Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in kayden maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazı ölümünden 3 ay önce davalı eşine bağış suretiyle devrettiğini, mirasbırakanın kayden maliki olduğu 1 parça taşınmazının da 3. kişiye satılarak parasının davalıya verildiğini sandıklarını, ayrıca mirasbırakan adına kayıtlı ... plakalı aracı davalının kullandığı kanısında olduklarını, bu durumun doğru olması halinde davalının elde ettiği kazanımlar için doğan haklarını saklı tuttuklarını, bağışlama işleminin diğer mirasçıların saklı payını ihlal eden, terekeden mal kaçırmaya yönelik bir işlem olduğunu ileri sürerek bağışlama işleminin usule uygun olmadığının tespiti halinde bağışlama işleminin iptalini, aksi halde mirasbırakanın saklı paya tecavüz eden tasarruflarının tecavüz oranında indirilmesi ve indirilen kısmın davacıya özgülenmesini, tapu kaydı belirlenemeyen ancak diğer taşınmazın satış bedelinin davalıda olduğunun belirlenmesi durumunda satış bedelinin koşulları var ise iptalini, mümkün olmazsa tenkise tabi tutulmasını istemiştir...

    Köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 41 parsel sayılı 941,40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına, 124 ada 55 ve 340 ada 25 parsel sayılı 466,90 ve 3.943,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar 1/2 paylarla davacı ... ve davalı ... adına, 141 ada 17 parsel sayılı 1.042,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına bağışlama nedeniyle, 143 ada 1 parsel sayılı 285,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise davalı ... adına miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve satın alma iddiasına dayanarak dava açmıştır....

      ve tüm mal varlığını yitireceğini" söylemek suretiyle korkutmaları sonucunda yapmak zorunda kaldığını, bu konu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğu kişilerin tutuklanmamış olmaları sebebiyle de bağışlama sözleşmesinin iptaline ilişkin irade beyanını açıkça ortaya koyamadığını, iptal edilen bağışlama sözleşmesinin konusunu oluşturan arsanın tapu iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      ün hayatta olduğu,taksim senedinin tanziminden sonra murisin 03.05.2011 tarihinde vefat ettiği, taşınmazın zilyetliğinin hiçbir zaman davacıya devredilmediği, davacının davalının muris baba ve annelerine bakması, köye gitmesi şartıyla dava konusu ev ve arsasının davalının kullanımına muvafakat ettiğinin anlaşıldığı, davaya konu sözleşmenin muris hayatta iken yapılması nedeniyle bağışlama sözleşmesi niteliğinde olduğu,bağışlanmasının resmi şekle tabi olup şekle ve usulüne uygun bir bağışlama vadinin de sözkonusu olmadığı,davacı lehine bağışlama vaadi ve miras taksiminden sözedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. D....

        Dava, 4721 sayılı TMK.nun 202, 218, 227, 231, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi ile değer artış payından kaynaklanan katılma ve değer artış payı alacağı, (bağımsız bölüm ve diş hekimliği için yapılan donanımdan kaynaklanan alacak) ziynet eşyaları bakımından bağışlama amacının ortadan kalkmış olması nedeniyle BK. nun 244 ve devamı maddeleri gereğince dava dilekçesinde açıklanan takı ve ziynet eşyalarının iadesi, davalı tarafından diş hekimliği ofisi olarak kullanılan iş yeri nedeniyle istenen kira bedeline ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde; 224 ada 25 parselde bulunan 24 nolu bağımsız bölüm için ½ oranında tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tescil, olmadığı taktirde aynı oranda bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir....

          yine davalı Belediyenin 07/11/2000 tarih ve 389 sayılı encümen kararının da bu bağışlamanın şartlı bir bağışlama olduğunu ihtilafa yer vermeyecek şekilde ortaya koyduğunu beyan etmiştir....

          , Bağışlama işlemi yapıldığı tarihte Emine Gürsoy’un fiil ehliyetine haiz olmadığı, sağlık sağlık raporu alınmadan işlemin hile ile yapıldığı, kök murisin okuma yazma bilmediği, resmi senet düzenlenirken okuma yazma biliyormuş gibi işlem yapıldığı, iki tanık bulundurulması zorunlu olduğu halde tanıksız işlem yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenlerle kök murisin yaptığı bağışlama işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, boşanma davası ile açtığı davasında, evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına kayıtlanan üç parça taşınmaz üzerinde vekil edeninin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakkı bulunduğunu açıklayarak Davutlar Köyü 541 ada 1 parselde 3 nolu mesken bakımından davalıya ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline, mümkün olmazsa kişisel mal kabul edilerek mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkının davalıdan tahsiline, Avcılar 21630 parselin tamamı ile 4509 parselin 1100/14443 payı (21636 parsel) bakımından yasa gereği tasfiyeden doğacak alacak hakkının davalıdan tahsiline karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını ve alacaklar için dava tarihinden geçerli faize...

            Davalı, 15/06/2004 tarihinde onaylanan imar planında taşınmazın bağışlama şartına uygun olarak "Sağlık Tesis Alanı" olarak planlandığını, bu imar planının halen yürürlükte olduğunu, ancak Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile ... Belediye Başkanlığının ilk kademe belediyesi olarak ... Büyükşehir Belediye sınırlarına dahil edildiğini, oluşan yeni idari sınırların getirdiği külfet üzerine hastane yapımı işinin gerçekleştirilemediğini, bağışlama şartının gerçekleşmesi konusunda taraflarca bir süre kısıtlaması getirilmediğini, ayrıca rücu hakkının 1 yıl içinde kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

              nun 278/III-2 maddesinde "yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borclunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler" bağışlama gibi sayılmış ve bu tasarrufların iyiniyet koşulu aranmaksızın iptale tabi olduğu kabul edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu