Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesinin "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmenin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir ...." hükmünü haiz olduğu, davanın manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacıların davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağı miktarını kendilerinin belirleyebileceği ve davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı ya da değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilme imkanının bulunduğu, manevi tazminat isteminin manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmı veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davacının dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak açtığı ancak davanın belirsiz alacak davasının şartlarını taşımadığı, bu durumda HMK'nın 114/1-h maddesi gereğince davacının hukuki yararının bulunmadığı...

    Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar" düzenlemesine yer verilmiştir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, takip borçlusunun borca itirazının İcra Mahkemesi tarafından incelenmesi neticesinde, takip alacaklısı aleyhine hükmolunan kötüniyet tazminatının tahsili, takip alacaklısının genel mahkemelerde alacak davası açması halinde bu dava sonuna kadar duracak, alacak davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde de bu tazminat kalkacak ve alacaklı kötüniyet tazminatı ödemekten kurtulacaktır. Bu anlamda, takip alacaklısı aleyhine İcra Mahkemesi tarafından hükmedilen kötüniyet tazminatının akıbeti, genel mahkemelerde alacaklının açtığı alacak davasının sonucuna göre belirlenecektir....

      Dairesi'nin ... sayılı icra dosyasında davacı sigorta şirketi tarafından davalı ... aleyhine 5.000,00 TL asıl alacak ve 318,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.318,08 TL alacak için icra takibi yapıltığı, takibin borçlunun itirazı ile durduğu, davanın İİK 67. maddesi uyarınca süresinde açıldığı görülmüştür. Davacı tarafından düzenlenen sigorta poliçesinde, 26/09/2018-26/09/2019 tarihleri arasında ...'ın konutunun teminat altına alındığı, teminat limitinin 99.000,00 TL olduğu görülmüştür. TTK'nın 1472 maddesi uyarınca sigortalıya sigorta tazminatını ödeyen sigorta şirketinin ödediği tazminatı zarar sorumlularından rücuen talep edebileceği düzenlenmiştir. Talep edilebilecek tazminat tutarı sigortalının gerçek zararı ile sınırlıdır. Bu nedenle davalı savunması doğrultusunda zararın davalı eylemi ile meydana gelip gelmediği ve sigortalıya ödenen tazminat tutarının gerçek zarar kadar olup olmadığı konusunda deliller toplanmış ve bilirkişi raporu alınmıştır....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/54 Esas KARAR NO : 2021/493 DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat) DAVA TARİHİ : 28/01/2020 KARAR TARİHİ : 09/07/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili, davacı tarafından iş yeri sigorta poliçesi ile sigortalanan iş yerinin davalının sorumluluğundaki şebeke hattına bağlı borunun patlaması nedeniyle zarar gördüğünü, hasar bedeli olan 80.425,00 TL'nin davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı vekili, sorumluluğun sigortalı iş yeri sahibinde oluğunu savunarak savunarak davanın reddini istemiştir. GEREKÇE : Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.07.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen açılmamış sayılmasına kısmen reddine dair verilen 17.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, alacak taleplerine ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, tapu iptali ve tescil ile tazminat davasının reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

            Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıların icra takip dosyasına yaptığı itirazın 9.324,66 TL. üzerinden iptaline, takibin davalılar ...Ltd. Şti yönünden asıl alacak ve 317,29 TL. işlemiş faiz, davalı ... yönünden asıl alacak ve 236,82 TL. işlemiş faiz üzerinden devamına,asıl alacağa takip tarihinden faiz uygulanmasına, asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş hüküm davalı ...Ltd....

              İş kazasında zarar gören davacı, davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağının miktarını kendisi belirlediğinden, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu söylenemez. O halde manevi tazminat istemi manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesine göre dava yoluyla tespiti de istenemez. Bu nedenlerle manevi zararın belirsiz alacak davası olarak tahsili için açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir....

              Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, temerrüt faizinin asıl tazminat ödenmediği sürece her gün doğan ve asıl alacağın bağlı bulunduğu zamanaşımı süresine tabi olan ek bir alacak niteliğinde bulunmasına, tazminat talebinin zamanaşımına uğramayarak ilama bağlanmış ve takibe konulmuş olmasına, 05/03/2013 tarihinde açılan ve asıl dava ile birleşen faiz alacağı davasının açıldığı tarihten geriye doğru on yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleşmemiş bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 617,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesinde harca esas değer 5.141,00 TL belirtilmiş olmasına rağmen talep edilen alacak kalemleri dilekçe içeriğinden anlaşılamadığından mahkemece davacının taleplerini açıklaması istenmiş, davacı tarafından açıklama dilekçesi verilmiştir. Ancak davacı tarafından sunulan açıklama dilekçesi dava dilekçesi ile uyumlu değildir. Dava dilekçesinin netice ve talep kısmında; belirlenebilen eksik ücret, eksik ihbar tazminatı alacakları ile belirsiz olan kötüniyet ve manevi tazminat ile fazla mesai, haftasonu tatil ücretleri şeklinde talepte bunulmuş; kötüniyet, manevi tazminat, fazla mesai ve haftasonu ücreti alacakları için bedel belirtilmemesine rağmen toplam 5.141,00 TL değer gösterilerek dava açılmıştır. Davacı tarafından sunulan açıklama dilekçesinde ise, toplam alacak miktarı 6.216,65 TL ve ayrıca manevi tazminat ve kötüniyet tazminatı için de 2.500,00 TL olmak üzere toplamda 8.716,65 TL talepte bulunulmuştur....

                  Uyuşmazlık konusu, belirsiz alacak davasının mahiyeti ve bilinen dönem hesabının sonraki bilirkişi raporuyla ileri çekilmesi noktalarında toplanmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu