Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kişilere ödenip belgelendirilebilen ve iadesi mümkün olmayan bedeller hariç olmak üzere, herhangi bir kesinti yapılmaksızın katılımcının ödemiş olduğu bedel kendisine iade edilir. (5) Bu madde kapsamında yapılacak bedel iadelerinin, fesih bildiriminin paket tur düzenleyicisi veya aracısına ulaşmasından itibaren on dört gün içerisinde katılımcıya yapılması zorunludur." hükmünün yer aldığı, Davacının 22/04/2018 tarihinde başlayacak tura katılamayacağını davalıya 30/03/2018 tarihinde bildirdiği, bu durumda Yargıtay 13....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.09.2015 gününde verilen dilekçe ile bedel iadesi olmadığı takdirde tapu iptali tescil talebi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; bedel iadesi talebinin reddine, tapu iptali tescil talebinin kabulüne dair verilen 24.05.2018 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.04.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden taraflardan gelen olmadı....

    Mahkemece, bilirkişilerden ek rapor alınıp davacının istemekte haklı olduğu alacak miktarının, fiili işletme dönemi içinde elde edilen kâr düşülerek hesaplattırılması ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılması doğru olmamıştır. d-Sözleşmede bedel USD olarak kararlaştırılmış ve davacı şirket ilk davada USD cinsinden alacak isteminde bulunmuştur. Davacı şirket tercihini USD üzerinden kullandığına göre, her iki davanın da USD üzerinden sonuçlandırılması gerekir. Ayrıca kabule göre de, asıl davadaki ilk kararda alacak USD üzerinden hüküm altına alınmasına ve bu konuda bozma yapılmamasına rağmen, bozma sonrası verilen kararda asıl davadaki alacağın TL olarak sonuçlandırılmış olması yerinde değildir. e-Davalı taraf, davadan önce usulüne uygun bir şekilde temerrüde düşürülmediği halde, birleşen davada dava tarihinden önceki bir tarihten faiz yürütülmüş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur....

      DAİRESİ Uyuşmazlık; araç satış sözleşmesi sonrası ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan bedel iadesi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi ... .... ... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... .... ... Dairesine gönderilmesine, ....02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

        SHM'nin 2012/43 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, araçtan halen sesler geldiğini, bu durumun manevi anlamda can güvenliği açısından tehdit oluşturduğu için araçta var olan ayıplar nedeni ile araçtan soğuduğunu, araçtaki arızaların araçtan beklenen faydaları ortadan kaldırdığını, araçta halen var olan arıza nedeniyle aracı tedirgin olarak kullandığından manevi anlamda ruh halinde çöküntü meydana geldiğini, bedel iadesi için yapılan müracaatlarının neticesiz kaldığını, aracın iadesi ile satım bedeli olan 32.546,00 TLnin satım tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlarda avans faizi ile birlikte ve 10.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte iadesini istemiştir. Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın KISMEN KABULÜNE, 11/11/2011 tarihli, 184530 nolu fatura ile alınan ......

          Satış bedelini geri vermeyen taraf taşınmaz malın kendisine verilmesi için karşı tarafı zorlayamaz verdiği bedel kendisine geri verilmeyen taraf ödediği bedel geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir. Bu bağlamda, verilen satış bedeline alıcı faiz, taşınmazın kullanılmasından dolayı da satıcı ecrimisil veya kira bedeli isteyemez. Buna göre, taraflar arasındaki harici sözleşmeye dayalı olarak taşınmazı iyi niyetli zilyet olarak kullanan davacının davalı tarafa ecrimisil ödemekle yükümlü tutulamayacağı göz önüne alınarak, davalı-karşı davacının ecrimisil isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

            Davalılar ise davacı yanın sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını yasal süresi içinde kullanmadığını, davacının tüm ürünleri kabul ettikten çok sonra ayıp iddiasında bulunduğunu, davacının iddia ettiği ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğunu ve ilk gözden geçirme ile anlaşılabileceğini, davacının vakit geçirmeksizin durumu yükleniciye bildirmesi gerekir iken 17.09.2013 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, öte yandan davacının ihtarname ile seçimlik hakkını ücretsiz tamirattan yana kullandığını artık bedel iadesi isteyemeyeceğini ve sözleşmeden dönemeyeceğini, ayrıca ileri sürülen ayıp davacının talimatları nedeni ile ortaya çıktığından davacının seçimlik hak kullanamayacağını, mobilyaların usulüne uygun montajının yapıldığını, cevabi ihtarnamede de belirtildiği üzere eksik ve ayıpların davacının tavrından kaynaklandığını her zaman giderilebileceğini, davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

              Dosya kapsamından, yaptırılan bilirkişi incelemelerinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına tahakkuk ettirilen faturadaki "yek alacak, sıfır bakiye, düzeltme tutarı, piyasa işletim ücreti, iletim bedeli, ödenmeyen alacak, fark fonu" isimli bedellerin gerek taraflar arasındaki sözleşmede yer almaması gerekse de ilgili bedellerin serbest tüketici ile bir ilgisinin olmadığı sadece PMUM kapsamında piyasa katılımcılarının piyasa işletmecileri arasındaki alacak kalemleri olduğu, dolayısıyla davacı şirketin davalı şirkete tahakkuk ettirdiği faturanın yerinde olmadığı" yönünde görüş bildirildiği görülmektedir. Somut olayda ,taraflar arasında elektrik tedarik sözleşmesinin kurulduğu anlaşılmaktadır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ihtiyaç fazlası enerjiye ait sistem kullanım bedelleri toplamının iadesi istemine ilişkindir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ihtiyaç fazlası enerjiye ait sistem kullanım bedelleri toplamının iadesi istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu