Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

; Bağışlama sözü veren, aşağıdaki durumlarda sözünü geri alabilir ve onu ifadan kaçınabilir: 1....

    Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 285. maddesinde bağışlama sözleşmesi “bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanmış, 290. maddesinde de koşullu bağışlamaya yer verilmiş buna göre; “bağışlamanın bir koşula bağlanarak” yapılabileceği ifade edilmiştir. 288. maddesinde “bir taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki ayni bir hakkın bağışlanması sözü vermenin geçerliliği ancak resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır”, “şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olan bağışlama sözü verme, bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde elden bağışlama hükmündedir....

      İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, gayrimenkul satış vaadinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen "Akit" isimli belgeyle, davalı 9658 ada, 2 parselde 5.620 m2 miktarlı taşınmazdan 1.000 m2'sinin davacıya verileceği belirtilmiştir. Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, Mahzemin Mahallesi 9658 ada 2parsel sayılı taşınmaz davalı babası Derviş adına kayıtlı iken intikalle davalı adına tescil edildiği, davalı tarafından da 07.12.2021 tarihinde Zeki Kaygısız'a devredildiği belirtilmiştir....

      Mahkemece, davalıların yakın akraba olmaları nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 3.kişi Şenel’in borçlu ...ın ablası olmasına, 6183 sayılı yasanın 28/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, diğer taraftan Şenel’in, borçlu olan kardeşi ...ın, amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekmesine (6183 SY. m.30) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİ gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcı ile vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu...

        Ancak, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptaline karar verilmiş olması halinde bu iptalin davacı alacaklının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olması gerekirken hüküm fıkrasında bu hususa yer verilmemiş olması doğru değil bozma nedeni ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hüküm fıkrasının 2. bendinin sonundaki ‘iptaline’ kelimesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine ‘davacı alacaklının Tosya icra müdürlüğünün 2005/11 sayılı takip dosyasına konu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptaline’ tümcesinin eklenerek hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'ye geri verilmesine 21.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu ... ile 3. kişi Mustafa’nın kayınbirader enişte olmalarına, İ.İ.K.’nun 278/1 maddesine nazaran kayınbirader enişte arasında yapılan ivazlı ya da ivazsız tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağının öngörülmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak mahkemece borçlu ... tarafından diğer davalı 3.kişi ...’a yapılan tasarrufun takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde yapılan tasarrufun tamamının iptaline karar verilmiş olması doğru değil ise de bu yöndeki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden kararın HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekir....

            Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, üçüncü kişi konumundaki ...’ün borçlu davalı ...’nun dayısı olmasına, İİK.nun 278/1 maddesi uyarınca dayı ile yeğen arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde olup iptale tabi olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalıların diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak mahkemece borçlu ... tarafından diğer davalı 3.kişi ...’e yapılan tasarrufun takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde yapılan tasarrufun tamamının iptaline karar verilmiş olması doğru değil ise de bu yöndeki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden kararın HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekir....

              Mahkemece; takibe konu bonoların tasarruftan önce düzenlendiği, dolayısıyla davacı ile davalı borçlu arasındaki borç ilişkisinin tasarruftan önce doğduğu, davalıların kardeş oldukları, haricen ödemenin ispat edilemediği, yapılan hacizlerin semeresiz kaldığı, tasarrufun bağışlama hükmünde olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile ... İcra Müdürlüğünün 2012/859 E., 2012/888 E. ve 2013/ 244 E. sayılı dosyalarındaki borçlar ve fer'ileri ile sınırlı kalmak kaydı ile tasarrufun iptaline, davacıya ... İcra Müdürlüğünün 2012/859 E., 2012/888 E. ve 2013/ 244 E. sayılı dosyalarında yürütülen takipler dolayısıyla asıl alacak ve fer'ileri ile toplam alacak miktarı ile sınırlı kalmak kaydı ile cebri icra ve satış yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ...'...

                in diğer davalı kardeşinin hissesini bedelini ödeyerek satın aldığı, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından kardeşler arasındaki işlemin bağışlama hükümlerine tabi tutulamayacağı gerekçesiyle de davanın reddi dahi dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davalı borçlu ... ile 3. kişi konumundaki diğer davalı ... kardeş bulunmaktadırlar. 6183 sayılı Yasanın 28/1. maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağı ve iptale tabi oldukları hükme bağlanmış olup bu durumda davalıların iyi niyetli olup olmadıkları önem arz etmemektedir. Bu nedenle mahkemece 6183 sayılı Yasanın 28/1. maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın reddi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK m. 285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu