Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, bağışlama vaadi niteliğindeki mehir senedinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki bağışlama sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, tüm dosya kapsamından, borcun doğumundan sonra taşınmazların gerçek değerinin altında kardeşi olan davalıya sattığı İİK'nun 278/3-1 maddesine göre tasarrufun bağışlama niteliğinde olduğundan bahisle davanın kabulü ile tasarrufun, icra dosyasındaki alacak ve fer'ilerini karşılayacak oranda iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, İİY'nın 278/3 maddesinde belirtilen yakın akrabalar arasındaki tasarruf bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptali tabi olduğunun öngörülmesine, göre davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya...
Bağışlamanın yukarıda açıklanan öğeleri gözetildiğinde, bir eşin diğer eşe ait bir malvarlığına yaptığı her katkının ya da kazandırmanın bağışlama olmayacağı kabul edilmektedir (Gümüş, M. Alper: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'na göre Borçlar Hukuku Özel Hükümler, C. 1, 3. B., ... 2013, s. 205; Zeytin, Zafer: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi, 2. B., ... 2008, s. 144). Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir....
Noterliğinin ... tarihli ve ... yevmiye numaralı ihbarnamesi düzenlenerek tebliğ edildiğini ancak fesih iradesinin davalıya bildirilmesinin hemen akabinde davalının fesih bildirimine karşılık kişisel bir tepki ve girişimle 24/09/2017 tarihinde müvekkil ... sergilenmekte olan ve bağışlama ile mülkiyeti müvekkile geçen dava konusu eserleri izinsiz olarak topladığını ve müvekkilin bilgi ve onayı olmadan alıp götürdüğünü, davalının bu eyleminin kamera kayıtları ve Rektörlüğün 02/10/2017 tarihli tutanağı ile sabit olduğunu, Türk Borçlar Kanunu'nda bağışlamanın kurulmasının düzenlendiğini, buna göre bağışlama sözü vermenin madde 288e göre Bağışlama sözü vermenin geçerliliği bu sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır, bir taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki ayni bir hakkın bağışlanması sözü vermenin geçerliliği ancak resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır, şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olan bağışlama sözü verme, bağışlayan tarafından yerine getirildiğine, elden bağışlama hükmündedir...
Davalı, açılan davayı kabul etmediklerini, davacının yapmış olduğu bağış sonrası 26.05.2015 tarihli dilekçesi ile 95.000,00 TL kısmın iadesini talep ettiğini, talebi doğrultusunda bağış yönetim personeli tarafından bir kaç kez evine ziyarete gidilmesine rağmen tutarsız davranışlarda bulunulduğunun tespit edildiğini, bir kimsenin başkasına bağışlamayı önerdiği bir malı bağışlananın kabulüne kadar bağışlama önerisini geri alabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı ve davalı arasında davaya konu edilen 195.000,00 TL para bağışına ilişkin bağışlama akdinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı ...’a bağışladığı miktarın 190.000,00 TL'sine yönelik bağıştan rücu etmek suretiyle kendisine iade kararı verilmesini talep ederek bu miktarın davalıdan tahsilini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2015/2164 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı şartlarda devamına, şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı şirket ile imzalanan akit yapma vaadi sözleşmesinin ... isimli yetkili kişi tarafından imzalandığını ve geçerli olduğunu belirterek sözleşmeye aykırılık nedeni ile sözleşmenin 10. maddesi olan "vaadinden cayan taraf diğer tarafa ...yılı brüt asgari ücretinin 30 katı tutarında tazminat ödemeyi kabul eder" hükmüne dayanarak, davalı aleyhine başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı ise, dava konusu sözleşmenin altında yetkili kişi olan ... ...'ın ismi bulunmasına rağmen ismin altındaki imzanın yetkili olmayan bir kişiye ait olduğunu, ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Causa donandi ilkesi yani kazandırmanın bağışlama sebebiyle yapılmış olması; bağışlayanın bağışlanana kazandırmayı bir ivaz (karşılık) almaksızın, onu zenginleştirme amacıyla yapmasını ifade eder (Yavuz, C.: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2002, s.222). Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de salt kazandırmanın bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Esasen bu nitelikteki kimi kazandırmalar Türk Borçlar Kanunu’nda örnekleme yoluyla sayılmıştır. Buna göre; “Henüz edinilmemiş olan bir haktan feragat etmek veya bir mirası reddetmek, bağışlama değildir. Ahlâki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz” (Türk Borçlar Kanunu m. 285/2-3). Bu gibi kazandırmalarda amaç bağışlama değildir. Sözgelimi “ahlaki bir görevin yerine getirilmesi”, “eksik bir borcun ödenmesi”nde bağışlama (causa donadi) değil, ifa (causa solvendi) amacı güdülmektedir (Yavuz, s. 222-223)....
Aile Mahkemesince; mehir senedinden kaynaklanan alacağın aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m.286 vd.) bir bağışlama talebi niteliğinde olduğu, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacıya evlilik nedeni ile hediye edilecek olan ve davacının boşandığı eşi ile eşinin babası olan davalıların imzaladıkları mehir senedinde gösterilen ziynet ve eşyaların bedellerinin davalılardan tahsiline yönelik olduğu, 4787 Sayılı Kanun'un 4. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 179. ve devamı maddelerinin açık düzenlemeleri doğrultusunda davaya bakma görevinin Aile Mahkemesinde olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....