Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili tarafından verilen 10.04.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile; Davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, müvekkilinin edimlerini ifa etmediği iddiasına dayalı alacak ve tazminat istemi olarak ikame edildiğini, taraflarınca ikame olunan karşılık davanın da alacak ve tazminat taleplerini içerdiğini, mahkemenin manevi tazminat taleplerini tefrik etmiş, ilk davanın sonuçlanması beklemeksizin, dosya üzerinde manevi tazminat talebinin reddine karar verildiğini, buna karşılık, davacının tazminat taleplerinin tefrik edilmediğini, ilk dosya karara bağlanmadan, bu talebin akıbetinin ne olacağının da anlaşılamayacağını, dava ve karşı dava dosyası sonuçlanmadan önce ve bu davanın müvekkili karşı davalıya yansıyacak olumlu ya da olumsuz yönleri gözetilmeksizin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiğini, sadece yukarıdaki gerçeklerin varlığının dahi, manevi tazminatın reddi kararının yasanın öngördüğü koşullardan yoksun olarak verildiğinin...

Mahkemece verilen 16/09/2015 tarihli, 2013/99 esas, 2015/345 karar sayılı ilk kararda: manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş; kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 07/03/2016 tarihli, 2015/16988 esas ve 2016/2831 karar sayılı ilamında "Manevi tazminat, niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olarak istenemez ise de, dava dilekçesinde 50.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği belirtildiğine göre belirtilen bu miktar üzerinden işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir." şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararın gerekçesinde bu kez asıl alacağa haksız fiil tarihinden itibaren faiz yürütüldüğü belirtilmiş; ancak kısa kararda ve hüküm fıkrasında faize ilişkin talep konusunda herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir....

    A.Ş tarafından alınarak, davacıya ödenmesine, Davacı tarafın fazlaya dair maddi tazminat taleplerinin zaman aşımı itirazları nedeniyle reddine, b-Manevi tazminat alacak bedeli olarak, 10.000,00 TL nin kaza tarihi olan 09/01/2004 tarihi itibariyle, yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı ... San. Tic. A.Ş tarafından alınarak, davacıya ödenmesine, Geriye kalan manevi tazminat talebinin reddine,'' karar verilmiştir.Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir....

      inceleme yapılmadığını ve SGK tarafından verilmiş raporlarla yetinildiğini; Davacının kusuru bilirkişi raporu ile %30 kusurlu olduğu tespit edildiğini, davacının müteraffik kusurunun manevi tazminat belirlenirken dikkate alınması gerektiğini, davacının kusurunun dikkate alınmadan davacı T1 için manevi tazminat hükmedilmesi 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda geçen manevi tazminat hesaplama unsurlarının dikkate alınmadığını gösterdiğini; Manevi tazminatın en önemli unsuru kişinin doğrudan olay nedeniyle zarar görmesi şartı olduğunu; Birleşen dava dosyasında davacının ailesine davacının uğradığı iş kazası nedeniyle hükmedilen manevi tazminat miktarları da davacının şahsına verilen tazminat tutan gibi hak ve nesafete uygun olmadığını; Davacı ve ailesine toplamda 125.000,00 T.L. manevi tazminat hükmedilmesinin, davacı için tatmin duygusunu aşacak ve davacının kusur miktarı ve ülkenin ekonomik koşulları dikkate alındığında bir tarafın sebepsiz zenginleşmesine...

      Ancak, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/4. maddesinde yer alan “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” şeklindeki düzenlemeye göre, davacının maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu ve iki talebinin de reddine karar verildiği gözetilerek davalı yararına maddi ve manevi tazminatın reddi bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - KARAR - Dava, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davası ve davalılardan ... Aletleri San. ve Tic. A.Ş. tarafından davacıya karşı açılan karşı-alacak davası iken yargılama aşamasında davacının iflas etmesi üzerine davanın davacı müflis iflas idaresi tarafından açılmış maddi ve manevi tazminat davasına ve davalı ... Aletleri San. ve Tic. A.Ş. tarafından açılan karşı-alacak davasının müflise karşı açılmış kayıt kabul davasına dönüşmüş olduğu ve mahkemece asıl davanın reddine, karşı dava olan kayıt kabul davasının kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. İş bu dosyada her ne kadar davacının iflasından önce Dairemizce verilmiş bir bozma kararı var ise de bozmadan sonra verilen temyize konu kararın müflis tarafından açılmış maddi ve manevi tazminat davası ve davalılardan ... Aletleri San. ve Tic....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 09/07/2018 NUMARASI: 2015/581Esas - 2018/777 Karar DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 20/05/2021 Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık, TBK'nın 54 ve 56. maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir....

            Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre; davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı işçinin manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Uyuşmazlığın normatif dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 58.maddesidir. Sözü edilen hükme göre, "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir." Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf iş şartlarının esaslı bir şekilde değiştiğini ve gerekli çalışma koşullarının sağlanmadığını, çalışma şartlarına daha fazla dayanamadığını ve işten ayrıldıktan sonra ekonomik kaygılar sebebiyle işsiz kalmamak için istifa dilekçesi imzalamak zorunda kaldığını, bu sürecin manevi yönden sarstığını iddia etmiş ve bu nedenlerle manevi tazminat talebinde bulunduğunu belirtmiştir....

              Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının 09.10.2012 tarihinde iş kazası geçirdiği ve %6,2 oranında malul kaldığı, bu durumun SGK Başkanlığı tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, alınan kusur raporunda davalı işverenin %70, davacının %30 oranında kusurlu değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, 40.339TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline; dava dilekçesinde manevi tazminat talebi bulunmadığından ve ıslah dilekçesi ile manevi tazminat talebinin mümkün olmadığı değerlendirmesi ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Manevi tazminat talebi ile ilgili hüküm kurulurken, davacının manevi tazminat istemiyle ilgili dilekçesinin hukuki değerlendirmesinde yanılgıya düşülmüştür. Dosya kapsamına göre, davacı tarafın toplam 40.339TL maddi ve 20.000TL manevi tazminat talebini de kapsayan ıslah dilekçesine ilişkin olarak, 02.05.2016 tarihinde ıslah başvuru harcını da yatırdığı anlaşılmaktadır....

                Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacının, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesi olmasına; manevi zararın, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olması ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunması nedeniyle birden fazla bölümler halinde istenemeyeceğine; bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşmesine, acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağına; bu nedenle manevi tazminat davasının, "manevi tazminatın bölünemezliği" kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak...

                  UYAP Entegrasyonu