ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/261 Esas KARAR NO : 2023/314 DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) DAVA TARİHİ : 24/04/2019 KARAR TARİHİ : 23/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Müvekkil şirket yetkilisi ...'...
Bu kapsamda daire maliyet bedellerinden kaynaklı olarak borcun tahakkuk ettirildiği 10.01.2012 tarihinden ödeme tarihlerine göre talep edebileceği işlemiş daire maliyetlerinden kaynaklı faiz miktarı 34.880,02 TL olduğu, Şerefiye taksitlerinin geç ödenmesinden kaynaklı 32,98TL faiz borcu, Çevre bedeli taksitlerinin geç ödenmesinden kaynaklı olarak 20,00TL, Tapu ve iskan taksitlerinin geç ödenmesinden kaynaklı 2.332,00TL, Genel Kurul kararları gereği ödenmesi gerekip de geç ödenen ek/ara ödemelerden kaynaklı 2.615,00TL faiz borcu olmak üzere toplamda 39.880,00 TL davacı kooperatifin faiz alacağının bulunduğu kanaatine varılarak davalı itirazının bu miktar yönünden iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğü' nün 2021/3994 Esas sayılı dosyasına dayanak gösterilen Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 29.08.2019 tarih ve 2017/49 Esas, 2019/275 Karar sayılı kararının ilamlı icra takibine konu edilebilecek nitelikte bir karar olmadığını, takibe dayanak mahkeme kararının hüküm fıkrasında ise, kamulaştırma bedelinin iadesi yönünden belirlenmiş bir miktar, davalı idare lehine hükmedilen likit bir alacak bulunmamakta olup kararın eda hükmü içermediğini, ayrıca kamulaştırma bedelinin iadesine ilişkin kısımda faiz konusunda da bir hüküm kurulmadığını, yani kamulaştırma bedelinin faizi ile birlikte iadesine de karar verilmediğini, bu nedenlerle anılı mahkeme kararının ilamlı icra takibine konu edilemeyecek nitelikte olup gerek asıl alacak kalemi yönünden gerekse işlemiş faiz alacağı kalemi yönünden başlatılan takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla şikayetin kabulü ile davacı müvekkili hakkında Manisa 3....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tarafların ortak murisi olan babalarının 1960 yılında dava konusu yere yerleştiğini, daha önce olmayan ve hali hazırda arsanın ortasında olan yolun hem alt hem üst kısmının zilyedi olduğunu, muris ölünce davalının davacılardan habersiz olarak tapuyu kendi adına çıkardığını, ancak kamulaştırma bedelinin ödenmesinden sonra davacıların durumdan haberdar olduğunu, Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 maddelerinin davada uygulanamayacağını, babası ile birlikte yaşayan davalının 20 yıl fasılasız ve nizasız olarak bu yeri kullanmış sayılamayacağını beyanla ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasın talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir....
Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/466 Esas KARAR NO : 2023/897 DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) DAVA TARİHİ : 10/07/2020 KARAR TARİHİ : 19/09/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu .... ... ile imzalanan kredi sözleşmesi çerçevesinde müvekkili bankadan büyük miktarda kredi kullanmış olduğunu, davacı/borçlu ... ... tarafından konkordato tasdiki talepli olarak Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......
itibaren kanuni faiz işletilir.” hükmünü getirmiş ve zamanında tamamlanamayan kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında ödemenin yapıldığı tarihe kadar kamulaştırma bedeline faiz ödenmesi imkânını tanımıştır....
İcra Müdürlüğü' nün 2021/4097 Esas sayılı dosyasına dayanak gösterilen Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 29.08.2019 tarih ve 2017/50 Esas, 2019/274 Karar sayılı kararının ilamlı icra takibine konu edilebilecek nitelikte bir karar olmadığını, takibe dayanak mahkeme kararının hüküm fıkrasında ise, kamulaştırma bedelinin iadesi yönünde belirlenmiş bir miktar, davalı idare lehine hükmedilen likit bir alacak bulunmamakta olup kararın eda hükmü içermediğini, ayrıca kamulaştırma bedelinin iadesine ilişkin kısımda faiz konusunda da bir hüküm kurulmadığını, yani kamulaştırma bedelinin faizi ile birlikte iadesine de karar verilmediğini, bu nedenlerle anılı mahkeme kararının ilamlı icra takibine konu edilemeyecek nitelikte olup gerek asıl alacak kalemi yönünden gerekse işlemiş faiz alacağı kalemi yönünden başlatılan takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla şikayetin kabulü ile takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesine talep ve dava etmiştir....
KARAR Dava, davacının kuruma fazladan ödediği primlerin davalı Kurumca faizsiz ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen-kabulü ile 48,64 TL. faiz alacağının davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda değişiklik yapan 5219 sayılı Yasa’nın 2. maddesi uyarınca 01.01.2008 tarihinden sonra, anılan Yasa’nın 427. maddesindeki kesinlik sınırı, 1.250,00 TL.’ye çıkarılmış olup, inceleme konusu karar bu tarihten sonra verilmiş ve kesinlik sınırının altında bulunmuş olmakla, söz konusu maddelere göre hüküm kesin nitelik taşıdığından 01.06.1990 tarih ve E: 1989/3, K: 1990/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da gözönünde tutularak, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin, kararın kesinlik sınırları içinde kalması nedeniyle Dairemizce reddine karar vermek gerekmiştir....