kiralama sözleşmesi akdettiği ve bu nedenle kur farkından kaynaklanan zararının doğduğu, davacı şirket vekilinin talebi ile sınırlı olarak 12.152,80 TL'nin finansal kiralama sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren ticari faiz ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği şeklinde karar verilmişse de, mahkemece 5000 Euronun karşılığı olarak yapılan 11.500,00 TL davalı şirket tarafından davacıya ödenmiş ise de, davacı şirketin davalı şirketten kur farkından kaynaklanan 1.880,50 TL alacağının olduğu ve sözleşme tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği ve takasa konu iş makinesinin davacı şirketin ticari defter kayıtlarında halen mevcut olduğu ve yeni araç alımı gerçekleştirmemiş olması nedeniyle bu hususta davacının zararın doğmadığı şeklindeki kanaatlerinin doğru olduğu; ancak davalı satıcının temerrüdü nedeniyle davacı şirketin finansal kiralama sözleşmesi akdettiği ve bu nedenle kur farkından kaynaklanan zararının doğduğu, davacı şirket vekilinin talebi ile...
Maddesine göre verilen kesin süre içerisinde defterlerini sunmadığı, 7251 sayılı kanunla HMK nın 222/3 maddesindeki değişiklik gereği davalı tarafın defterlerini sunmaması ve davacı defterlerinin usulüne uygun tutulması nedeniyle sahibi lehine delil olarak kabul edildiği, bu itibarla; mahkememizce, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunan açık hesaba konu faturalardan kaynaklı davalıdan 7.079,48 TL alacaklı olduğu, bakiye kısma ilişkin istemin vade farkından kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, bu hususta yapılan ticari ilişki kapsamında taraflar arasında imzalanmış sözleşme ve buna göre teslim ve ödeme tarihi belirlenmediği ve bu nedenle vade farkı alacağı talep edilemeyeceği gibi davacının kayıtlarında vade farkına ilişkin düzenlenen bir faturanın da bulunmadığı, bu nedenle davacının karşı taraftan vade farkı alacağı talep edemeyeceği kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulü ile; Tire İcra Müdürlüğü'nün ......
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; fiyat farkından kaynaklanan 98 adet fatura ile bu faturaların toplam tutarı olan 174.243,87 TL'nin davalının ticari defterlerinde kaydı bulunmasa da, davalı tarafın cevabi ihtarname ile bayilik sözleşmesinin eki mahiyetindeki protokolü tevilli olarak kabul etmiş olduğu, protokolün 2. paragrafında yer alan hükme göre, Devlet tarafından açıklanan ana dağıtım firmasına tanınan kar marjı üzerinden % 1 oranın ana dağıtıcı olarak davalı şirkete bırakılacağı ve kalan kar marjını peşin iskontosu olarak veya vade farkı olarak bayiye yansıtılacağı ve peşin iskontolu veya vadeli alımın bayinin seçimine bırakılacağı, davacı bayinin peşin ödeme iskontosunu tercih etmiş olması itibarıyla dağıtıcı karının % 1'lik bölümü dışındaki kısmın tamamını peşin ödeme iskontosu olarak uygulanması gerektiği, buna göre davacının takibe konu fiyat farkı faturaları nedeniyle icra takip tarihi itibarıyla davalıdan 153.546,50 TL alacaklı olduğu...
alacağını muhasebesel işlemle sıfırladığı, dolayısıyla davalının vade farkı faturasından kaynaklanan alacağını davacıya ait teminat mektubunu nakde çevirerek fiilen tahsil etmediği, davacının icra takibine konu ettiği 20/04/2016 tarihli W00000000000504 nolu vade farkı iade faturasının 21.04.2016 tarihinde eline ulaşması üzerine davalının iade faturasından kaynaklanan bu miktarı davacıya alacak olarak 21.04.2016 tarihinde 9012 yevmiye numaralı işlemle kaydettiği, davacının esasında yukarıda izah edilen nedenlerle vade farkı iade faturasından kaynaklanan bir alacağı kalmadığı halde 21.04.2016 tarihli 9012 yevmiye numaralı alacak kaydının hatalı yapıldığının anlaşılması üzerine davalının 30.04.2016 tarihli 10012 yevmiye numaralı "olağan gelirler iptali" işlemi ile bu alacak kaydını iptal ederek cari hesabını sıfırladığı, davalının icra takibi ve davaya konu olan iade edilen vade farkını tahsil etmediği, dolayısıyla davacının dava konusu vade farkı iadesinden kaynaklanan bir alacağının bulunmadığı...
- KARAR - Davacı vekili, davacı ile davalı arasında distribütörlük ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki nedeniyle davacının davalıdan kur farkından doğan munzam zarar dışında 11.01.2011 tarihi itibariyle 808.714,49 TL alacaklı bulunduğunu, bu alacağın faizi ile birlikte tahsili için davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve asıl alacak üzerinden % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı şirketin haklı olarak davacı şirket tarafından başlatılan takibe itiraz ettiğini, zira davalı şirketin davacı şirketten olan alacaklarının mahsup edilmeden takip başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/857 KARAR NO :2021/1041 DAVA:Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:30/12/2021 KARAR TARİHİ:31/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisievveli ...'ın 14/02/2010 tarihinde vefat ettiğini, vefat ettiği tarihte davalı bankada 815.881,01 TL vadeli olarak yatırılmış mevduatı bulunduğunu, ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/857 KARAR NO :2021/1041 DAVA:Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:30/12/2021 KARAR TARİHİ:31/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisievveli ...'ın 14/02/2010 tarihinde vefat ettiğini, vefat ettiği tarihte davalı bankada 815.881,01 TL vadeli olarak yatırılmış mevduatı bulunduğunu, ...'...
Davacının vade farkı talebine gelince; vade farkı istenebilmesi, yanlar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün varlığına bağlıdır (Yargıtay İçtihadı Birleştirme HGK'nun 27.06.2003 gün ve E:2001/1, K:2003/1 sayılı ilamı). Yargıtay uygulamasına göre, teamülün mevcut olduğunun kabulü için de en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gereklidir. Somut olayda; taraflar arasındaki protokolün 9.C maddesinde, ödemelerdeki gecikmelerden döviz bazında aylık %2 finansman masrafı alınacağı kararlaştırılmıştır. Davalı vekili, protokoldeki bu hükmün vade farkı talep edilebileceği anlamına gelmediğini ileri sürüp taraflar arasında bu yönde bir teamül oluşmadığını ve faturanın kabul edilmeyip davacıya iade edildiğini belirtmiş ise de, protokoldeki bu hükmün vade farkına ilişkin olduğu açıktır....
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafça dava konusu cari hesap içerisinde 11.01.2011 tarih ... numaralı vade farkı konulu fatura ile müvekkiline fatura kesildiğini, müvekkilinin vade farkını kabul etmediğini, taraflar arasında vade farkı yönünde yazılı bir anlaşma yapılmadığı gibi teamül de oluşmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafça davalı aleyhine yapılan icra takibinde 115.639,92 TL asıl alacak, 1.682,95 TL vade farkı faturası alacağı, 3.426,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 120.752,20 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davacı tarafından davalıya tanzim edilen 3 adet fatura tutarı toplamı olan 115.639,92 TL'nin iki tarafın da defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından tanzim edilen 1.682,95 TL tutarındaki vade farkı faturasının davalı tarafın defterlerinde kayıtlı olmadığı, 3 adet fatura tutarı hizmetin davacı tarafça ifa edildiği ve davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalı taraftan 115.639,92 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında imzalanmış vade farkı ödeneceğine dair bir anlaşma veya davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair tebliğ şerhli ihtarnamenin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 115.639,92 TL alacak üzerinden iptali ile takibin...