WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Davacı vekili, 01.01.2006-22.12.2008 tarihleri arasında davalı ile olan ticari ilişkide mal ve hizmet satımından, vade farkından doğan ve ayrıca keşide edilen ihtarname tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarından oluşan davacı alacağının tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, alacağı bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelere uygun olarak keşide edilen faturaları davacının hesaba almadığını bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir....

    . - K A R A R - Davacı vekili müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeni ile müvekkilinin vade farkından dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davaya bakma görevinin Ticaret Mahkemesine ait olduğunu, ayrıca taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme bulunmadığını, cari hesap şeklinde işleyen ticari bir ilişki bulunduğunu, davacının vade farkı talebinin haksız olduğunu öne sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalının icra dairesinin yetkisi ile göreve yönelik itirazın yerinde olmadığı, davacı talebinin vade farkına ilişkin olup, taraflar arasında düzenlenen sipariş formunda vade farkı hususunda hüküm olduğu, bu nedenle davacının vade farkı talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıya satıp teslim ettiği ilaç bedellerine karşılık verilen senetlerin vadesinde ödenmediğini, bu nedenle düzenledikleri vade farkına ilişkin faturanın tahsili için girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre takip ve dava konusu vade farkı faturasının davalı tarafından ödenmediği, davacının fatura bedeli kadar alacaklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, vade farkından doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir....

        Mahkemece, itirazın iptali davalarının takibe dayanak belgelere göre inceleneceği, takipte 20.636,30 TL miktarlı vade farkı faturasından açıkça bahsedilmediği, dolayısıyla vade farkı alacağı hakkında değerlendirme yapılamayacağı belirtilerek, bu fatura yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacı takipte cari hesap ekstresine dayanmış, cari hesap ekstresi içinde de vade farkından kaynaklanan fatura bedellerini de göstermiştir. Vade farkı faturaları cari hesap içerisinde yer aldığından bununla ilgili itirazın iptali davası açabilir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2014/12371- 17137) Ayrıca bilirkişi raporunda diğer siparişlere ait formların ibrazı halinde değerlendirileceğinin belirtilmiş olmasına ve davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin ekinde, diğer sipariş formlarının eklenmiş olmasına rağmen itiraz değerlendirilmemiştir. Dosyaya sunulan sipariş formlarında vade farkı ve koşulları düzenlenmiştir....

        Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında herhangi bir cari hesap, kur ve vade farkı sözleşmesinin mevcut olmadığını, davacının sözleşme olarak beyan ettiği şeyin, tek taraflı bir irade beyanı olduğunu ve müvekkili tarafından kabul edilmediğini, taraflar arasında akdedildiği iddia edilen sözleşmede müvekkiline ait kaşe ve imzanın mevcut olmadığını, taraflar arasında mutabık kalınmış bir kur ve vade farkı sözleşmesinin olmadığını, dolaysıyla bir kur farkının da mevcut olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/12/2018 tarih ve 2017/276 Esas -2018/1230 Karar sayılı kararında; "Somut olayda hukiki ihtilaf davacının cari hesaptan , kur farkından ve vade farkından kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığı ve miktarı noktasındadır....

          Zira sözleşmede davalı yöneticilik açıkça kur farkından kaynaklanan bedeli ödeyeceğini kabul etmiş, bu kur farkından kaynaklanan alacak temlik edilmediğinden davalı kur farkından sorumlu olacaktır. Her ne kadar kur farkına ilişkin fatura düzenlenmemiş ise de fatura, niteliği gereği hizmetin ifasına ilişkin olduğundan ve hizmetin de davacı tarafça yerine getirildiği uyuşmazlık konusu olmadığından davacının kur farkından kaynaklanan alacağını zamanaşımı süresi içerisinde davalıdan talep etme hakkı vardır. İstinaf kararı doğrultusunda dosyanın incelenmesinde; davanın toplam miktarının 30.000,00 USD olduğu, döviz kuru olarak 3,00 TL kabul edilerek harca esas miktar olarak 90.000,00 TL gösterildiği belirlidir. Davanın dayanağı fazladan tüketilen kömür bedeli ile sözleşmeden kaynaklanan kur farkı bedeli isteğidir....

          Mahkemece davanın kısmen kabulüyle 34.818,80 YTL toplam alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına,asıl alacak miktarı üzerinden % 40 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davanın konusu davacının bayisi olan davalıdan olan vade farkı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davası olup alacağın esası gecikme faizi niteliğindeki vade farkından doğmaktadır. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda bu alacağın cari hesap bakiyesi olarak nitelendirilmesi sonuca etkili değildir....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkide ödemelerin USD üzerinden yapılacağının kararlaştırıldığını, davalının borcu vade tarihinde ödemediği gibi daha sonra yapmış olduğu ödemeleri de TL bazında yaptığını, kur farkından kaynaklanan 9.153.TL alacaklarının tahsili için başlattıkları takibin davalının itirazı üzerine durduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              toplam 20.628,76 TL bedelli......numaralı fatura gönderildiğini ancak bu bedelin de davalı tarafça ödenmediğini, davalıya vade farkından doğan alacağın ödenmesi hususunda Torbalı ...........

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/178 Esas KARAR NO:2023/284 DAVA:Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:16/03/2022 KARAR TARİHİ:13/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından keşide edilen sekiz adet senedin dava dışı ciranta ... tarafından alacağa karşılık ciro edildiğini, müvekkilinin kanuni süresi içerisinde protesto çekemediğini ve kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapamadığı için senetlerde doğan alacağını tahsil edemediğini, bu nedenle davalı keşidecinin mezkur sebepler nedeniyle müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiğini, TTK 732....

                  UYAP Entegrasyonu