İlk derece mahkemesinin 06/09/2022 tarihli ara kararı ile; talebin taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasında davalının malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına yönelik olduğu, taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde zemin kat 1 ve 2 numaralı bağımız bölüm dairelerinin davacıya ait olacağı, binadaki mal sahibine ait dairelerin sözleşme tarihinden itibaren 36 ay içerisinde teslim edileceği hususlarının kararlaştırıldığı, sözleşme tarihinin 14.11.2016 olduğu, ihtiyati hacizde yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği belirtilerek, davacı vekilinin 15.000,00 TL tutarında nakdi teminat karşılığında davalının menkul ve garimenkulleri ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK'nun 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulması talebinin kabulüne karar verilmiştir....
Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA,taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 11.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/252 ESAS 2021/179 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) KARAR : Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 30/03/2021 tarih 2020/252 Esas 2021/179 Karar sayılı ilamına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında iş yeri satış sözleşmesi imzalandığını, davacının üzerine düşen yükümlülüğün yerine getirildiğini ve tapuyu devrettiğini ancak davalının sözleşmeye konu taşınmazın değeri olan 270.000 TL yi ödemediğini beyanla, harici satış sözleşmesi ile belirlenen bedelin tahsilini talep etmiştir....
Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, taşınmaz üzerindeki kiracısını tahliye ettiğini, ipoteği de kaldırdığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda, derdestlik itirazının yerinde görülmediği, taraflar arasında yapılan satım sözleşmesinin resmi şekil şartına haiz olmadığından geçersiz olduğu, şekil noksanlığının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılmasını teşkil etmeyeceği, geçersiz sözleşmelerde herkesin aldığını iade ile yükümlü bulunduğu, davacının talebinde haklı olduğundan, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü, işlemiş faiz alacağının .........TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe itirazının ............
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2013 NUMARASI : 2011/143-2013/330 Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacı ile davalının nişanlandıklarını, ileride evlenince oturmak amacı ile bir taşınmaz satın aldıklarını, bedelini de beraber ödediklerini, ancak nişanın bozulduğunu ve taşınmazın tapusunun da davalı üzerine yapıldığını beyan ederek, taşınmaz için ödediği bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, nişanın bozulmasından kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir....
Örneğin çekişmeli alacak olacak kira sözleşmesi ise kaynaklı uyuşmazlık Sulh Hukuk Mahkemesi’nde işçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlık İş Mahkemesinde, ticari olmayan bir alacağa dayalı uyuşmazlık ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, ticari nitelikte bir alacak ise Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülecektir. Kanun koyucu burada her uyuşmazlığın uzman mahkemelerde görülmesine ilişkin genel ilkeden ayrılmamıştır." şeklinde ifade edilmiştir. Dava konusu olayda taraflar arasındaki ihtilaf davacı ile davalı taraf arasındaki 01/04/2020 tarihli taşınmaz kiralama sözleşmesinden kaynaklı olup, taraflar arasındaki ihtilafın kira ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle HMK 4. madde gereğince kira ilişkisinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığa bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ait olup, bu özel düzenleme gereği davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir....