Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. yönünden, takibin 50.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin davalı-karşı davacı ... Motorlu Araçlar San. Tic. A.Ş. yönünden asıl alacak miktarı üzerinden devamına, davacı-karşı davalının işlemiş faiz ve faizin KDV'si yönündeki taleplerinin reddine, asıl alacak miktarının % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalı-karşı davacı ... Motorlu Araçlar San. Tic. A.Ş.'...

    Hal böyleyken, söz konusu taşınmazların davalının kişisel malı olduğunun kabulü ile davacı lehine ... nolu dükkanın tamamı ve ... nolu dükkanın ....08.2003'te edinilen hissesi yönünden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı doğmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis hatalıdır....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, bağışlama akdinden kaynaklanmakta olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın bağışlama sözleşmesinden kaynaklanmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın bağışlama akdinden kaynaklanmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Özellikle İcra ve İflas Kanununun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır....

              Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlar arası sonuç doğurmak üzere mal varlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Bağışlama, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermeyi üstlenmesi (taahhüt) ya da vermesi yoluyla bu iki kişi arasında yapılan sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere bağışlama hukuki işlemlerin bir çeşidi olan sözleşme mahiyetindedir. Bu sözleşmede, yalnızca bağışlayan bağışlanana belirli bir değeri verdiğinden ya da vermeyi üstlendiğinden ve bağışlanan karşılık bir değer vermeyi üstlendiğinden bu tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tek tarafa borç yükleyen bu sözleşme kendisine değer kazandıran kişiyi (bağışlananı) teberru yoluyla zenginleştirme amacını gütmektedir....

              Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK mad. 285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....

                Aktin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı ivaz kabul ettiği akitler bağışlama gibidir. Somut olayda borçlu ... 3. şahsın diğer davalı ...'ye dört adet taşınmazı 2.6.1997 tarihinde Birmilyar lira bedelle satmıştır. Satışa konu taşınmazların satış tarihi itibariyle değerinin 42.500.00.YTL olduğu mahkemece belirlenmiştir. Davalı akitte yazılı miktarın dışında ödeme yaptığını kanıtlayamamıştır. Borçlu davalı ... ...'daki evini de 30.5.1997 tarihinde eşi ...'a satmıştır. ... da aynı taşınmazı 30.3.1998 tarihinde damadı ...'ya satmıştır. Yine İİK.nun anılan hükümlerine göre karı-koca arasında yapılan tasarruflar bağışlama hükmündedir. Keza ...'ın satış yaptığı ..., ...'ın damadı olup bu kişiye yapılan satışta bağışlama hükmünde olduğu gibi ... borçlunun maksadını bilebilecek durumda olan kişidir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulü düşünülmeli ve bu yönde hüküm kurulmalıdır....

                  Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu ve işlemin bağışlama hükmünde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İİY'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptali tabi olduğunun öngörülmesine, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı 405.00.-YTL kalan onama harcın temyiz eden davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu