Dava, taraflar arasında imzalanan taşınır kira sözleşmesi kapsamında ödenmeyen kira bedelleri ile oluşan diğer zararlar yönünden alacak davasıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/1-a maddesi "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları," hükmünü içermektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Kira sözleşmesi başlıklı 299/1. maddesi "Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." hükmünü, Kira süresi başlıklı 300/1. maddesi "Kira sözleşmesi, belirli ve belirli...
Genel olarak belediyeye verilen konaklama hizmeti kira sözleşmesine dahil değildir. Bu nedenle bu alacak kalemi yönünden tek başına sulh hukuk mahkemesinin görevli olmayacağı anlaşılmaktadır. Ancak davacı bu alacak kalemini kendisinin kira borcu ile takas mahsup yaparak sonuçta kalan alacağının hüküm altına alınmasını talep ettiğine göre ve takas yapılan kira borcu sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğundan bu alacak kaleminin de sulh hukuk mahkemesince incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. O halde belediyeye verilen konaklama hizmeti için kesilen faturaların belediye kayıtlarına girip girmediği ve buna göre kira borcundan mahsup edilecek bir alacak niteliğinde bulunup bulunmadığı bilirkişi incelemesi ile tespit edilmelidir. Davacı, kendi alacaklarından kira borçlarını mahsup ederek kalan alacağını talep ettiğine göre dosya kapsamında davacının kira borçlarının da tespit edilmesi gerekmektedir....
Kira sözleşmesinde muacceliyet şartı kabul edilerek aynı dönem içerisinde iki ay arka arkaya kira bedelinin ödenmemesi halinde dönem sonuna kadar olan tüm kira bedellerinin muaccel olacağı kabul edilmiş ise de takip tarihi itibariyle bir aylık kira alacağı ödenmemiş olduğundan muacceliyet şartı gerçekleşmemiştir. Sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 5. maddesinde, “kiracı kontrat bitiminde kira bedelini Ticaret Odası Endeksine göre artırmayı şimdiden kabul ve taahhüt eder” şeklinde artış şartına yer verilmiş ise de, bu artış şartı endeksin niteliği belirtilmediği için belirli ve muayyen olmadığından geçerli değildir. Sözleşme metninden aylık kiranın 2.200,00 TL olduğu ve artış şartının geçersiz olduğu anlaşıldığına göre davacı alacaklının kira artış farkına ilişkin alacak istemi yerinde değildir....
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait arsada 01/12/2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu 2012 yılının Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları kira bedellerinin ödenmemesi sebebiyle davalıya 17/08/2012 tarihinde keşide edilen ihtarnamenin 28/08/2012 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kira bedellerinin yasal sürede ödenmediğini belirterek temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ile 2012 yılının Eylül ve Ekim ayları kira bedelleri de dahil olmak üzere toplam 7.500 TL kira alacağının davalıdan tahsilini istemiştir. Davacı, yargılama sırasında ise ihtardan sonra kira bedellerinin ödendiğini kira alacağı talebinden feragat ettiklerini, davadan sonra ödenen Ağustos kira bedeli yönünden temerrüdün gerçekleştiğini bildirmiştir. Davalı vekili talep edilen kira bedellerinin ödendiğini ve davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasında Karamürsel Asliye Hukuk ve Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira ilişkisinden doğan alacak istemine ilişkindir. Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, HMK'nın 4/1-a maddesi gereğince de kira ilişkisinden doğan alacak davalarında ise sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira süresinin sona ermesine rağmen teslim edilmeyen gün için kira sözleşmesinde kararlaştırılan cari yıl kira tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ... takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, HMK'nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında Sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasında bir kira sözleşmesi bulunmadığı, uyuşmazlığın davalının kira alacağı üzerinde hak iddia etmesi nedeniyle davalıya yapılan ödemeden dolayı kiralayan tarafından ... takibine maruz kalındığı ve kira alacağından daha fazla bir ödeme yapıldığı iddiasıyla uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 Sayılı HMK.'...
İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye karar verilebilmesi için kiracıya bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde, bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulması gerekir. İhtar tebliğinden sonra yapılan ödemeler iki haklı ihtarın oluşmasına engel teşkil etmez. Süresiz sözleşmelerde ve kira parasının yıllık ödenmesi gereken hallerde iki haklı ihtar oluşmaz. Olayımıza gelince;Davacı davada Aralık 1998 başlangıç tarihli sözlü kira aktine dayanmış ise de davalı kiracılık ilişkisine karşı çıkmıştır. Bu durumda davacı kira sözleşmesinin varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. ...nun 200. maddesine göre davacının kiracılık ilişkisini tanıkla kanıtlama olanağı yoktur....
Takibe dayanak kira sözleşmesi 1 yıl süreli olup, aylık kira bedeli 1.500,00 TL'dir. Kira sözleşmesinde kira bedelinin ÜFE oranında artırılacağı belirtilmiş, takip talebinde birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü dönemden kalan kira bedeli farkı ile bir aylık kira bedelinin tahsili istenilmiştir. Davalı borca itirazında sadece aylık kira bedeli farkından dolayı borcu olmadığını belirtmiş olup, takipte istenebilecek aylık kira miktarının ne kadar olduğunu göstermemiştir. İİK'nın 269/2. maddesi gereğince borçlu kiracı kira sözleşmesini açık ve kesin olarak reddetmediğinden, kira akdini kabul etmiş sayılır. Kira sözleşmesini reddetmeyen borçlu kiracı, İİK'nın 62. maddesi gereğince itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını itiraz dilekçesinde açıkça göstermediğinden, takip talebinde belirtilen kira miktarı da kesinleşmiştir....
Davacı alacaklı tarafça icra takibine kira bedeli dışında başka alacakların da dahil edilerek takip yapıldığının görüldüğü, sözleşmede ve ek protokolde belirlenen sabit kira bedeli dışındaki yan giderler yönünden alacak miktarının ne kadar olduğunun genel mahkemelerde yapılacak yargılama sonucunda belli olacağı bu nedenle bu alacak kalemleri yönünden davanın yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddine karar verilmesi doğru ise de; Somut olayda davalı borçlunun itiraz dilekçesinde,açıkça ve ayrıca takip talebi ekinde sunulan "Kira Sözleşmesi" başlıklı belgedeki imzaya açıkça itiraz etmediği gibi taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunun inkar edilmediği, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz ettiği görülmektedir. Borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK'nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve aylık kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir....