Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kira alacağının tahsili ve tahliye istemi ile başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması,% 40 icra inkar tazminatı ve temerrüt nedeni ile tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabulüne, tahliye ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili 19.12.2003 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak 05.05.2010 tarihinde davalı borçlu hakkında başlattığı icra takibi ile 2009 yılı bakiye kira alacağı ve 2010 yılı kira alacağı toplamı 11.800 TL'nin tahsilini istemiştir. Davalı borçlu süresinde sunduğu dilekçesi ile kira borcunun ödendiğini belirterek takibe itiraz etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava; ödenmeyen kira alacağı ile erken tahliye nedeniyle kira kaybı zararının tahsili, birleşen dava; ödenmeyen kira alacağı ve aidat gideri ile hor kullanma tazminatının tahsili istemine ilişkindir....

      Eldeki dava, kira alacağı istemine ilişkin olup 18.08.2011 tarihinde açılmıştır. Buna göre olaya 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun göreve ilişkin 8. maddesi hükmü uygulanacaktır. Akdin feshi ve tahliye istemi olmaksızın açılan kira alacağı ve tazminat davalarında görevli mahkeme dava değerine bakılarak tayin edilecektir. Somut olayda; dava değeri 26.546 TL olup, dava tarihi itibariyle görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Buna göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Eldeki dava, kira alacağı istemine ilişkin olup 23.05.2011 tarihinde açılmıştır. Buna göre olaya 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun göreve ilişkin 8. maddesi hükmü uygulanacaktır. Akdin feshi ve tahliye istemi olmaksızın kira alacağı ve tazminat davalarında görevli mahkeme dava değerine bakılarak tayin edilecektir. Somut olayda; dava değeri 13800,00TL olup, dava tarihi itibariyle görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Buna göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu durumda davanın sadece kira alacağına yönelik olduğu açıktır. Kira alacağı davası bağımsız olarak açıldığında görevli mahkeme alacak miktarına göre tayin edilir. Davacının talebi 9.556,95 TL olduğundan davaya bakmak HUMK.'nun 1-8 maddeleri gereği Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içindedir. Mahkemece işin esası incelenip sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı alacaklı, 08.12.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2008-2015 yılları arasına ait toplam 107.311,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu borca itiraz etmeyerek takibin kesinleşmesine sebebiyet vermiştir. Her ne kadar davacı alacaklı takipte dayandığı sözleşme türünü açıklamamış ise de takip konusu alacak kira alacağı olup davacı sözlü kira akdine dayandığını belirtmiştir. Artık davacı alacaklının takipte sözlü kira akdine dayandığının kabulü gerekir. İ.İ.K.'nın 269/2. maddesi hükmüne göre borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılır. Davalı borçlu kira ilişkisine ve alacak miktarına itiraz etmediğine göre, taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin ve borç miktarının kesinleştiğinin kabulü zorunlu olup davalının borcu bulunmadığı savunmasını İ.İ.K. 269/c maddesinde sayılan belgeler ile ispatlaması gerekir....

              Ayrıca raporda 15.568 TL fark alacağı ve 1.093 TL faiz hesap edilmiş ise de mahkemece faiziyle beraber toplam alacak asıl alacak olarak hüküm altına alınarak, icra takibinde işlemiş faiz alacağı olmadığı halde işlemiş faize de hükmedilmiştir. Mahkemece bu durumda; bilirkişiden yeniden ek rapor alınarak icra takibi ile istenen dönemde ödenmesi gereken kira, ödenen kira tablo halinde gösterilmeli, yapılan o döneme ait döneme ait ödemeler düşülmeli, sonucuna göre alacak hakkında bir karar verilmesi (usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek) gerekirken, denetime elverişsiz bilirkişi raporu ile talep olmadığı halde işlemiş faize de hükmedilerek karar verilmesi hatalıdır....

              Mahkemece, takibe konu edilen kira bedellerinin tahliye tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, bu durumda söz konusu kira bedellerinin davacı tarafça istenilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle ve önceki bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, takibin 7.017,75 TL asıl alacak ve 7,44 TL işlemiş faiz üzerinden devamına karar verilmiştir. Takibe konu ve davalı tarafça imzası inkar edilmeyen 01.12.2012 tarihli kira sözleşmesinin özel şartlar 2.maddesi ile; kira bedellerinin her ayın beşinde aylık peşin olarak kiraya verenin hesabına ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı alacaklı 03.01.2014 tarihinde başlattığı takip ile takip tarihi itibariyle istenebilir olan 2013 yılı Aralık ayı kira bedeli ile birlikte, muaccel olmayan 2014 yılı Ocak ayı kira bedelinin de tahsilini istemiştir. Bu durumda takip tarihi itibariyle muaccel olmayan 2014 yılı Ocak ayı kira alacağı için başlatılan takibe, davalı tarafça yapılan itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir....

                Ancak takip dayanağı kira sözleşmesinde kiralananın işyeri olarak mı, yoksa konut olarak mı kiralandığı hususunun çelişkili olması nedeniyle, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK'nin 344. maddesi hükmünün tarafları bağlayıp bağlamayacağı ve 15.08.2012 tarihinden sonraki aylık kira miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, yalnızca 15.08.2012 tarihinden sonraki kira farkı alacakları yönünden davanın reddine karar verilmesi ve bu tarihe kadarki kira alacağı yönünden ise sözleşmedeki artış şartına göre kira miktarının tespiti ile eksik kalan kira alacağı yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir....

                  -TL'den toplam 49.500,00 TL kira alacağı için icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin tebliği üzerine icra dosyasına itiraz edildiğini, belirterek ödenmeyen kira parasının tahsili ile taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar ise icra takibine itirazlarında ve yargılama sırasındaki savunmalarında davacı tarafından sunulan sözleşmedeki imzaların kendilerine ait olmadığını, aylık kira parasının 720,00 TL olduğunu ve ödendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davacı tarafından 01.01.2008 başlangıç tarihli sözleşmeye dayanılarak aylık kira parasının 4.500,00 TL olduğu iddia edilmiş, davalılar ise aylık kira parasının 720,00 TL olduğunu beyan ederek 12.03.2004 başlangıç tarihli sözleşmeyi ibraz etmişlerdir....

                    UYAP Entegrasyonu