Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kooperatifin yönetim kurulu ve tasfiye kurulu üyelerinin sorumluluğundan kaynaklanmaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin bozma kararı bulunmaktadır. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava dilekçesinde davalı olarak kooperatif tüzel kişiliğinin gösterilmemiş olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesindeki anlatımlardan davacının husumetinin kooperatif tüzel kişiliğine yönelik olduğu, bu amaçla kooperatifi temsilen kooperatif yönetim kurulu üyelerinin ismine dava dilekçesinde yer verilmiş olduğu dikkate alındığında bu hususun temsilcide hata olduğu kabul edilerek davanın kooperatif tüzel kişiliği aleyhine açıldığının kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Maddesi ( yeni TTK m. 369) uyarınca yönetim kurulu üyelerinin, şirket işlerinde gösterecekleri dikkat ve basiret hakkinda Borçlar Kanunu gereğince bir vekil gibi sorumlu olacakları açıktır. Dolayısıyla yönetim kurulunun tüm faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir. Bu durumda kooperatifi temsil ve yönetecek olan yönetim kurulu, kooperatifin başarısı ve amacına ulaşması için kanun ve anasözleşme hükümleri dâhilinde tüm Hukuki, ticari iş ve işlemleri özenle ve tizilikle yerine getirmesi gerekmektedir. Diğer yandan, bu sorumluluklarını yerine getirmeyen yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan K.K. 62/3. Maddesi uyarınca sorumludur.” Eski TTK 336/1 ve 5. maddesi ile 338. maddelerine ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK nun 553. maddesine göre de, bu görevlerini kasten veya ihmalen yerine getirmeyen yönetim kurulu üyelerinin müteselsilen sorumlu olacağı vurgulanmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 05.03.2013 gün ve 2013/449 Esas, 2013/1271 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR – Davacılar vekili, müvekkillerinin üyesi olduğu davalı kooperatifin ........2011 tarihinde yapılan genel kurulunda haklarında dava açıldığı gerekçesiyle, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibra edilmediklerini, ancak yönetim ve denetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılması hususunda yapılan oylamaya yönetim ile denetim kurulu üyelerinin de iştirak ettiklerini ve bu usulsüz oylama ile dava açılmaması yönünde karar alındığını ileri sürerek, söz konusu kararın iptalini talep ve dava etmiştir....

          in oğlu, ...’in ise eşi olduğunu, takibe dayanak bonoların sonradan tanzim edilmekle beraber ...’in yönetim kurulunda olduğu zaman dilimi kriter alınarak doldurulduğunu, eski yönetim kurulu üyelerinin imzasını taşımadığını, genel kurula taşınmamış bir borç olduğunu, kooperatifler kanununa göre suç oluşturan eylem hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürmüştür. Davalı ...’in de sanık bulunduğu Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/141 esas sayılı davasında sanıkların (eski yönetim kurulu üyeleri) Kooperatif Kanunu'na muhalefet, görevi kötüye kullanmak suçundan dolayı yapılan yargılamada beraatlerine karar verildiği anlaşılmaktadır. BK’nun 53.maddesinde hükmüne göre Ceza Mahkemesinin maddi vakıayı saptayan kararların hukuk hakimini de bağlayacağı gözetilerek anılan Ağır Ceza Mahkemesi dava dosyasının kesinleşip kesinleşmediği araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            Mahkemece, toplanan deliller, ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı Kooperatifin 30/11/2008 tarihli genel kurulunda 9. gündem maddesi ile seçilen yönetim kurulu üyelerinin kooperatif ortağı oldukları, başka aday gösterilmediğinden yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçimlerinin liste halinde yapılmasının anasözleşme hükümlerine aykırılık teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı kooperatifte son 10 yıl süresince görevde bulunan Yönetim Kurulu Üyelerinin hatalı, usulsüz ve hukuka aykırı işlemler yaptığının tespit edildiğini, bu konuda ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturma başlatıldığını, dönemin kooperatif başkanı...'...

                Davalı- Karşı davacı ... vekili, dava konusu talebe ilişkin 2 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçmiş olduğunu, davanın 7 yıl sonra açıldığını, yönetim kurulu üyelerinin oybirliği ile ibra edildiklerini, binalardaki işlerin tam olarak yapıldığını, asansör ve kanalizasyon işlerinin yapıldığını, kendisinin kooperatiften alacaklı olduğunu, açılan davanın reddi gerektiğini savunmuş ve karşı davasında kooperatif tarafından üyelerden alınan aidatların yeterli olmadığı için kooperatif yönetimince alınan 14.04.2003 tarihli tespit raporuna göre %79'unun tamamlandığını, inşaatın imalatında kooperatif üyelerinden alınan bedellerin yetmediğinde müvekkili tarafından karşılandığını, inşaata harcanan bedel ile üyelerden toplanan bedelin belli olduğunu, üyelerden toplanan bedelin üzerindeki ödemenin müvekkilince yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000.000 TL'nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Davacının başvurusu davalının 02.06.2023 tarihli karar ve kooperatif ana sözleşmesinin 52. Maddesinde denetim kurulu üyelerinin 4 yıl için seçileceği düzenlemesine rağmen denetim kurulu üyelerinin 2 yıl için seçildiği, seçilen denetim kuru üyelerinin kooperatife ortak olduklarının ispatlanamadığı gerekçesi ile davacının talebi reddedilmiştir. Kooperatif ana sözleşmesi 5. Maddesinde kooperatifin süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir. Buna göre davacı kooperatifin tüzel kişiliği 20.11.2024 tarihinde sona erecektir. Kooperatif ana sözleşmesinin 52. Maddesinde denetim kurulu üyelerinin 4 yıl için seçileceği düzenlemesine yer verilmiş ise de, kooperatifin tüzel kişiliği 20.11.2024 tarihinde sona ereceğinden denetim kurulu üyelerinin 2 yıl için seçilmesinde anasözleşmeye aykırılık bulunmamaktadır. Yine seçilen denetim kuru üyelerinin kooperatife ortak olduklarının ispatlanamadığı red kararına gerekçe yapılmış ise de, denetim kurulu üyeleri ..., ... ve ...'...

                    ün Kayseri 13.Noterliğinin ... tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmiş olup, ... ve ... isimli şahısların ise 08/07/2020 tarihinde istifa ettiğini, bu tarihten sonra yeni bir genel kurul yapılmadığı gibi yerlerine yeni yönetim kurulu üyelerinin de tayin edilmediğini, işbu huzurdaki davanın 08/12/2020 tarihinde açıldığını, yani tüm yönetim kurulu üyelerinin davanın açılış tarihinden önce istifa ettiğini, istifa sonrası yönetim kurulu üyelerinin kooperatifi temsil durumunun bulunmadığını, kooperatif adına avukata dava açılması için yetki veren organın yönetim kurulu olup, yönetim kurulu üyelerinin tamamının 08/07/2020 tarihinde istifa etmiş olduğunu, huzurdaki davanın 08/12/2020 tarihinde açıldığı göz önüne alındığında davacı avukatına bu davacının açılması için yetki veren kimsenin bulunmadığını, davacı avukata süre verilerek iş bu davanın açılması için kooperatif yönetim kurulu tarafından alınan bir karar olup olmadığının sorulmasına, eğer böyle...

                      UYAP Entegrasyonu