Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, davaya konu edilen taşınmazın halen davacının kullanımında olup olmadığının araştırılması, nitekim ilgili taşınmaz davacının kullanımında ise zamanaşımı süresinin işlemeyeceğinin gözetilmesi; aksi durumda ise, zamanaşımının ifanın imkansız hale geldiği tarihten (taşınmazın 3. kişilere satışından) başlayacağının gözetilmesi, dosya kapsamına göre inceleme ve değerlendirme yapılması suretiyle hüküm tesisi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin faturalardan kaynaklı alacağı için davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıdan alınan malların müşterilere satışından sonra mallarda ayıpların ortaya çıktığını, ayrıca malların davacı tarafından geç teslim edilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, alacağın muaccel olmadığını savunarak davanın reddini istemiş, ıslah dilekçesi ile müşterilere satılan ayıplı mallar ve stokta bulunan ayıplı mallardan dolayı 29.866 TL nin davacı alacağından takas ve mahsubunu talep etmiştir....

      Böylece hâlen iktisap edilmiş (kazanılmış) bir alacak kadar ileride iktisap olunacak bir alacak da; keza muaccel bir alacak kadar bir vadeye veya şarta bağlanmış olan alacaklar da temlik olunabilir. Alacağın hukukî muameleden, haksız fiilden, sebepsiz zenginleşmeden veya doğrudan doğruya kanundan doğmuş olmasının da bir önemi yoktur (Hukuk Genel Kurulunun 2/.03/2019 tarihli ve 2017/11-2630 E., 2019/328 K. sayılı kararı). Alacağın iradî devrinde (sözleşmeye dayanan devir); bu devrin geçerli olabilmesi için sözleşmenin taraflarının fiil ve tasarruf ehliyetinin bulunması, geçerli bir sözleşmenin olması, alacaklı ile üçüncü kişi arasında TBK’nın 184. maddesi gereğince yazılı devir sözleşmesinin yapılması, devredilen alacak hakkının mevcut olması ve devir engeli bulunmaması koşullarının gerçekleşmiş olması gereklidir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasında Çubuk Sulh Hukuk Mahkemesi ve Çubuk Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taşınmaz satışından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, dava konusu uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK'nın 4. maddesine gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanı dışında olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, dava değeri itibariyle yürürlükte olan 1086 s.HUMK.a göre görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava 04.01.2011 tarihinde yani 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden önce açılmıştır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasında Çubuk Sulh Hukuk Mahkemesi ve Çubuk Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taşınmaz satışından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, dava konusu uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK'nın 4. maddesine gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanı dışında olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, dava değeri itibariyle yürürlükte olan 1086 s.HUMK.a göre görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava 04.01.2011 tarihinde yani 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden önce açılmıştır....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/458 Esas KARAR NO : 2018/224 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 21/06/2016 KARAR TARİHİ : 13/03/2018 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkil şirket ile davalı arasında lastik satışından kaynaklı bir ticari ilişki olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete yapmış olduğu lastik satışından kaynaklı faturalar düzenlediğini ve fatura muhteviyatı ürünleri davalı tarafa kaşe ve imza karşılığı teslim ettiğini, davalı şirketin müvekkil şirket cari hesap defter ve kayıtlarında tespit edilen güncel borcunun 3.080,00 TL olup, davalı şirket tarafından bugüne kadar farklı tarihlerde kısmi ödemeler yapıldığını, fatura muhteviyatı malların davalıya teslim edilmiş olduğunu, davalı tarafın icra takibinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, esas itibariyle itiraz...

              Onama ilamına karşı davacı ve davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş olmakla yeniden yapılan incelemede; 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair karar düzeltme nedenleri yerinde değildir. 2)Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapuya kayıtlı olan taşınmaz satışından kaynaklanmaktadır. Yasanın aradığı şekil şartlarına uyularak resmi merciler önünde yapılmış bir satış sözleşmesi olmadığından yapılan bu satış sözleşmesi geçersizdir . MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K. 60 maddelerinde, tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmenin resmi biçimde yapılması gerektiği düzenlenmiştir. Resmi biçimde yapılmayan taşınmaz satım sözleşmesi hukuken geçersiz olup, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler....

                e satış yoluyla temlik ettiğini, temlik tarihinde murisin makine mühendisi olarak çalıştığını, ekonomik durumunun iyi olduğunu, malını satması için bir neden bulunmadığını, davalının ise ev hanımı olup taşınmaz alacak maddi güce sahip olmadığını ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir....

                  Germencik Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusunun Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) olduğunu, davanın niteliği gereği arabuluculuğa da başvurulduğunun anlaşıldığını, mahkemenin görevinin kamu düzenine ilişkin olması ve yargılamanın her aşamasında resen göz önünde bulundurulması gerektiğini, Germencik ilçesinde bağımsız Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmadığını ve Germencik ilçesinin Aydın mülki sınırları içerisinde bulunduğundan, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu'nun 07.07.2021 tarihli 608 karar numaralı kararına istinaden Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi, davanın, taşınmaz satış sözleşmesi bedelinden kaynaklı alacak davası olduğu mutlak ticari dava olmadığını, tarafların tacir olmadığını, davacının tüketici vasfını da taşımadığını, davaya bakmaya görevli olan mahkeme Germencik Asliye Hukuk Mahkemesi olacağını belirterek görevsizlik kararı vermiştir....

                    Dava davacının davalı şirkete elektrik satışından kaynaklanan piyasa maliyetleri adı altında tahakkuk ettirdiği faturalardan kaynaklı alacağının tahsili istemiyle yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu