Davalı vekili; takip konusu faturanın vade farkından kaynaklandığını, dosyaya sunulan sözleşmedeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, bir an için müvekkili şirketin söz konusu sözleşmeye icazet verdiği kabul edilse dahi sözleşmenin taraflar arasındaki ticari ilişkinin çok cüzi bir kısmını oluşturduğu, ayrıca taraflar arasında vade farkına dair bir uygulamanın da olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle gecikerek ödenen fatura bedellerine vade farkının uygulanmaması hususunun teamül haline dönüştüğü, ayrıca fiili olarak uygulanmayan 2007 tarihli sözleşmedeki vade farkı düzenlemesine dayanılarak 2009 yılında vade farkı talep edilmesinin iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 14/12/2007 tarihli sözleşmeye dayanılarak açılmıştır....
TL olduğu, talep gereğince davalı şirketin alacağının 631.602,07 TL olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının takip talebindeki gibi avans faizi talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır. 24.12.2015 tarihli bayilik sözleşmesinin tamamı ile vade farkı faturalarının dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması üzerine davacı vekiline sözleşmenin tamamının ve vade farkından kaynaklı faturaları ibraz etmek üzere süre verilmiş, süresinde eksik delillerin ibraz edilmesi sonrası dosya bir yeminli mali müşavir, bir mali müşavir ve bir bayilik sözleşmesinde uzman hukukçu bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilmiş, bilirkişilerden taraflar arasında ürün tesliminden kaynaklı alacak ve vade farkından kaynaklı alacak miktarının ne kadar olduğu, taraflar arasına vade farkı faturası düzenlenmesi konusunda uygulama bulunup bulunmadığının rapor edilmesi istenilmiş, bilirkişilerce düzenlenen 01.11.2022 tarihli raporda özetle; takip tarihindeki davalı şirket borç bakiyesinin...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/25 Esas KARAR NO : 2021/241 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/01/2018 KARAR TARİHİ : 07/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firmanın yaklaşık 4 - 5 senedir ticaret yaptıklarını, davalının son 2-3 aylık dönemde yapılan ticaretlerle ilgili olarak müvekkilinin alacağı olan 8.238.21 EURO, 7.358,16 GBP ve 472,67 USD alacağı bulunduğunu ve kur farkı hesaplamasının yapılmadığını, davalının cari hesap ilişkisi nedeniyle kur farkından kaynaklanan bakiye toplamda 68.973,43 TL borcunun olduğunu, davalının borcunu ödememesi nedeniyle hakkında ... 23....
Davalı vekili, tarafların cari hesap ile çalıştığını, tartışmalı alacak üzerinde mutabakat sağlanamadığından davalının takibe itiraz ettiğini, talep edilen miktarda borcunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; tarafların 2005 defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, işlemler arası bağlantı kurulmasının çok zor olduğu, bu nedenle defterlerin lehe değil aleyhe delil oluşturduğu, davalı defterlerinde davacı şirket ile dava dışı ... Gıda şirketinin hesabında kayıtlı toplam 28.578,27 TL tutarında fatura kayıtlı olduğu, davacı şirket kayıtlarında ise 31.117,07 TL tutarında fatura kayıtlı olduğu, davacı defterlerine göre davacının takip miktarı olan 11.417,86 TL kadar alacaklı olduğu, fakat davacı kayıtlarında yer alan 4.866,44 TL'nin vade farkından kaynaklandığının iddia edildiği, lakin vade farkının uygulanacağına ilişkin yazılı delil sunulmadığı, yine dava dışı ......
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/09/2020 KARAR TARİHİ : 01/02/2021 KARAR YZL....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin 6.000 Euro bedelli ve 15.500 Euro bedelli çekleri davalıya teslim ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin YTL üzerinden olmasına karşın çeklerin Euro üzerinden düzenlendiğini davalı tarafa teslim ile tahsil tarihlerindeki kur farkı nedeniyle müvekkilinin 6.997,80.-YTL fazla ödeme yaptığını bu sebeple 06.06.2006 tarihli 6.997,80.-YTL kur farkı ve 1259,60.-YTL %18 KDV olmak üzere toplam 8257,40.-YTL bedelli fatura tanzim edildiğini davalının faturayı kabul etmediğini bildirerek kur farkından dolayı yapılan fazla ödeme tutarı olan 8257,40....
Mahkemece, dava konusu çeklerin dava açıldıktan sonra iade olunması nedeniyle davalının yargılama gideri ve vekalet ücretiyle sorumlu olduğu, karşı davada vade farkı alacağı ve stokta bulunan mal bedeli istenemeyeceği, asıl alacak ödendiğinden karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava konusu çekler, delillerin toplanmasına ilişkin ara kararın yerine getirilmesinden ve ilk oturumdan önce davacıya iade olunduğuna göre, davacı yararına hükmedilecek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin 1/2 oranında olması gerekirken tam olarak verilmesi doğru görülmemiştir. Karşı davaya yönelik temyize gelince; Taraflar arasında düzenlenen ve sözleşme niteliğinde olan sipariş formlarında alacağın formda gösterilen vadeden sonra ödenmesi halinde vade farkı uygulanacağı kararlaştırılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 28.01.2010 No : 505-20 Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalı ...’ye fatura karşılığında mal sattığını, davalının fatura bedelini ödememesi üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Bu dosya ile birleşen Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/240 Esas sayılı dosyasında davacı vekili satış bedeli ile vade farkından doğan 25.713.-TL alacağın ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar F.J.... ve ... Ltd.Şti. vekili davanın reddini istemiştir....
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı şirkete araçları ile birlikte posta ve koli taşıma hizmeti verdiğini, davalı şirketin işyerini değiştirmesi nedeniyle yakıt maliyetlerinin arttığını, yapılan şifahi görüşmelere ve gönderilen ihtara rağmen müvekkili şirketin zararlarının karşılanmadığını, davalı şirketin, ihbar ve kıdem tazminatı, Şubat ve Mart 2010 hakedişleri ile mazot farkından kaynaklanan alacaklarını ödemeden müvekkili ile olan iş ilişkisini sonlandırdığını, bu kapsamda 8.105,00 TL asıl alacak ve 245,82 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.350,82 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takbine haksız olarak itiraz ettiğini, ihbar ve kıdem tazminatı alacaklarından vazgeçtiklerini, Şubat ve Mart 2010 hakedişleri ile mazot farkından kaynaklı 2.645,00 TL asıl alacak ve 80,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.725,22 TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek, bu meblağ üzerinden itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; yanlar arasında yazılı bir sözleşmeye dayanmayan satım ilişkisi bulunduğu, satış bedelinin döviz üzerinden ödeneceğine dair uygulamanın olmadığı gibi fatura bedellerinin de tahsil edildiği, tahsilattan önce davacının fazlaya dair haklarını saklı tutmadığı gerekçesiyle kur farkından kaynaklanan alacak isteminin reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 17.11.2011 tarihli 2011/3541 Esas-2011/14272 karar sayılı ilamı ile onanmış olup, bu onama kararına karşı davacı vekilinin karar düzeltme istemi ile yeniden yapılan inceleme sonucu: Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....