Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle alacağın miktar değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli ve dikkatli özeni göstermesine rağmen miktar ve değerin belirlenmesini durumuna yada objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır. Maaş alacağı, kıdem tazminatı, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilemez.Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 'nin içtihat değişikliği de bu yöndedir. Davacının talebi maaş alacağı, kıdem tazminatı, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olup davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.'' gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna davacı tarafından müracaat edilmiştir....
Başka bir deyişle 3.kişi tasarrufa konu malın elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminatla sorumlu tutulmalıdır. Somut olayda, dava konusu araçları elden çıkartan davalı 3. ve 4. kişiler yönünden ayrı ayrı gerçek değeri üzerinden tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verildiği görülmüştür. Mahkemece; belirlenen tazminat bedellerinden elden çıkarıldığı tarihteki değerleri gözetilerek müştereken ve müteselsilen ve tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile sorumluluğun belirlenmesi gerekirken her davalı yönünden ayrı ayrı elden çıkardığı bedel üzerinden tazminat ile sorumlu tutulması, davalıların mükerrer sorumluluğuna yol açacak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16/05/2014 tarihinde verilen dilekçeyle satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, alacak; ikinci kademede tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine; tazminat ve alacak taleplerinin kabulüne dair verilen 17/07/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına; tapu iptali ve tescil talebinin reddine; tazminat talebinin kısmen kabulüne ve alacak talebinin kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, maddi tazminat talebinin reddi, manevi tazminat ve lehine hükmolunan nafakaların miktarları, velayetler, ziynet ve alacak talebinin reddi yönünden, davalı tarafından ise, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve davacı lehine hükmolunan nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 01.06.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, iş kazasında sürekli iş göremezliğe giren sigortalının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 417 inci maddesi, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 4 ncü maddesi hükümleridir. 3....
Bendine göre, “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, HUMK.’nun 8.maddesi II. Bendi gereğince tahliye, akdin feshi davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. Sadece kira alacağı ve tazminat istemi halinde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. Dava dilekçesinde dava değeri 7.268 TL olarak gösterilmiştir. Bu davalara bakma görevi genel hükümler çerçevesinde dava değerine göre Asliye Mahkemeleridir. Buna göre uyuşmazlığın ...Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ......
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/04/2014 NUMARASI : 2014/14-2014/85 Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda: takip dayanağı ilamda manevi tazminat alacağı için faize hükmedilmediğini, icra emrindeki manevi tazminat alacağı için işlemiş faiz talebinin ilama aykırı olduğunu, ilama aykırı olarak alacak talebinde bulunulduğunu, alacak kalemleri için işletilen faizin fahiş olduğunu ileri sürerek takibin iptalini, bu talebin kabul edilmemesi halinde asıl alacak ve faiz kalemlerinin ilama uygun şekilde düzeltilmesini talep etmiştir....
Mahkemece vekaletsiz iş görme hükümlerine göre görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görev yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HUMK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava, kiracı tarafından açılan, kiralanana yapılan imalat nedeniyle alacak ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Şeklindeki açıklama göz önünde bulundurularak yapılan incelemede; Somut olayda, Dava tarihinin 20.02.2020 tarihi olduğu, davaya konu taleplerin kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, iş arama izni alacağı, bakiye ücret alacağı, haksız fesih tazminat alacağı ile kötü niyet tazminatı alacağı olduğu, kural olarak bu taleplerin belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri ancak her olayın özelliğine göre denetleme yapmak gerektiği, yerel mahkemece davaya konu alacak kalemlerinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği kabul edilerek hukuki yarar dava şartı olmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de yukarıda yapılan açıklamalar ışında süpriz karar verme yasağının göz önünde bulundurulmadığı, davanın henüz dairenin yeni uygulamasının resmi gazetede yayınlanmadığı ve makul bir süre geçmediği tarihte açıldığı anlaşıldığından yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olmadığı, davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak ve Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak ve tazminat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....