WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda; davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkememizin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı (TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1- c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddi ile görevli mahkemenin Konya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....

Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK mad. 285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....

    in rayiç değerin çok altında bir fiyatla taşınmazı 35.00,00 TL'ye sattığı, bu satışın bağışlama hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunmasına, İİY'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun öngörülmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ...'a sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir. Dava konusu olayda aciz vesikasına bağlanan alacak miktarı, taşınmazın tasarruf tarihindeki değerinden daha azdır....

      Mahkemece, davalıların anne-oğul olmalarından dolayı satışın bağışlama hükümde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 3.kişi ...’nin borçlu ...’un annesi olmasına, İİY'nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, diğer taraftan ...’nin borçlu olan oğlu ...’un alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (İİY. 280/II) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davalı ...’nin sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı...

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; 2017 yılında evlendiklerini, fiili birlikteliklerinin 4 ay sürdüğünü, davalının şüpheli hareketler sergilediğini, telefonunu gizlediğini, sosyal medya üzerinden başka erkeklerle görüşüp erotik resim gönderdiğini, bu durumu öğrenmesi üzerine davalının ailesini çağırdığını, durumu kendilerine bildirdiğini, davalının dedesi ile birlikte evi terk ettiğini, davalının telefonunun kendisinde bulunduğunu, davalının evi terk ettiğini, ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, bağışlama vaadinden rücu ettiğini, bu sebeple dava açılacağını, davalının evlenmeden önce 0542 497 03 77 numaralı cep telefonunu, evlendikten sonra 0530 324 3308 numaralı cep telefonunu kullandığını belirterek TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, düğün sebebi ile yaptığı 100.000 TL'nin üzerindeki masraf karşılığı 100.000 TL maddi tazminata, 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Borçlar Kanununa göre bağışlama sözü verme sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.02.2016 (Pzt.)...

          Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 32. maddesinde "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" bakımından yani sözleşme ilişkisinden kaynaklanan (TBK.nın 285 vd.maddeleri gereği bağışlama sözleşmesi) ve özel olarak bir dairenin görev alınında kalmayan davaların 6. Hukuk Dairesi'nce yapılması gerektiği noktasında genel bir iş bölümü hükmü de mevcuttur. Bu nedenlerle istinaf incelemesi görevinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu, Dairemizin görev alanı dışında kaldığı sonuç ve kanaatine varılmış, 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi uyarınca; Dairemizin görevsizliği ile dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Her ne kadar istinaf dilekçesinde taraflar arasında bir bağışlama vaadi olmadığı, davanın konusunun fiilen bağışlanmış ve ifa edilmiş ancak daha sonra konut alımı için davacıdan alınarak iade edilmeyen 495 gram altının iadesi talebine dayandığı belirtilmiş ise de, dava dilekçesinde bu yönde bir vakıaya dayanılmadığı, evlenme nedeni ile vaat edilen 495 gram altının davalı tarafından evlilik birliği devam ederken alınmadığı, yani bağışlama vaadinin yerine getirilmediği yönünde olduğu, HMK 357 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen bir iddianın istinaf aşamasında da ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, davacının dayandığı iddia karşısında İlk Derece Mahkemesinin kararında da belirtildiği üzere bağışlama sözü vermenin geçerliliğinin yazılı şekle tabii olduğu, davacı tarafından bu yönde yazılı bir belge ibraz edilemediği, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf...

          Vekilin selahiyetinin kapsamı ve yetkileri ve icazet ile ilgili düzenlemeler açıklandıktan sonra dava konusu olaya dönüldüğünde, davacı şirketin vekili olan ... isimli şahıs tarafından davacıya ait alacağın bir bölümünün bağışlanmasına ait işlemin davacıyı bağlayıp bağlamadığı değerlendirildiğinde; vekilin bağışlama yaptığı ve bu konuda kendisine özel yetki verilmediği hususu tartışmasızdır. Bu işlemden sonra bağışlama için davalı yanca işleme icazet verilip verilmediği konusunda davacıya bir uyarı yapılmamıştır. Ayrıca davacı şirketin BK’nın 38’nci maddesi doğrultusunda işleme icazet verdiğine dair dosyaya bir belge de ibraz olunmamıştır. O halde bağışlama için özel yetki gerektiği, bağışlamayı yapan vekile bu konuda özel yetki verilmediği ve sonradan davacı bağışlamaya onay da vermediğinden davalı bağışlamaya dayanarak ödemeden kaçınamaz....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava bağışlama sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu