Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, başlangıçta kooperatif üyeliğinin iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin açılmış ise de 20.03.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı kooperatif hakkındaki dava müracaata bırakılmış, sonuçta bu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve davaya diğer iki davalıya karşı pay devri sözleşmesine dayalı alacak davasına dönüştürülmüş ve mahkemece de bu şekilde kabul edilmiştir. Bu durumda davada kooperatif hukukuna ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava, sözleşme ilişkisine dayalı bir davadır. Bu itibarla, kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun l4. maddesi uyarınca 13. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 4.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı kooperatifteki üyeliğinin sona ermesi nedeniyle iadesini isteyebileceği aidat alacağının, kooperatifteki genel giderlere katılım payı düşüldükten sonra 48.223,81 TL asıl alacak ve 72,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.296,15 TL'ye denk geldiği, davalının bu miktar borca itirazında haksız olduğu, davalı kooperatifin, üyeliği sona eren davacıdan takas mahsup talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davalının takas mahsup talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne, İzmir 28. İcra Müdürlüğü'nün 2014/5874 E sayılı dosyasında davalının 48.223,81 TL asıl alacak, 72,34 TL faiz olmak üzere toplam 48.296,15 TL borca itirazının iptaline, % 20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

      Kooperatifin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin edilmesi ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilmiş olsa dahi, şirketinin ihyası sağlanarak, tüzel kişiliğin davalara taraf edilmesi mümkündür. Tasfiye süreci; ya tasfiye memuru atanarak, ya da kooperatif ana sözleşmesinde düzenleme var ise kooperatif ortaklarınca yerine getirilebilir. Bu sebeple tüzel kişiliği sona ermiş şirketin hak ehliyetinin ve bu kapsamda davada taraf ehliyetinin varlığından söz edilemez. Feshedilmekle tüzel kişiliği sona eren kooperatifin, medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti de son bulacağından, münfesih tüzel kişiliğin, gerek yargıda gerekse diğer resmi merciler önünde temsil edilebileceğinden bahsetmek olanaklı değildir....

        Sadece mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallara ilişkin artık değerler üzerinde karşılıklı alacak hakkı vardır (TMK.236.m ). Mahkemece, taşınmazın rayiç değerine göre, 1/2 oranında katkıda bulunduğu açıklanarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı 07.06.1991 tarihinde evlilik birliği içerisinde Yeniay Yapı Kooperatifine üye olmuş, kooperatif payını 23.03.2000 tarihinde 1 Milyar TL. bedelle dava dışı kişiye devretmiştir. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, kooperatif üyeliği 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde ,dava konusu 19 nolu bağımsız bölüm ise , edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.09.2004 tarihinde alınmıştır....

          Eşlerin mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre değerlendirilir ve tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar (TMK.nun 228/1, 235/1.m). Az yukarıda açıklandığı gibi mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla, inşaat ve kooperatif ödemeleri tamamlanmadığından daha sonraki tarihte ferdileşmeyle tapuya tescil edilmiştir....

            Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 1991 ve 1992 yıllarında kooperatifin ortağı olduğu ve kooperatif ortaklığını dava dışı ... adlı şahıstan devir aldığını, kooperatifin 09/04/1994 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında ortak ve araç sayısının sınırlandırılması yönünde karar alındığı ve kooperatif bünyesinde fiilen yolcu taşımacılığı yapan ortakların sayısının 44 olarak tespit edildiği ve bunların ortak olarak devam etmesi, diğerlerinin ortaklıklarının ise sona erdirilmesinin kararlaştırıldığı, 1994 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararın iptali için süresi içerisinde herhangi bir davada açılmadığı, kooperatif ana sözleşmesi gereğince kooperatif ortağı olabilmek için taşıyıcılığı bilfiil meslek edinmiş esnaf olmak ve kooperatifin amacına uygun motorlu aracı bulunmak gerektiği, davacının 1994 yılında aracını satarak taşımacılık işini bıraktığı ... dan gelen hizmet dökümüne göre 02/.../1996 tarihinden itibaren sigortalı olarak çalıştığı bu süre içerisinde...

              Mal rejiminin sona erdiği andaki malların mevcut durumuna göre tasfiye tarihindeki rayiç (sürüm) değeri göz önünde bulundurularak tasfiye gerçekleştirileceğinden mahkemece mal rejiminin sona erdiği 28.06.2007 tarihinden sonra yapılan ödemeleri de göz önünde bulundurularak düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamıştır. Az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye göre mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar yapılan ödemeler, kooperatif üyeliğinin o andaki durumu göz önünde bulundurularak inşaat ve mülk bilirkişilerinden denetime açık rapor alınmak suretiyle talep miktarı ve usuli müktesep haklar göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

                Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu edilen taşınmazın halihazır kayıt maliki dışında davacıya ait olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılmadığı, davacının üyeliğinin tesbiti dışında dosyada başka bir talebi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinin tescili istemine istemine ilişkindir 1-Somut olayda davacı, kooperatif üyeliğini davalılardan ...'e teminat olarak verdiğini, davalı ...'ün teminat olarak verilen kooperatif hissesini diğer davalı ...'ye devrettiği iddiası ile kooperatif üyeliğinin tescilini talep etmiştir. Davacının bu talebi dava dışı kooperatifin hukukunu ilgilendirmektedir. Davacı vekiline dava dışı......

                  çıkmayan davacının üyeliği devam ettiği mahkemece kooperatif üyeliğinin tespitine dair verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, HMK. 353/1-b-1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

                    İnş.Ltd.Şti.nin müdürü ve ortağı olduğu, ... ... kooperatif hissesini devrettiği için 10.08.2002 tarihi itibariyle ortaklık sıfatının ve yönetim kurulu üyeliğinin kooperatif genel kurul kararı ile sona erdiği, kooperatif aleyhine borç doğurucu tanzim edilecek senette kooperatif yönetim kurulu üyesi ve başkanı olan en az iki imzanın bulunması gerektiği, sahtecilik iddiasının herkese karşı ileri sürülebileceği, davalı şirket müdürü ... ... ile senedi kooperatif adına tanzim eden kişinin aynı kişi olması nedeniyle iyiniyetten söz edilemeyeceği gerekçeleri ile davanın kabulüne, 1.130.00.-YTL.lik senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, % 40 kötüniyet tazminatının davalı şirketten tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu