Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü’nün 2015/2826 Esas sayılı dosya borcunun tamamen ödenene kadar bu tarihten sonra doğan tüm kira alacaklarını kapsayacak şekilde hesap edilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33.maddesinde yer alan düzenlemeye göre hukuku nitelendirme hakime aittir. Davacı alacaklının icra mahkemesine başvurusunun belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 89/4 maddesine dayalı tazminat alacakları gerçekte belirli bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri görülmektedir. İİK'nun 89/4 maddesine dayalı tazminat isteminin belirsiz alacak davasına konu edilmesi mümkün olmadığından, icra mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan (dava şartı yokluğundan) reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2019/809 Esas 2020/193 Karar, Yargıtay 12....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak-Tazminat Uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece 01.03.2012 tarih 2009/805 esas 2012/194 Karar sayı ile verilen hüküm Dairemizin 20.02.2013 tarih 2012/10860 Esas 2013/2811 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına direnilmiştir. Direnme kararının temyiz inceleme görevi Dairemize ait değildir. Bu durumda dosyanın görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 30/12/2021 NUMARASI : 2020/308 Esas-2021/745 Karar DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLLERİ : DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak-Manevi Tazminat KARAR TARİHİ : 05/04/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 05/04/2022 Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davacının alacak talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine dair karar verilmiş, verilen bu karara süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf ön incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın; ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasının sonunda davacının alacak davasının kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine dair karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuş ancak davalı ......

      BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI C.1.Gerekçe ve Sonuç Alacaklı tarafından genel mahkemede alacak davası açılması halinde kötüniyet tazminatının tahsilinin ertelenip ertelenmeyeceği hususunda yasal boşluk söz konusu olduğu, bu boşluktan hareketle yasa koyucunun Devletin alacağı olan %10 oranındaki para cezasının tahsilinin alacak davasının açılması üzerine ertelenmesini hüküm altına alıp, aynı şekilde genel mahkemede alacak davası açan alacaklının ödemekle yükümlü olduğu tazminatın tehirini öngörmemiş olmasının düşünülemeyeceği, çünkü yasanın hükümet gerekçesinde 170. maddenin 4. fıkrasında yapılan değişiklikle 3. fıkrada yapılan değişikliğe paralel olarak ve taraflar arasında eşitliğin sağlanması amacıyla 170. maddede belirtilen hallerde alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesinin düzenlendiğinin belirtildiği, bu durumda 170/4 c.1 hükmüne alacaklı aleyhine tazminat kelimesi eklendiği halde, değişiklik yapılmayan 170/4 c.2 hükmüne tazminat kelimesinin ilave edilmesinin...

        Çünkü yasanın hükümet gerekçesinde 170. maddenin 4. fıkrasında yapılan değişiklikle 3. fıkrada yapılan değişikliğe paralel olarak ve taraflar arasında eşitliğin sağlanması amacıyla 170. maddede belirtilen hallerde alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesinin düzenlendiğinin belirtildiği, bu durumda 170/4 c.1 hükmüne alacaklı aleyhine tazminat kelimesi eklendiği halde, değişiklik yapılmayan 170/4 c.2 hükmüne tazminat kelimesinin ilave edilmesinin unutulduğunun kabulü gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, İİK El Kitabı 2.Baskı sf:805). Kaldı ki İİK’nun 170/b maddesi göndermesi ile İİK'nun 68/son maddesi gereği de alacaklının alacak davası açması halinde tazminatın tahsilinin dava sonuna kadar erteleneceğinin kabulü gerekir. Somut olayda; ... 31. İcra Müdürlüğü'nün 2014/21231 E. sayılı dosyasında, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, alacaklı ... ......

          Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16/05/2014 tarihinde verilen dilekçeyle satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, alacak; ikinci kademede tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine; tazminat ve alacak taleplerinin kabulüne dair verilen 17/07/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına; tapu iptali ve tescil talebinin reddine; tazminat talebinin kısmen kabulüne ve alacak talebinin kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....

            Belirsiz alacak olarak açılan manevi tazminat davasına ilişkin değerlendirme; Ancak 6100 sayılı HMK'nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği açıklanmıştır. Buna göre belirsiz alacak davası açılabilmesi için zarar miktarının belirlenebilmesinin davacıdan beklenemeyecek olması gerekmektedir. Somut olayda ise belirsiz alacak davasına konu edilmek istenen manevi zarar miktarı davacı tarafından bilinebilecek olduğuna göre, manevi tazminat davası bakımından belirsiz alacak davası açma koşulları bulunmamaktadır....

              Başka bir deyişle 3.kişi tasarrufa konu malın elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminatla sorumlu tutulmalıdır. Somut olayda, dava konusu araçları elden çıkartan davalı 3. ve 4. kişiler yönünden ayrı ayrı gerçek değeri üzerinden tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verildiği görülmüştür. Mahkemece; belirlenen tazminat bedellerinden elden çıkarıldığı tarihteki değerleri gözetilerek müştereken ve müteselsilen ve tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile sorumluluğun belirlenmesi gerekirken her davalı yönünden ayrı ayrı elden çıkardığı bedel üzerinden tazminat ile sorumlu tutulması, davalıların mükerrer sorumluluğuna yol açacak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle alacağın miktar değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli ve dikkatli özeni göstermesine rağmen miktar ve değerin belirlenmesini durumuna yada objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır. Maaş alacağı, kıdem tazminatı, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilemez.Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 'nin içtihat değişikliği de bu yöndedir. Davacının talebi maaş alacağı, kıdem tazminatı, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olup davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.'' gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna davacı tarafından müracaat edilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, maddi tazminat talebinin reddi, manevi tazminat ve lehine hükmolunan nafakaların miktarları, velayetler, ziynet ve alacak talebinin reddi yönünden, davalı tarafından ise, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve davacı lehine hükmolunan nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 01.06.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

                  UYAP Entegrasyonu