Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Dava finansal kiralamaya konu malın ayıplı olması nedeniyle ödenen kiralama bedelinin iadesi ve uğranılan gelir kaybının tazmini istemine ilişkindir Davalı vekili, finansal kiralama sözleşmesine göre müvekkilinin ayıptan dolayı sorumlu tutulamayacağını, sadece davacının kullanımında olan malın finansmanını sağladığını, davacının müvekkilini ayıba karşı tekeffül borcu nedeni ile ibra ettiğini, malın ayıp nedeni ile öngörülen amaca tahsis edilememesi durumunda dahi finansal kiralama sözleşmesinden doğan tüm edimleri yerine getireceğini kabul ve taahhüt ettiğini belirterek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, sözleşmenin 5/d.maddesine göre kiralayanın ayıba karşı tekeffül borcunun kaldırılmış olduğu, davacının iddia ve taleplerini malın satıcısına yöneltilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    O halde mahkemece, davalının ayıba karşı tekeffül yükümlülüğü olduğu dikkate alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 04.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ATM dosyasında ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca bedelden indirim, huzurda görülen davada da genel hükümlere göre tazminat talebinde bulunulduğu, davacı tarafından ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak dava açılması durumunda, davacının artık aynı sözleşmeye dayalı olarak bu kez de genel hükümler çerçevesinde tazminat davası açma hakkı bulunmadığı, ilk açılan davada verilen kararın eldeki davada kesin hüküm teşkil ettiği, aksi durumda dahi davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı ve davalının süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduğu gerekçesiyle davanın HMK'nın 114/1-i ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

          MAHKEME KARARI Mahkemecenin 16.09.2014 tarihli ve 2013/541 E., 2014/849 K. sayılı kararıyla; davacı her ne kadar dava dilekçesinde zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanmış ise de tekeffül hükümlerinin düzenlendiği Borçlar Kanunu'nun 310 uncu maddesinin ikinci fıkrasında "kamulaştırmaya ilişkin hükümler saklıdır" hükmünün yer aldığı, aynı şekilde Kamulaştırma Kanunu'nun 20/2 maddesinde "taşınmaz malın boşaltılması sebebiyle mal sahibi ve idare tazminat ile sorumlu tutulamaz" hükmünün düzenlendiği, bu düzenlemeler karşısında davalı kiralayanın taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle davacı kiracının uğramış olduğu zarardan sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın, reddine karar vermiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....

            Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın suçta kullanılması sonucu el konulup müsadere edilen araca ilişkin aralarındaki alım satım sözleşmesi nedeniyle zapta karşı sorumluluğa dayalı rücuan tazminat istemine ilişkin olup Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına göre karar verilmekle temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine 29/01/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının değere yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın iadesine, 26.3.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Mahkemece, dava konusu aracın davalının mülkiyetindeyken herhangi bir kaza kaydının olmadığı, aracın davacının kullanımındayken iki kez kaza nedeniyle tamir gördüğü, araçta daha sonra kaza kayıtlarının olması nedeniyle davacının kaza nedeniyle tazminat talebinde bulunmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 2013/22116-2013/31908 1-Davacı, ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca gizli ayıplı olarak satılan araç nedeniyle ödediği bedelin iadesi ve aracın rayiç bedeli ile ödediği bedel arasındaki farkın tahsilini istemiştir. BK.nun 202. maddesine göre satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbının anlaşılması halinde alıcı, dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla satımın feshini, dilerse satılanı alıkoyup kıymetinin noksanı mukabilinde semenin indirilmesini isteyebilir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Asıl dava; bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava ise inançlı işlem olmadığı takdirde muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup mahkemece; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinin kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm karşı davanın davacısı tarafından temyiz edilmiştir. Öncelikli istek inançlı işleme dayalı iptal tescile ilişkin olduğundan bu ihtilaf çözümlendikten sonra muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak inceleme yapılabileceği anlaşılmaktadır....

                    olarak tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örneklerinin dosya içine alınarak, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı...

                      UYAP Entegrasyonu