'ya ait kefalet limiti, rakamla 1.000.000,00 TL, kefalet türü müteselsil, kefalet tarihi ve ... yazı ve imzasının davalı eli ürünü olup olmadığı hususunda , 18/02/2012 tarihli ... 'ya ait olduğu iddia olunan kefalet limiti, 1.000.000,00 TL ,kefalet türü müseteselsil kefalet, kefalet tarihi 18/02/2012 yazı ve rakamlarının davalı ... eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor aldırılmıştır. Grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 30/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda; 20/11/2015 tarihli kredi sözleşmesindeki ... 'ya ait kefalet limiti, rakamla 1.000.000,00-TL, kefalet türü müteselsil, kefalet tarihinin sözleşme fotokopisine göre; ... 'ya ait mukayese imzalarının genel şekli, imzalardaki el kaldırma hareketinin yapılışı, imzaların başlangıç hareketinin yapılışı, imzalardaki el hareketlerinin yapılışı, imzalardaki yatay çekiliş hareketlerinin yapılışı yönünden benzerlikler görüldüğünden imzaların ...'nın eli ürünü olduğu, 18/02/2012 tarihli ......
Hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalı borçludan kredi sözleşmesi nedeniyle 310.430,85 TL asıl alacak, 15.133,50 TL temerrüt faizi, 756,67 TL bsmv, olmak üzere toplam 326.321,02 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık 67,50 oranında temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanması kararlaştırılarak takip konusu alacak likit olduğundan asıl alacağın %20'si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kefalet sözleşmesi incelendiğinde üçüncü maddede kefilin gayrinakdi tutarların depo edilmesinden de sorumlu olacağı açıkça kararlaştırıldığından 53.710,00 TL gayri nakdi alacağın davalıdan tahsili ile davacı banka nezdinde açılacak gelir getirmeyen bir hesaba depo edilmesine karar verilmiştir....
un borcunu ödeyeceğine duyduğu güvenle kendisine kefil olduğunu, müvekkili ile davalı kooperatif arasında 17/02/2016 tarihli ve üst limiti 30.000,00 TL olan kefalet sözleşmesi imzalandığını, ancak bu sözleşmenin geçersiz olduğunu, çünkü müvekkilinin kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte evli olduğunu, kefalet sözleşmesi kurulmadan önce ya da kefalet sözleşmesinin kurulduğu esnada eşinin yazılı rızasının bulunmadığını, müvekkilinin imzalamış olduğu kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğundan davalı kooperatife borcunun bulunmadığını bu nedenle davalı tarafından müvekkili aleyhine ... İcra Müdürlüğünün ... Esas ve ......
un borcunu ödeyeceğine duyduğu güvenle kendisine kefil olduğunu, müvekkili ile davalı kooperatif arasında 17/02/2016 tarihli ve üst limiti 30.000,00 TL olan kefalet sözleşmesi imzalandığını, ancak bu sözleşmenin geçersiz olduğunu, çünkü müvekkilinin kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte evli olduğunu, kefalet sözleşmesi kurulmadan önce ya da kefalet sözleşmesinin kurulduğu esnada eşinin yazılı rızasının bulunmadığını, müvekkilinin imzalamış olduğu kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğundan davalı kooperatife borcunun bulunmadığını bu nedenle davalı tarafından müvekkili aleyhine ... İcra Müdürlüğünün ... Esas ve ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; 1-Dava genel kredi ve teminat sözleşmesinden kaynaklanan bankacılık alacağına ilişkin yürütülen icra takibine itirazın iptali davasıdır. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan asıl alacak, işlemiş faiz ve masraf alacağı bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. 3-Mahkememizce yapılan incelemede davacı banka ile davalılardan ... arasında 500.000,00-TL limitli kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, diğer davalı ...'un sözleşmenin 41. Sayfasında yer alan kefalet 15/01/2015 tarihli kefalet sözleşmesi ile kredi sözleşmesine müteselsil kefalet türüyle kefil olduğu, kefalet tarihinin, kefalet türünün, kefilin sorumlu olacağı üst limitin el yazısı ile yazıldığı, kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarının mevcut olduğu, sözleşme ekinde davalı ...'un eşi ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ....Şti. arasında 27.05.2008 tarihinde 1.500.000 TL tutarında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, sözleşme limitinin 29.11.2008 tarihinde 1.500.000 TL artırımla 3.000.000 TL’ye yükseltildiği, sözleşmede davalı ... ile davalı ...’ın müteselsil kefalet imzalarının mevcut olduğu, 13.09.2010 tarihinde 6.000.000 TL tutarında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye ... ile ...’ın kefaleti alındığı, 15.04.2015 tarihinde 32.000.000 TL tutarında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye ... ile ...'...
Davacı Banka ile Dava dışı asıl borçlu ... arasında 25.05.2017 Tarihinde 250.000,- TL tutarında çerçeve niteliğinde 10 yıl süreli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, Davalının da sözleşmede 350.000,- TL üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğu, kefalet türünün müteselsil kefalet, kefalet tarihinin 25.05.2017, kefil olunan tutarın yazı ve rakamla 275.000,- TL olarak düzenlendiği, daha sonra ise 25.01.2018 tarihinde yeni bir Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği bu sözleşmede Davalının kefalet imzası bulunmadığı, Sözleşmenin “ Son Hükümler, Önceki Sözleşmelerle Bağlantı Limit Artışı “ Kısmında yer alan İşbu Genel Kedi Sözleşmesi, daha önce Türkiye Cumhuriyeti ...Bankası A.Ş. adına ….. Şubesi şubeleri ile ………………… arasında aktedilmiş bulunan ……….. tutarlı kredi sözleşmelerinin eki ve ayrılmaz bir parçasıdır. Kısmının boş bırakıldığı doldurulmadığı görülmüştür. 2....
Mahkemece, davalının imzasının bulunduğu sözleşmede banka müdürü ve servis memurununda imzasının olduğu, davalının imza inkarının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, aksinin kabulünün bankalara olan güveni sarsacağı, davacının ödediği 1 ve 2.takside ilişkin alacak talebinin de kabulle sonuçlanarak kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eldeki davada davalının dava dışı bankadan kullandığı kredi borçlarını kendisinin ödediğini iddia ederek rücuen alacak talebinde bulunmuş, davalı ise kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur. Davalı ile dava dışı banka arasında aktedildiği ileri sürülen iki adet sözleşme örneği dosyaya sunulmuş olup, birisinin kredi kartı kefalet sözleşmesi, diğerinin ise 21.6.2005 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi kredi sözleşmesi olduğu anlaşılmıştır....
Kefalet sözleşmesi ana dosyada alınan 25.08.2020 tarihli bilirkişi raporu ile incelendiğinde; Kredi Sözleşmesinde kefalet tarihi, kefalet limiti ve el yazısı ile tanzim edildiği, sorumlu olunan miktarın da sözleşmeye yazıldığı, bu haliyle TBK 583.maddesindeki şartları taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle Kredi sözleşmesi geçerli bir şekilde kurulmuştur. Bilindiği üzere hukuki yarar dava şartı olup, davacının davasında hukuki yararın bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Davacı taraf kredi sözleşmesinin TBK 'ya aykırı olarak kurulduğunu öne sürmüş ise de, dava dışı Tuzsan ... Ltd....
Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581. maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Müteselsil kefalet ise aynı Kanun’un 586. maddesinde yer almıştır. Bu maddeye göre; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir....