Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davaya konu kesintisiz güç kaynağı cihazının çalışır durumda olmadığının bilirkişi marifetiyle tespit edildiği, davacı yanca cihazdaki arızanın yetkili servis dışındaki başka bir servise tespit ettirildiği, herhangi bir şekilde tamir ve onarım yaptırılmadığı dava konusu malın ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne satın alınan mal ve eklentilerinin davalı şirkete iadesi ile 2.316.29 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı malın satıcıya iadesi ve satım bedelinin ödenmesine ilişkin alacak davasıdır. Somut olayda taraflar tacir olup, aralarındaki satış ilişkisi ticari ilişki niteliğindedir....
Kanun metninde açıkça “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalar” zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmıştır. Ticari davaların tamamı, temelinde bir para alacağına dayanan davalardır. Kanunda belirtilen “alacak” ve “tazminat” talepleri, istem sonucunu ifade etmektedir. Eldeki davada davacının talebi bir miktar paranın ödenmesi, alacak veya tazminat değil; finansal kiralama sözleşmesine konu menkul malların aynen iadesidir. Bu itibarla finansal kiralama sözleşmesinin feshi nedeniyle sözleşmeye konu menkul malın aynen iadesi davasında arabulucuya başvurmak dava şartı değildir....
işlerin anahtar teslimi şeklinde yapılmasının üstlenildiği anlaşılmıştır.Davacı, taraflar arasındaki kira ilişkisi nedeniyle düzenlenmiş olan taşınır kira sözleşmesine konu inşaat iskelelerinin, aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiştir....
Mahkemece alınan rapor ve ek rapora göre makine bedelinin 295.000,00 TL olduğu ve talep edilebilecek alacak kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine; geç teslim yönünden zararın ispatlanmadığı, ayıplı ve eksik imalât bulunmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece taraflar arasında iş bedelinin sözleşmede kararlaştırılmadığı kabul edilerek bilirkişi raporu alınmış ve iş bedelinin raporda belirtilen 295.000,00 TL olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de bu dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Eser sözleşmesinde bedel kararlaştırılmamış ise yapıldığı tarihteki piyasa rayicine göre belirlenmesi gerekir ise de taraflar arasındaki sözleşmede iş bedelinin ne şekilde belirleneceği kararlaştırılmış ise sözleşme hükümlerine göre bedelin belirlenmesi gerekir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/275 Esas KARAR NO : 2022/129 DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 12/04/2021 KARAR TARİHİ : 17/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında Finansal Kurumlar Birliğince .... tarih ve ... tescil numarası ile tescillenen, ...tarih ve ... numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu ödeme planının ... 38.Noterliği'nin ... tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile değiştirildiğini, ... Tic.A.Ş. tarafından fatura edilen, ''1 Adet ... Marka 2018 Model yılı, ......
arasında kurulan sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu değerlendirilmiş ve TBK'nın eser sözleşmesine yönelik hükümleri dikkate alınarak uyuşmazlık incelenmiştir. 5-Eser sözleşmesi TBK'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkindir.Taraflar arasında ----- 1780 ada 19 parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin, 22/02/2010 tarihinde Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşım Usulü Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca davalıya ait taşınmaz üzerinde davacı tarafından inşa edilen taşınmazların; bir kısmının satılarak satış bedelinin paylaşıldığı, diğerlerinin sözleşme uyarınca taraflar adına tescilinin sağlandığı, böylece taraflar arasındaki ilişkinin sona erdiği hususunda taralar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Davaya konu uyuşmazlık, davalı adına tescil edilen ---- Blokta bulunan ----- numaralı bağımsız bölümün arsa payının daha fazla olduğu iddiasına yöneliktir. Davalı vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi eser sözleşmesinin bir türü olup, TBK'nın 147/6.maddesine göre 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir....
Davacı eser sözleşmesine konu işin yapıldığını, düzenlediği 28.11.2011 tarihli 1.563,50 TL'lik, 13.03.2012 tarihli 3.340,40 TL'lik ve 30.04.2012 tarihli 2.641,99 TL'lik üç faturadan bakiye bedelinin ödenmediği iddiasıyla 30.04.2012 tarihli faturayı dayanak göstermek suretiyle kalan 2.545,89 TL iş bedeline ilişkin yapılan takibe itirazın iptâline ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı ise yapılan 5.000,00 TL ödeme ile iş bedelinin fazlası ile ödendiğini fazla ödenen 794,51 TL'nin ise iade edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak itirazın iptâli davalarında takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Davada her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Bunun sonucu olarak takip ve dava konusu olmayan faturanın davada dikkate alınmaması gerekmektedir....
Eser kabul edilmeyecek nitelikte ayıplı değilse o zaman Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi uyarınca iş sahibinin bedelden indirim yapılmasını isteme hakkı mevcuttur. Ayrıca bilirkişi raporunda eser sözleşmesi hükümlerinin tam olarak uygulanmadığı, ilişkinin satım olarak değerlendirildiği görülmektedir. Mahkemece, eser sözleşmesi hükümlerine göre düzenlenmeyen, gerekli değerlendirmeleri içermeyen ve sadece ... adet otobüs incelenerek düzenlenen rapora dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlık zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı BK'nın 355 ve devamı maddelerde düzenlenen eser sözleşmesinden doğmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde eser sözleşmesine konu işin gereği gibi yapılıp yapılmadığı, ayıp ve kusur bulunup bulunmadığı, sözleşme kapsamında ve sözleşme dışı yapılan işlerin ne olduğu, istenebilecek iş bedelinin ne olduğu yargılamayı gerektirmekte olup alacak miktarı yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla saptanmış olduğundan likid bir alacak bulunmadığı halde icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de bu bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....