ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/181 Esas KARAR NO : 2022/28 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/04/2019 KARAR TARİHİ : 18/01/2022 KARAR Y.TARİHİ : 19/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait ... Residence & AVM Projesi kapsamında 06.05.2015 tarihinde davalı şirket ile "......
Yabancı para borçlusu borcunu vade/fiili ödeme tarihindeki rayiç değer üzerinden TL olarak ödemiş ise ve fiili ödeme/vade tarihindeki kur borcun doğduğu tarihteki tarihindeki kurdan yüksek ise, yabancı para alacaklısı, TBK'nın 99/2 maddesi uyarınca borcun doğumu tarihi ile fiili ödeme/vade tarihi arasındaki kur farkını talep edebilecek ise de vade farkının talep edilebilmesi için kural olarak teamül aranır. Buna göre 14.02.2024 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 16.363,83 TL'lik alacak, taraflar arasında vade farkının talep edilebileceğine ilişkin bir teamül bulunduğu tespit edilemediğinden kabul görmemiştir. Yukarıda bahsedilen 12.079,90 TL'lik kur farkı ve 16.363,83 TL'lik vade farkı haricinde 14/02/2024 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 11.960,48 TL'lik kur farkından ve 18.566,09 TL'lik kur farkı bedelinden davalının borçlu olduğu tespit edilmiş, davacı tarafça takip talebinde 18566,09 TL'lik alacak yönünden takipte bulunulduğundan taleple bağlı kalınmıştır....
Davalı vekili, taraflar arasındaki alış veriş karşılığında müvekkilinin 34.055,53-USD bedelli faturayı tanzim ettiğini, faturanın üzerinde USD tutarının ve vadesinin 06.04.2014 tarihinin yazılı olduğunu ,davacının müvekkiline 15.05.2014 vadeli 78.026,-TL' lik çeki verdiğini,ödeme şeklini davacının değiştirdiğini,ödeme vadesi ile çek vadesi arasında 39 günlük vade farkından dolayı müvekkilinin zararı olduğunu buna rağmen davacı tarafça kur farkı talep edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre USD cinsinden düzenlenen fatura gereğince hesaplamanın yapıldığı, borcun TL 'ye dönüşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava yabancı para cinsinden doğan satış ilişkinden kaynaklanan kur farkı alacağının tahsili için başlatılan icra takibinde yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ödemelerini çek ile yapmıştır....
Dava, faturaya dayalı alacak nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip dayanağı faturalardan ikisi vade farkına ilişkin olup taraflar arasındaki uyuşmazlık da bu noktada toplanmaktadır. Zira takip dayanağı mal alış faturaları çekişme konusu olmadığı gibi yargılama sırasında ödenmiştir. Mahkemece yazılı gerekçe ile vade farkı faturasından kaynaklanan itirazın iptali talebi reddedilmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin yerleşik kararlarına göre vade farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında vade farkı uygulaması hususunda sözleşme ve teamül bulunması, tacir olan taraflar arasında vade farkı faturası düzenleme ve tahsiline ilişkin teamülün mevcut olduğunun kabulü için de en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının itirazsız ödenmiş olması gerektiği açıktır....
"İçtihat Metni"Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE Karar Yılı : 1998 Karar No : 2078 Esas Yılı : 1997 Esas No : 2247 Karar Tarihi : 21/05/998 ALACAK SENETLERİNİN REESKONTA TABİ TUTULMASINDA İÇ İSKONTO YÖNTEMİNİN UYGULANMASI GEREKTİĞİ HK.< 1992 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu alacak senetlerinin reeskonto tabi tutulmasında dış iskonto yönteminin uygulanması eleştirilerek ikmalen kurumlar vergisi salınmış, fon hesaplanmış, kusur cezaları kesilmiştir. ......
İcra Müdürlüğünün 2017/50214 esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklısının ..., borçlusunun ... olduğu, borçlu hakkında 06/04/2017 tarihinde 36.659,86 TL asıl alacak, 889,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.548,86 TL üzerinden 31/12/2016 tarihli ve 31/01/2017 tarihli faturalara dayalı olarak vade farkından kaynaklanan alacak dayanak gösterilerek takip başlatıldığı, davalı tarafından icra dairesine sunulan 18/04/2017 tarihli dilekçe ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olduğu ve takibin durduğu anlaşılmıştır. 2-Gelir İdaresi Başkanlığı 19 Mayıs Vergi Dairesi Müdürlüğünün bila tarihli yazı cevabı incelendiğinde; davalının gerçek usul ticari kazanç mükellefi olduğunu 2013 takvim yılında işletme hesabı ile defter tutan 2. Sınıf tüccar olduğu, 2013 yılında V.U.K ' nun 177. Maddesinde belirtilen hadleri aştığından 2014 takvim yılından itibaren bilanço esasına göre defter tutan 1....
Mahkemece, tek elden satın alma sözleşmesinde vade farkından değil, gecikme faizinden söz edildiğini 18.12.2002 tarihli faturanın vade farkı olarak düzenlendiği ve bu konuda taraflar arasında yazılı sözleşme ve sürekli uygulama bulunmadığı iade faturası bedelinin davalı tarafından davacıya ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 3.831.209.096.TL.’nin dava tarihinden itibaren 4489 sayılı yasanın ½ bendindeki faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 30.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık vade farkından kaynaklanmaktadır. Vade farkı, taraflar arasında yapılan bir sözleşme veya bu yönde benimsenen bir uygulama nedeniyle ya da ticari ilişki nedeniyle düzenlenen faturalarda yer alan vade farkına ilişkin kayda borçlunun karşı çıkmaması sebebiyle fiili ödeme tarihinde mal veya hizmet bedeline öngörülen oranda ekleme yapılmak suretiyle alacağın ulaştığı miktarı ifade eder. Vade farkında önemli unsurlardan biri, bu yönde tarafların iradelerinin sözleşmenin kuruluşunda, baştan birleşmesidir. Sözleşme şartlarına yapılacak bir ilave ile de kurulması mümkündür. Bunlardan ayrı vade farkı ilişkisinin taraflarca sürekli uygulandığının ve böylece sözleşmenin bir unsuru olarak kabul edilebilecek nitelikte haller ile iradeye delalet eden fiiller ve olguların oluşmasıyla da vücut bulabilir. Vade farkının başlangıcı vade tarihi olup ayrıca ihtara ve kanundaki temerrüt şartlarını yerine getirmeye ilişkin prosedüre ihtiyaç yoktur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/760 Esas KARAR NO : 2021/965 DAVA : Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/12/2021 KARAR TARİHİ : 30/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacılar vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilerinin murisievveli ... 14.02.2010 tarihinde vefat ettiğini, vefat ettiği tarihte davalı bankada 178.170,00 TL vadeli olarak yatırılmış parası bulunduğunu, davalı banka murisin vefatı sonrası sonrası 2 Haziran 2010 tarihinde vadeli hesabı kapatarak paranın tümünü vadesiz hesaba aktardığını, yurtdışında yaşayan ve hesaptan yıllar sonra haberdar olan müvekkillerinin davalı bankaya müracaatla hesaptaki paranın işleyen faizi ile birlikte kendilerine ödenmesini talep ettiklerini, davalı banka ana parayı ödediğini, 18.06.2021 tarihli cevabi yazısı ile faiz talebini reddettiğini, dönem sonlarında...
- K A R A R - Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle davacının vade farkından doğan alacağın bulunduğunu usulüne uygun deliller ile kanıtlayamamış bulunmasına ve davacının icra takibinde kötüniyetli olmadığının kabulü ile davalı yararına tazminata hükmedilmemiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, tarafların bütün temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 4.6 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....