tekeffül borcu da bulunmakta olup; yazılımın ayıplı olabilmesi için, vaat edilen özellikleri taşımaması ya da herhangi bir vaat bulunmasa dahi kendisinden beklenen vasıflara haiz olmaması gerekmektedir. Bu kapsama giren her tür ayıplar haricinde, tekeffül edilmediği sürece yazılımın değişim değeri ve kullanılma elverişliliğinde ciddi düzeyde olumsuz etkisi bulunan ya da bu nitelikleri ortadan kaldıran unsurlar da, yazılım lisans sözleşmeleri açısından, lisans verenin ayıba karşı tekeffül borcu kapsamında olduğu kabul edilmektedir. Dava konusu olaya bakıldığında sözleşmenin öncelikle, davalı tarafından, sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle, ------ihtarnamesi ile haklı nedenle feshedildiği görülmektedir....

          Belirtilmelidir ki, taraflar arasındaki hukuki ilişki tüketici işleminden kaynaklanmakla birlikte, davada uygulanması gereken hukuk normu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun zapta karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen 214 ve devamı maddeleridir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 214/1 maddesi,"Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur." 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "On Yıllık Zamanaşımı" başlıklı 146. Maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir."(Mülga 818 sayılı BK md.125)....

          SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, davacının davasının kabulüne, 50.094,71 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı dava dilekçesi ile Borçlar Kanunu'nun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanmak suretiyle sözleşmenin iptaline karar verilmesini talep etmiş, ilk derece yargılama makamınca ifa edilen yargılama neticesinde verilen davanın reddi kararı davacının temyizi üzerine dairemizin 2015/4366 Esas 2016/12850 Karar sayılı 11.05.2016 tarihli kararıyla bozulmuştur. Yapılan inceleme sonucu karar 11.05.2016 tarihinde bozulduktan sonra, davacı 09.01.2017 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah ederek 50.094,71 TL tazminatın davalı taraflardan tahsilini talep etmiş, mahkemece davacının davasının ıslah edilmiş şekli ile kabulüne, dava konusu 50.094,71....

              SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/70 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin üzerinden 2 yıllık süre geçmiş olmakla zamanaşımı gerçekleştiğini, zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanmasının koşullarının da bulunmamakla birlikte, zapta karşı tekeffül hükümleri yönünden de zamanaşımının gerçekleştiğini, haksız fiil hükümleri de dikkate alındığında zamanaşımının yine gerçekleştiğini, zaman aşımı nedeniyle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan ve resen belirlenecek nedenlerle davalı tarafın istinaf taleplerinin esastan kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi halinde de yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                in sair karar düzeltme isteminin reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık geçerli satıştan kaynaklanan BK. 189 ve sonraki maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir. Davacının .... plaka numaralı aracı 26.10.2000 tarihinde gerçek satıcı davalı ...’den noter senedi ile satın alıp ... sattığı bilahare aracın çalıntı olduğunun anlaşılması üzerine, emniyetçe8.7.2002 tarihinde zapt edilip araç sahibine iade edildiği, davacının ... parasını iade ettiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı ,geçerli araç satış nedeniyle aracın gerçek malik tarafından çalıntı olduğundan bahisle elinden alınması halinde aracın rayiç değerini isteyebilir ise de, bu değerin dava tarihi itibariyle değil,sözleşmeye konu aracın elinden alındığı 8.7.2002 tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir. Hal böyle olunca faizede zapt tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu