Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde davalı eş adına evlilik birliği içinde alınan araç için çektiğini iddia ettiği tüketici kredisini boşanma davasından sonra ödemeye devam ettiğini, borcu ödeyemediği için takip başlatıldığını belirterek alacak talebinde bulunduğu, davacının ... Bankası'ndan çektiği 15.000 TL bedelli tüketici kredisinin vadesinde ödenmediği gerekçesi ile boşanma dava tarihinden sonra (31.05.2012) 14.09.2012 tarihinde takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). O halde, tüm bu açıklamalara göre, davacının talebi genel hükümlere dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacının iddiası genel hükümlere dayalı (TBK m. 77 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir....
Aile Mahkemesince; davacının talebinin mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd) bir alacak talebi niteliğinde olduğu, davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinin bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince; borcun kaynağının mehir senedi olduğu, mehir senedinden kaynaklı alacak davalarında görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....
İade talebinin sözleşmesel bir temeli olmadığında, örnek olarak, borçlunun sözleşmesel olarak ifa etmek zorunda olmadığı edimleri yanılarak ifa etmesi hâlinde, sözleşmesel hükümler değil sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır, tarafların farazî uyuşmalarına dayalı bir sözleşmesel iade borcu varsayımında bulunulamaz (Tercier, Pierre/Pichonnaz, Pascal/Develioğlu, Murat, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2016, s.557-558). Somut olayda; davacının edimi herhangi bir hukukî sebebe dayanmayan bir edim olmayıp alacak hakkı kanundan değil sözleşmesel ilişkiden doğmaktadır. Diğer bir ifadeyle, henüz tahsil edilememiş olan bir sözleşmesel alacak söz konusudur. Sözleşmesel ilişkinin nispîliği gereği, bu alacak hakkı, sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişiye değil, sözleşmenin tarafı olan kişiye yöneltilebilir. Burada geçerli bir sözleşmeye dayalı alacak hakkı mevcut olduğundan, sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir nitelendirme yapılamamıştır....
Dava, TBK 470 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu okul onarımı işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır. Temerrüt faizi başlangıç tarihi yönünden; muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur (BK 101. TBK 117. madde). Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir (11.12.1957 tarih 17/29 sayılı İBK). Takip tarihinden sonra yapılan ödemenin alacağın hangi bölümünden mahsubu gerektiği kanusunda TBK 100/1. madde hükmü gözetilmelidir....
Mahkemece, davacının manevi tazminat talebine yönelik davası tefrik edilmiş, davanın her ne kadar maddi tazminat olarak açılmış ise de sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası niteliğinde olduğunu, alacağa dayanak olarak sunulan bononun TTK'da düzenlenen unsurları içermediği, zenginleşmenin 1978 tarihinde gerçekleşmesi nedeniyle TBK'nın 82. maddesindeki 2 ve 10 yıllık sürelerin geçmiş olduğu, arsa üzerine yapılan katların 1987 yıllarında yapıldığı iddiası yönünden de yine zamanaşımının gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-818 sayılı BK 66.maddesinde sebepsiz zenginleşme davasının hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 1 yılın geçmesi ile, 6098 sayılı TBK 82.maddesinde ise 2 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK gibi 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6101 sayılı TBK Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5/1....
İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava konusunun davacı şirket alacağının tahsili amacına yönelik olması gözetildiğinde, davanın muvazaa (TBK m.19) hukuki olgusuna dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında kıyasen uygulanabilecek nitelikte olan İİK'nin 281/2'nci fıkrası uyarınca iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz düzenlenmiş ise de ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu oluşturmayan malvarlığı hakkında verilmesinin mümkün bulunmaması nedeniyle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmakla, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 17/11/2020 NUMARASI: 2019/163 Esas-2020/567 Karar DAVA: İtirazın İptali İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/02/2021 İstinafa konu hükmün; mağaza dekorasyon işleri, mobilya (işçilik dahil) konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanan faturalara dayalı alacak istemine ilişkin olduğu; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin; 06/07/2020 tarihli ve 36826 sayılı kararına göre; "İşin niteliği ve tarafların sıfatına bakılmaksızın eser (istisna) sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu verilen (TBK m. 470-486) hüküm ve kararlar," ile ilgili istinaf incelemesi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15....
Ancak iş sahibi eseri kabul etmiş olsa da ayıp kasten gizlenmişse veya gizli ayıp söz konusu ise yüklenici sorumluluktan kurtulamaz (TBK m.477/1). Borçlar Kanunumuzda muayene ve ihbar külfetleri bakımından bir süre düzenlenmemiş olup, işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz muayene edip açık ayıpları uygun bir sürede yükleniciye bildirmelidir. TBK m.477/f.3 uyarınca gizli ayıpların ise gecikmeksizin bildirilmesi gerekmektedir. İş sahibi bu bildirimi en geç teslimden başlayarak iki yıl içinde (TBK m.478) yapmalıdır. Bkz. Alper Gümüş, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2020, s.376). Ayıp sebebiyle iş sahibi, meydana gelen eser kullanılmayacak veya hakkaniyete göre kabulü beklenemeyecek derecede ayıplı olursa sözleşmeden dönebilir (TBK m.475/I, b.1). Bu seçimlik hakkı kullanmak yerine İşsahibi bedelden indirim (TBK m.475/b.1, b.2) veya eserin ayıp oranında giderilmesi (TBK m.475/1, b.3) ve/veya tazminat (TBK m.475/f.2) talep edebilir....
Celp edilen icra dosyasının incelenmesinden; Davacı tarafından davalı aleyhine ------ sayılı dosyasında 15.298,20-TL asıl alacak, 472,57-TL faiz olmak üzere toplam 15.770,77-TL üzerinden icayma nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe, borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, huzurdaki davanın süresi içerisinde 15.298,20-TL asıl alacak üzerinden harçlandırılarak açıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, TBK 347. maddesine dayalı on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye ve kira alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, kira alacağı isteminin kabulüne, tahliye isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından tahliye talebinin reddine yönelik temyiz edilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez....