Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, müvekkili idarelere yapılan uygulamasının yasal olduğunu BK.nun 60.maddesi uyarınca manevi tazminat isteminin zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre davalının yaptığı işlemlerin Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğine uygun olduğu bu itibarla maddi tazminat isteminin yerinde olmadığı, kaldı ki maddi tazminat talebinin avans faizi olarak istendiği, yanlar arasında avans faizi uygulamasını gerektirir bir alacak borç ilişkisinin bulunmadığı, davacının Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı menfi tesbit davasının 2.5.2003'te kabul edildiği, BK.nun 60.maddesi uyarınca manevi tazminat davasının bir yıl içinde açılması gerekirken bu süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin yerinde görülmediğinden manevi tazminat isteminin de zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

    Hukuk Hakimliği'nde alacak davası açıldığını, kendisini yolsuzlukların içindeymiş gibi gösteren davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalı yan ise, kurum müfettişlerinin düzenlediği raporda; fazla alınan Tazosin isimli ilacın tüketilmesi amacıyla bazı doktor ve hemşirelerce, doktor damgaları kullanılarak sahtecilik yapıldığı, ilaçların SSK Hastanesi Eczanesi'nden sağlandığı belirtilerek ilaç bedellerinin ilgililerden alınmasının önerilmesi nedeniyle davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, bildirim yapıldığını, icra takibi başlatıldığını ve alacak davası açıldığını belirterek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....

      (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminat miktarının az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 5)Davacılar vekili, dava dilekçesinde manevi tazminat için, kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir....

        Davalılar ... ve ...Ltd.Şti. vekili, kusura, manevi tazminata ve belgeli olmayan maddi tazminata itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... şirketi vekili, sorumluluklarının kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçede manevi tazminatın teminata dahil edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulü ile taleple bağlılık gereği 3.152,50-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davanın manevi tazminat talebi yönünden kabulü ile toplam 500,00-TL'nin davalılar ... ve ... Ltd. Şti'nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ...Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Davalı ...Ltd. Şti. vekilinin manevi tazminat yönünden temyiz itirazlarının incelenmesi neticesinde; 6100 sayılı HMK.'...

          tazminat isteklerini alacak olarak nitelemesini ve bunun da hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sonuç olarak yerel mahkemenin iş bu tümden red kararının usul ve yasaya aykırı olup ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir....

          Dava, kiracı tarafından kiraya verene ve yeni malik aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Her ne kadar, davacının manevi tazminat talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş olsa da, dava tarihi ve manevi tazminat isteminin de kira ilişkinden kaynaklandığı dikkate alındığında, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Hal böyle olunca; mahkemece, davacının manevi tazminat istemi yönünden de işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde manevi tazminat talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3- ) Bozma nedenine göre davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

            olmasından dolayı kötü niyet tazminat talebinin yerinde olmadığını, hangi hukuksal gerekçe ile istendiği belli olmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin de reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin Ankara 15. İş Mahkemesinin 2006/132 Esas, 2008/141 Karar sayılı, 21.2.2008 günlü ilamında davacıların ayrı ayrı maddi ve manevi tazminatla birlikte faiz isteminde de bulundukları, yapılan yargılama neticesinde, sigortalının babası ve çocukları olan davacılar yönünden maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, fazla taleplerinin reddine, sigoralının eşi olan davacı yönünden ise, maddi tazminatın taleple bağlı kalınarak olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline, fazla istemin saklı tutulmasına, manevi tazminat isteminin kabulüne karar verildiği, bu kararın Dairemizin 22.9.2009 günlü ilamı ile eş yönünden belirlenen manevi tazminat miktarı düzeltilerek onandığı görülmüştür. İlk davada, davacıların manevi tazminat yönünden de faiz istemleri bulunduğu halde, faize hükmedilmediği, aksine ... dışındaki davacılar yönünden fazla istemlerin ret edildiği anlaşılmaktadır....

              Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat talebi, zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

              Davacı vekili 11/05/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 40.157,65 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili, davacıya ait aracının üzerindeki başkaca hacizler nedeniyle muhafazasının devam ettiğini, davacının maddi ve manevi zarara yönelik iddiasını belgelendirmediğini, kabul etmemekle birlikte manevi tazminat olarak talep edilen tutarın da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu