Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili cevap dilekçesinde, müvekkillerinin imzaladığı müşterek borçlu ve müteselsil kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını, kefalet sözleşmesinin yasa gereğince yazılı yapılması ve kefalet tarihinin de belirtilmek zorunda olduğunu, dosyaya sunulan kefalet sözleşmesine bakıldığında “kefalet tarihinin belirtilmediği” ve “birçok kısmın boş bırakıldığı” görüldüğünü, kefalet için eş rızasının da alınmadığını, davacı tarafından gönderilen ihtarnamelerin usulsüz tebliğ edildiğini, hesap kat ihtarlarını kabul etmediklerini, davacı tarafın talep ettiği icra inkar tazminatının ve talep edilen faiz oranının hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, talep edilen icra tazminatının ve faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu olayda likit bir alacak olmadığı gibi dava konusu alacak talebi yargılamayı gerektirdiğini belirterek haksız ve kötüniyetli olarak açılan davanın tüm müvekkilleri açısından reddine karar verilmesini, haksız ve kötüniyetli olarak dava açan davacı aleyhine...

    Mahkememizce yargılama sırasında davacı tarafın takip tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacak ve faiz miktarı konusunda bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan ... tarihli raporda özetle; "...A) borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar uzmanlığı yönüyle sonuç ve kanaat: ... tarihinde yapılan kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak için davalılara karşı açılmış itirazın iptali davasında, 1. Davalılarından ... ve ...'ın davacıya karşı genel kredi sözleşmesi kapsamında müteselsil kefil konumunda oldukları, davacının asıl borçluya karşı kat ihtarnamesine rağmen borcu ödememesinden dolayı TBK m. 586 şartı yerine gelmiş olduğundan müteselsil kefiller başvurma hakkı doğduğu, 2....

      ın imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmesi hükümlerinin açık olduğunu, kefillerin ve asıl borçlunun kredi sözleşmesinin sonuçlarından sorumlu olduğunu, 09.12.2019 tarihli hesap kat ihtarnamesinde borcun dayanaklarının açıkça ve detaylı bir biçimde hesap kat ihtamamesinde belirtildiğini; ... 46 nolu ... kart kullanımından kaynaklı 2.248,69 TL., ... nolu ... kart kullanımından kaynaklı 1.895.51 TL, ... nolu ... kart kullanımından kaynaklı 746,01 TL, ... nolu ... kart kullanımından kaynaklı 656,90 TL, ... nolu ... kart kullanımından kaynaklı 630,54 TL alacağının olduğunu, dava konusu borcun kredi sözleşmeleri, ihtarnameler ve banka kayıtları ile sabit olduğunu, borçlunun itirazının tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, Banka kredi sözleşmelerinden doğan alacaklar da alacaklının, kredi alacağı için hesabin işlediği süreçte hesabin kat edilip tebliğ edildiği tarihe kadar olan bölüm için TTK'nın 8....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2017/1150 Esas KARAR NO :2022/343 DAVA:Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ:19/12/2017 KARAR TARİHİ:04/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkememizde görülmekte olan yukarıda esas ve karar numarası yazılıTazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının 16/12/2021 tarihli duruşmasında taraflarca takip edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup; bu tarihten itibaren de üç (3) aylık yasal süre içerisinde taraflarca yenilenmemiş olduğundan, HMK 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve ön inceleme duruşmasından önce takipsiz bırakıldığı için yarı oranında vekalet ücretine takdir edilmesine ilişkin aşağıdaki karar oluşturulmuştur....

          Dava kiralananın hor kullanımından kaynaklı tazminat ve erken tahliye nedeniyle yoksun kalınan kira bedeli talebine ilişkindir. 1-) Davalılardan ...'un temyiz talebinin incelenmesinde; Davalı kefilin kira sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Ne var ki, sözleşmenin kefil sıfatıyla imzalanmış olması, doğrudan davalının kefil olarak sorumlu olması sonucunu doğurmaz. Kefaletin, yasanın aradığı şekil şartlarına uygun olması da zorunludur. Davalı kefilin, kefilliğine ilişkin kira sözleşmesi, 6098 Sayılı TBK'nın yürürlüğe girmesinden sonra 13/09/2013 tarihinde imzalanmış olduğundan, kefaletin şekil şartları 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. 6098 sayılı TBK'nın 583. maddesinin birinci fıkrasına göre; "Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....

            Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. 6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....

              Davalı Serap Ertuğrul yönünden yapılan incelemede ; 6098 TBK'nun 583/1.maddesine göre; "Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." Anılan kanun hükmü uyarında, kefilin sorumlu olacağı azami borç miktarı ile kefalet tarihinin de kefil tarafından kendi el yazısı ile yazılması bir geçerlilik şartıdır. Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır....

              Davalı Serap Ertuğrul yönünden yapılan incelemede ; 6098 TBK'nun 583/1.maddesine göre; "Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." Anılan kanun hükmü uyarında, kefilin sorumlu olacağı azami borç miktarı ile kefalet tarihinin de kefil tarafından kendi el yazısı ile yazılması bir geçerlilik şartıdır. Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır....

                Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. 6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....

                  Dosyamız arasında bulunan davaya konu icra dosyası, kredi evrakları, kat ihtarnamesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı Banka iledavalı asıl borçlu şirket arasında 05.01.2018 tarihli 1.000.000,00 TL ve davalı kefilce 1.500.000,00TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı kefil tarafından da müteselsil kefil sıfatı ile imzalanmış olduğu, kefalet tutarının, kefaletin türünün müteselsil kefalet olduğunun, kefalet tarihinin el yazısı ile yazılmış olduğu, davacı vekilinin dosya kapsamına sunmuş olduğu 16.07.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ortaklar kurulu kararına göre, davalı kefilin; tek ortaklı şirkete dönüşmüş olan davalı asıl borçlu şirketin tek ortağı ve süresiz olarak müdürü seçilmiş olduğu görülmekle kefalet akdinin TBK hükümlerine uygun olduğu ve davalı kefilin davaya konu krediden kaynaklı borçlardan sorumlu olduğu, davacı Bankanın davalı asıl borçlu ve davalı kefile noter vasıtası ile keşide ettiği ihtarname ile asıl borçluya kullandırdığı...

                    UYAP Entegrasyonu