Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Rize İcra Müdürlüğünün 2019/6916 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlandığını, yasal süresi içerisinde itiraz edilemediğinden takibin kesinleşmesi nedeniyle bu davanın açıldığını, icra takibinin dayanağının; davalı tarafından dava dışı üçüncü kişiye satılan 34 XX 443 plakalı araç nedeniyle ve ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca davalı aleyhine Samsun BAM 5....

Maddesinde öngörülen hakimin reddi ve çekilmesini gerektirecek sebeplerinin bulunmadığı, reddeden davacı tarafından mahkeme hakimince bazı hususları beyanda adı geçen ilgili Şirket adını, kimin kim tarafından yönetildiğini veya sair isimleri yanlış anlayarak zapta geçirmekte, söz alınarak, talebimiz üzerine bazı yanlışlıkları düzeltmekte, eksik kalan çok önemli noktalardan ise ancak bazılarını zapta geçirdiğini, zapta bir kısım yanlış geçen hususların ikazları sonrasında düzeltildiğini, karşı tarafça tanığa sorular sorulmasına karşılık kendilerine bu yönde imkan sağlanmadığı, sözlerinin kesildiğini, delil toplanmasına engel olunduğunu, adil yargılanma haklarının zedelendiğini, davanın esasına ilişkin soru sorulmasının engellendiğini, karşı tarafın yönlendirici sorular sorulmasına müsaade edildiği, doğrudan soru sorma hakkının engellendiği ve diğer red sebebi olarak ileri sürülen bir kısım hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe...

    DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden bağıştan rücu nedenine dayalı alacak, karşı dava yönünden ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığında bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, her iki dava reddedilmiş ve karar davalı-davacı kadın tarafından kendi açtığı dava yönünden temyiz edilmiş bulunduğundan, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli .... sayılı iş bölümü kararı gereğince, inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.02.2013 (Pzt.) .......

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından nafakaların miktarı ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise zina hukuki nedenine dayalı davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, nafakaların miktarı ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması(TMK m.166/1) hukuki nedenine dayanan boşanma davası ile davalı-karşı davacı kadının zina (TMK m.161) hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması(TMK m.166/1) hukuki nedenine dayanan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın...

        BK'nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metnindende açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu 2011/18126 2012/20333 yönünü de zamindir. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda resmi şekle uygun olarak satış işlemi gerçekleştirilmiş, satış sırasında da taşınmazın tapu kaydında geçmişte orman olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmamaktadır.Buna göre davalı ... zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur....

          BK'nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." düzenlemesine yer verilmiş olup, Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi, mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda resmi şekle uygun olarak satış işlemi gerçekleştirilmiş, satış sırasında da taşınmazın tapu kaydında geçmişte orman olduğuna dair herhangi bir şerh 2011/12797 2012/15713 Bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca davalı ... zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ Y A R G I T A Y K A R A R I Davalılar vekili tarafından verilen 24.11.2014 havale tarihli dilekçede Dairemizin 16.09.2014 tarih, 2012/ 33621 E ve 2014/ 26727 K sayılı onama kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği ileri sürülerek, kararın ortadan kaldırılması ve yeniden duruşma günü bildirilmesi talep olunmuştur. Bahsi geçen dilekçe ve ekindeki evrak ile dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü. Dosya içeriğine göre, Dairemizce temyiz incelemesi sonucunda verilen kararda maddi hata saptanamadığı gibi, Yargıtay’da yapılan duruşmalarda taraflara ait açıklamaların zapta alınmadığı, bu yüzden 2012 yılında Yargıtay 10....

              "İçtihat Metni" TARİHİ : 04/12/2014 NUMARASI : 2014/830-2014/901 Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili davasının 4 ay içerisinde sonuçlandırılamaması nedenine dayalı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca açılan faiz istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair karara karşı davalı idare tarafından yapılan temyiz talebinin reddine dair kararın temyizine ilişkin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespit ve taşınmazın tescili davasının 4 ay içerisinde sonuçlandırılamaması nedenine dayalı faiz istemine ilişkindir...

                Burada zapta karşı tekeffül hükümlerine değinmekte de fayda vardır. TBK'nun 214. maddesinde, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir 3. kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcının, bundan dolayı alıcıya karşı sorumludur. Zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanabilmesi için aracın alıcının elinden alınmış olması gerekmekte olup İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2022/307 esas sayılı dosya kapsamında aracın bulunduğu yerin tespit edilemediği, taraflar arasında aracın teslimi hususunda uyuşmazlık bulunduğu, noter satış sözleşmesinde aracın davalıya teslim edildiğinin yazılı olduğu, araç bedelinin bir kısmının ödendiği göz önüne alındığında aracın teslim edilmediğine ilişkin davalı tarafından delil sunulamamışsa da aracın sahte belgelerle yurt dışından ithal edilerek, ÖTV muafiyetinden yararlanan araç gibi gösterilerek tescil edilmiş olması sebebi suç eşyası olduğu açıktır....

                  Keza, 03.09.2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.... maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan 03.09.2010 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ...'...

                    UYAP Entegrasyonu