Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası, eğitim hizmetinin ayıplı olarak yerine getirilmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki tüm belgelere, istinafa konu kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle dosyada mevcut 19/02/2020 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda eğitim yapılan dönemin ücreti indirilerek davacı tarafça davalıya ödenen kalan miktar yönünden davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmesiyle, karar yerindeki gerekçeyle manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi karar tarihinde geçerli olan AAÜT nin 10/4. maddesi gereği manevi tazminat yönünden davacı aleyhine ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla tarafların istinaf başvurularının HMK'nun 353(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekilinin kanuni süresi içerisinde ibraz ettiği saptanan cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunması üzerine işbu itiraz HMK'nın 117. maddesi uyarınca dava şartlarından sonra inceleme konusu yapılmıştır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirme sonucunda; huzurdaki davada ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat isteminde bulunulduğu, yanların tacir olmakla Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, tacir olan taraflar arasında yetki şartını haiz yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı tarafça yetki ilk itirazında HMK'nın 6 ve 19. maddeleri uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirtildiği görülmüştür....

    DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekilinin kanuni süresi içerisinde ibraz ettiği saptanan cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunması üzerine işbu itiraz HMK'nın 117. maddesi uyarınca dava şartlarından sonra inceleme konusu yapılmıştır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirme sonucunda; huzurdaki davada ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat isteminde bulunulduğu, yanların tacir olmakla Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, tacir olan taraflar arasında yetki şartını haiz yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı tarafça yetki ilk itirazında HMK'nın 6 ve 19. maddeleri uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirtildiği görülmüştür....

      Uyuşmazlık, davalı tarafından davacıya satılan malın ayıplı olduğu iddiasından kaynaklanmaktadır. Taraflar tacir olup ayıplı mal satışı iddiasına dayalı davada mahkemece TTK.nun 25/3.maddesinde öngörülen ayıp ihbar süreleri üzerinde durulup araştırma ve inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine,08.02 .2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın, davaya konu işin yazılım firmasının verdiği hizmetin ayıplı çıkmasından kaynaklanan, haksız alınan yazılım desteği tutarının istenmesi davası olduğu, "yazılım işinin "ise 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1. maddesinde tanımlaması yapılan "eser" olarak yorumlandığı ve aynı Kanunun 76. maddesi uyarıncada, dava konusunun ne olduğuna bakılmaksızın ayıplı olup olmadığının değerlendirilmesi işinin ihtisas mahkemesi olan Fikrî ve Sinaî Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

          Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, davaya konu aracın ayıplı olduğu gerekçesiyle ayıpsız misli ile değiştirilmesine, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki ikinci bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 48.900,00 TL bedelle satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek aracın ayıpsız misliyle değişimi ile maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece, aracın ayıpsız misli ile değişimine, maddi ve manevi tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına 1.362,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir....

            -TL ödendiği, ancak talepleri olmasına rağmen bu bedeller kendilerine davalılarca geri ödenmediğini ve bu sebeple maddi ve manevi zarara uğradıklarından bahis ile 13.252,00 TL maddi, 40.000 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep ettiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetl tüm dosya kapsamına göre açtıkları davanın tümüyle karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aleyhlerine açılan davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, yönetim kurulu üyelerinin kooperatif adına yaptıkları işlemler nedeniyle haklarında açılacak davanın kooperatif tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerektiği, davacının ortaklıktan haksız nedenle çıkarıldığını kanıtlayamadığından manevi tazminat koşullarının oluşmadığı, kur' a sonucu davacıya isabet eden konutun, genel kurul kararı uyarınca diğer ortaklarla aynı şartlarda davacıya 30.03.2000 tarihinde teslim edildiği, kooperatif genel kurulunca konutların kaba inşaatı bitmiş halde ortaklara teslimine ve konutların iç imalatlarının ortaklarca yapılmasına karar verildiği, davacının, ihtara rağmen konutun içindeki imalatları yaparak iskan ruhsatı alacak hale getirmediği, kooperatifçe diğer konutlarda yapılan imalatların aynısının davacı konutu için de yapıldığı, ancak yapılan PVC kapıların ayıplı olduğu, teslim alınan konutta zaman içinde oluşan diğer zararlara davacının neden olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü...

              TBK 58 m. de kişilik haklarının zedelenmesinden zarar görenin manevi tazminat talep edebileceğinin düzenlendiği,burada bahsi geçen kişilik hakkının kişiliği oluşturan değerlerin tümü olup kişinin hayatı,sağlığı,özgürlüğü,şeref ve haysiyeti,sırları vb. Haklar olup zamana ve duruma göre hakim tarafından takdir ve değerlendirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Dava araçtaki ayıp nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekir ki mahkemece maddi tazminat talebi reddedilmesine rağmen aynı hukuki sebeplere dayalı olarak talep edilen manevi tazminata hükmedilmesi mümkün olmadığı gibi ileri sürülen hukuki ilişkinin manevi tazminatı gerektirmediği de anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Davalı rapora itiraz dilekçesinde bilgilerin yanlış reklam mecralarında verildiği, dönüşüm oranlarının düşük olduğunu bildirmiş ise de, süresinde sunulmuş bir cevap dilekçesi olmayıp, hizmetin ayıplı olduğuna ilişkin cevap dilekçesi ile usulüne uygun yapılmış bir savunma bulunmadığı gibi sözleşmenin feshedildiğine ilişkin bir bilgi de sunulmadığından hizmetin ayıplı olduğuna ilişkin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yapılan savunmaya itibar edilmemiş ve bu konuda ayrıca bir araştırmaya girilmemiştir. Davalı tarafça, sözleşmenin ayıplı olduğuna ilişkin süresinde yapılmış bir savunma olmadığı gibi sözleşmenin feshedildiğine ilişkin bir bilgi de sunulmamış olup, sözleşme ve fatura konusu hizmetin verildiği bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamı ile tespit edildiğinden davacı, davasında haklı bulunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu