Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. adına açılacak olan itirazın iptali davasından önce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 5/a maddesi gereğince söz konusu uyuşmazlık konusunun kurumsal tip abonelik sözleşmesinden doğan alacak olması sebebi ile dava şartı yerine getirilerek arabuluculuk başvurusu yapıldığını, ancak anlaşmaya varılamadığını belirterek, davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, borca itiraz eden davalı aleyhine İİK madde 67/2 uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır. .......

    Zapta karşı tekeffül, satılan malın üçüncü bir kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır. Bu sorumluluk, satıcının mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve müeyyidesidir. 14. Konunun düzenlendiği ve eldeki uyuşmazlıkta uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’un (BK) 189. ve devam eden maddelere göre; satıcının zapta karşı tekeffül borcundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için; satılan malın alıcıya teslim edilmiş olması, üçüncü kişinin satılan şey üzerinde zaptı sağlayacak bir hakkının satım sözleşmesinin kurulmasından önce kazanılmış ve sözleşmenin yapılması sırasında da mevcut bulunması şarttır. Bunun yanında üçüncü kişinin üstün hakkının varlığı, alıcı tarafından akdin kurulması sırasında biliniyorsa, ayrıca tekeffül taahhüdünde bulunmuş olmadıkça satıcının sorumluluğuna gidilemez. 15....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/728 KARAR NO : 2022/38 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/04/2021 KARAR TARİHİ : 17/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ... Mah., ... ada, ... nolu parselde inşaat yapmak üzere dava dışı ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan yüklenici (müteahhit) şirket olduğunu, müteahhit (yüklenici şirket) ... İnş. Ltd....

        Davalı ... ; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, abonelik kapattırılmadan başka bir abonelik verilmesinin mümkün olmadığını, abonenin aboneliğini kapattırması ve akabinde davacının abonelik başvurusunda bulunması gerektiğini, abone ve davacının ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının serbest irade ile başka elektrik şirketleri ile de abonelik sözleşmesi yapılabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, ... yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, 1170731 tesisat nolu ... adına olan aboneliğin iptal edilmesi ve hak sahibi adına abonelik tesis edilmesi gerektiğinin tespitine, davacının elektrik abonelik sözleşmesinin tarafı olmadığından menfi tespit isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı ... vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/10/2021 NUMARASI : 2020/446 ESAS 2021/677 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Abonelik Sözleşmesi KARAR : Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya 1....

          Tüketici Mahkemesinin 2007/216 esas sayılı dosyası üzerinden açılan davanın da reddedilerek kesinleştiğini ileri sürerek, davalının tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetmesinin geçerli olmadığının ve abonelik sözleşmesinin, sözleşme hükümleri çerçevesinde mevcut hali ile devam ettiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket, davacı ile 1997 yılında metre kare esasına göre abonelik sözleşmesi imzalandığını, ancak enerji verimliliğini sağlamak ve enerjinin daha fazla kişiye ulaşmasını temin etmek amacıyla, aboneliklerde “kalorimetre” esasına geçtiklerini, davacının ise, bu ölçüme göre sözleşme imzalanması talebini reddettiğini, söz konusu uyuşmazlık nedeniyle daha önce açmış oldukları davanın da reddedilerek kesinleştiğini, bu nedenle belirsiz süreli sözleşmede, süre sınırlandırılması yoluna gitmek suretiyle, feshi ihbarda bulunduklarını, olayda sözleşmenin haklı veya haksız feshinin söz konusu olmadığını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir....

            Dava; Abonelik sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Taraflar arasında telefon abonelik sözleşmesinde kaynaklanan bir ticari ilişki bulunduğu, düzenlenen faturadan kaynaklanan davacı alacağı nedeniyle davalı aleyhine takip başlatmış olduğu görülmüştür. Davalı vekili, dava konusu alacağın kaynağı faturaların davalıya tebliğ edilmediğinden faturaların kesinleşmediğini davanın reddini savunmuştur. 08/07/2015 tarihinde “Telefon Hizmet Formu “ , “ Çerçeve Abonelik Sözleşmesi “ ve “ Telefon Hizmet Ek Formu“, Dava konusu 29/05/2018 , 29/06/2018 , 30/07/2018 , 29/08/2018 , 28/09/2018 ve 30/10/2018 son ödeme tarihli fatura üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

              Eldeki dava abonelik sözleşmesi kapsamında alacak istemidir. Davacı kullanım bedellerinin ödenmediğini öne sürmüştür. Davacı davalı ile aralarında bir abonelik ilişkisi olduğunu öne sürdüğüne göre bu sözleşmelerin varlığını ispat ile mükelleftir. Varlığı ispat olunamayan bir sözleşmeye dayalı alacak isteminde bulunulamaz. Bu kapsamda somut olayda davacının ancak bir kısım sözleşmeyi sunduğu görülmekle sadece bu sözleşmeler kapsamında alacak iddiasında bulunabilecektir. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporuna göre ise davacının 1933,20 TL alacağının olduğu belirlenmiş olduğundan davanın bu kısım üzerinden kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 24/12/2021 KARAR TARİHİ : 04/11/2022 G.KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine......

                  Mahkemece toplanan delillere göre, taraflar arasında düzenlenen satın alma anlaşmasının 14. maddesinde taraflar arasında çıkabilecek herhangi bir ihtilaf, ayrılık ya da alacak talebi veya bu anlaşmanın feshi ya da geçerliliği ile ilgili konuların nihai olarak zlaştırma Tahkim Kurulları kapsamında, söz konusu kurallara göre atanmış bir veya daha fazla hakem tarafından çözümlenebileceğinin belirtildiği, dava konusu edilen anlaşmadan kaynaklanan iş bu uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın HMK'nın 116/1-maddesi uyarınca tahkimi ilk itirazı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu