AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2018/1064 ESAS 2020/589 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı Ergün'üm Konya 4.Aile Mahkemesinin 2013/701 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, davalıların 21/06/2007 tarihli mehir senedi ile müvekkiline borçlandıklarını belirterek mehir senedindeki eşyaların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi vardır. Uyuşmazlık, Aile Hukukundan dayalı alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd., eBK m. 234 vd.) bir alacak talebi niteliğindedir. Hal böyle olunca, davayı görmeye genel mahkemeler görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir (HMK m. 1, 3, 114/1,c, 115/1). O halde mahkemece, bu taleple ilgili dava hakkında HMK 167. maddesi gereğince ayırma ve görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; hatalı değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müşterek haneden şiddete uğrayarak kovulduğunu, bu nedenle mehir ve çeyiz senedinde belirtilen kişisel ve çeyiz eşyaları ile ziynetlerini geride bırakmak durumunda kaldığını, bunun haricinde müvekkiline düğünde takılan altınların davalı tarafça alınıp ailesine teslim edildiğini, müvekkilinin kişisel eşyaları ve müşterek haneye getirdiği çeyizlerin de davalıda kaldığını belirterek mehir ve çeyiz senedinden kaynaklı eşya ve ziynetlerin bedeli için şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve düğünde takılan ziynetlerin kişisel eşyaların ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 05/05/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de, mehir senedinden kaynaklanan eşya ve ziynet bedeline yönelik olarak dava değerini 12.720,00 TL olarak ıslah etmiş, düğünde takılan ziynet ve kişisel...
Davalı, davacı mehir olarak verilen ziynet eşyalarını davacının evi terk ederken götürdüğünü, mehir senedinde yazan eşyaların yarısının kendisine ait olduğunu, düğünde takılan altınlar davacının rızası ve iradesi doğrultusunda bozdurularak düğün masraflarının karşılandığını; ev eşyası aldıklarını, düğünde iddia edildiği miktarda altın takılmadığını, 57 adet çeyrek altın, 5 adet yarım altın, 1 adet büyük altın takıldığını; her ne kadar, annesi davalı olarak gösterilmiş ise de, mehir senedinden anlaşılacağı üzere annesinin tanık sıfatıyla imzasının bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacının mehir senedinde yer alan ziynet ve ev eşyaları yönünden davasının kısmen kabulü ile, değerinin 1/2'si olan 12.102,50TL'nin davalılar ........
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, mehir senedinde davalı Selim'in imzası olmamakla birlikte davacının beyanı ile mehir senedindeki ziynet ve eşyaların düğün sırasında alındığının anlaşıldığı, davacının işbu davadaki iddiasının ziynet eşyalarının davalı Selim tarafından alındığı, mehir eşyalarının ise davalı Selim'de kaldığı yönünde olduğu, hal böyle olunca işbu davanın mehir senedinden kaynaklı alacak davası değil zilyetliğe dayalı kişisel eşyanın iadesi davası olduğunun anlaşıldığı, hal böyle olunca davalı Selim'in mehir senedinde imzasının olmamasının ve davalı Süleyman'ın senedi ne sıfatla imzaladığı yönünde bir açıklık bulunmamasının sonuca etkili olmayacağı, kaldı ki davalı Süleyman yönünden davanın reddine dair kararın da davacı tarafından istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacının 01/12/2020 tarihli celsedeki beyanı ile, mehir senedinde yer alan 150 gram karşılığında 7 adet bilezik, 1 adet set takıldığının anlaşıldığı...
Somut olayda; Taraflar arasında düzenlenen 09.11.2006 tarihli mehir senedinde, toplam 14 kalemde belirtilen altın ve ev eşyalarına ilişkin olarak "yukarıdaki eşyaları .... ya aşağıdaki şahitler huzurunda mihir olarak veriyorum" şeklinde yazıldığı, dava dilekçesinde ise davacının, ziynet eşyalarının elinden kandırılmak suretiyle alındığını iddia ettiği görülmüştür. Bu durumda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, mehir senedinde belirtilen ziynet eşyalarının davacı kadına teslim edildiği ancak davacı kadının rızası dışında elinden alınıp alınmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır. Eldeki dava, mehir senedinden dolayı ziynet eşyalarının teslimi ya da bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre; konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir. Dava konusu eşyalar taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıyı bağlar....
mehir senedinde olmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Cevap dilekçesi: Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, davalılar cevap dilekçesi vermemiş, davalılardan Huriye yargılama sırasında ölünce mirasçıları davaya dahil edilmiş, dahili T10 cevap dilekçesinde; davacının eşyalar haricindeki tüm ziynet eşyalarını alıp gittiğini, davalı Huriye'nin mirasının borca batık olduğunu bu nedenle mehir senedinden kaynaklanan ifa yükümlülüğünün ortadan kalktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının imam nikahlı olarak evlendiğini ve üç tane müşterek çocukları olduğunu, müvekkilinin davalıdan yedi ay önce ayrıldığını, davalının müvekkiline olası bir ayrılma durumunda kendisine ödenmesi için davaya konu mehir senedini şahitler huzurunda imza edip verdiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere davalının müvekkiline vermiş olduğu mehir senedinin bilirkişi marifeti ile hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "... Dava ; bağışlama vaadi sözleşmesinden (mehir senedi) kaynaklanan alacak davasıdır....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; senette tarih yazmadığını, bu nedenle senedin geçerli olmadığını, düğünde takılan altın ve paraların davacıda bulunduğunu, mehir senedindeki eşyaların da davacıya teslim edildiğini, davalının mehir senedinden kaynaklı herhangi bir borcu olmadığı gibi diğer ziynet eşyalarının da davalı tarafından harcanmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....