Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer dönemlerinde iş sözleşmelerinin, ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektirdiği işler mevsimlik iş olarak değerlendirilir. Mevsimlik iş sözleşmeleri 4857 sayılı İş Kanunu'nun 11 inci maddesindeki hükümlere uygun olarak, belirli süreli olarak yapılabileceği gibi belirsiz süreli olarak da kurulabilir. Tek bir mevsim için yapılmış belirli süreli iş sözleşmesi, mevsimin bitimi ile kendiliğinden sona erer ve bu durumda işçi ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamaz. Buna karşılık, işçi ile işveren arasında mevsimlik bir işte belirli süreli iş sözleşmesi yapılmış ve izleyen yıllarda da zincirleme mevsimlik iş sözleşmeleriyle çalışılmışsa, değinilen maddenin son fıkrası uyarınca iş sözleşmesi belirsiz süreli nitelik kazanacaktır....
Ancak götürü bedelli sözleşmelerde iş bedelinin tamamı ödenmiş ise, eksik ve ayıplar nedeniyle fiziki oran kurulması gerekmez; bu durumda iş sahibi, eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelini isteyebilir....
İNCELEME VE GEREKÇE; Dava, hukuki niteliği itibariyle alacak istemine ilişkindir. Davacı, davalı ile aralarında ----- tarihli sözleşme bulunduğunu, kendilerinin sözleşme kapsamındaki işleri usulüne uygun olarak, zamanında ve eksiksiz olarak ifa ettiklerini, ancak hak edişin davalının tek taraflı fiyatlandırma yapması nedeniyle düşük gösterildiğini, davalının eksik ödemiş olduğu bedelin tespiti ile davalıdan tahsilini talep etmektedir. Davalı ise, aradaki sözleşme ilişkisini kabul etmekle birlikte dava değerinin düşük gösterildiğini, eksik harcın ikmal edilmesi gerektiğini, davacının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, idarece yapılan kontrollerde belirlenen eksik işlerin davacıya bildirilmesine rağmen eksikliklerin giderilmediğini, davacıya yapılan ödemelerin sözleşmeye uygun olarak yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir....
Davacı vekili, 30/04/2015 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesinde talep ettiği yıllık ücretli izin alacağından hiç bahsetmeden diğer alacak kalemleri bakımından toplam 17.454,59 TL. talep etmiş ve dava dilekçesinde talep ettiği 3.000,00 TL’yi düşerek bakiyesi üzerinden ıslah harcı yatırmıştır. 3.000,00 TL için dava açılırken yatırılan harcın 600,00 TL’si, ıslahta yer verilmeyen yıllık ücretli izin alacağı talebine ilişkin olduğundan, ıslah ile talep edilen alacaklar bakımından ıslah harcı 600,00 TL. eksik kalmıştır ve bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı nedeniyle artık bu eksikliğin giderilmesi imkanı da kalmamıştır....
Maddesi uyarınca, sonradan ortaya çıkan ayıplardan dolayı hem satıcı hem de üretici birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, buna ilişkin olarak aracın değerinin tespiti ve meydana gelen zararın ve diğer masrafların dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın hakka ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili davalı tarafından işbu aracın 23.06.2017 tarihinde Burdur 1....
ancak söz konusu bilgiler yazılan müzekkere de istenilmediğini, bu nedenle de dosyada Sgk evraklarının eksik celbi ile eksik inceleme yapılmış ve Polat Yol Firması hakkında hukuka aykırı olarak husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabuüne karar verilmesini talep etmiştir....
tarihli inşaat işlerinin yapılmasına yönelik eser sözleşmesinin ayıplı ve inşaat standartlarının altında bir şekilde gerçekleştirilmesi ve inşaatın henüz tamamlanmaması nedeniyle ayıplı ve eksik iş bedeli olan 51.988,00 TL 'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri; Karara karşı davalı vekili, davacının, müvekkili şirkette çalışırken iş akdinin iş bitimi nedeniyle ihbar öneli kullandırılarak müvekkili tarafından 30.06.2020 tarihinde sona ereceğinin bildirildiğini, davacıya süresinde ve usulüne uygun olarak ihbar bildirimi yapıldığını ve ihbar öneli kullandırıldığını, buna göre davacının ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, ayrıca davacının işyerini devralan firmada aynı maden sahasında işe başladığını, bu durumda kanun kapsamında işçiye tanınan ihbar öneli yönünden davacının mağduriyeti bulunmaması nedeniyle böyle bir alacak kaleminden söz edilemeyeceğini belirterek mahkemece hatalı ve eksik inceleme sonucu verilen kararın kaldırılması talebi ile yasal süresi içerisinde istinaf yoluna başvurmuştur....
İstanbul 35.İcra Müdürlüğünün 2017/5324 sayılı dosyada , davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 09/12/2016 son ödeme tarihli 15.799,80 TL bedelli elektrik faturaya yönelik asıl alacak,442,41 TL gecikme faizi,79,64 TL KDV olmak üzere toplam 16.321,85 TLnın tahsiline dair ilamsız takibin itiraz üzerine durdurulduğu anlaşılmıştır. İstanbul 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/51 E sayılı dosya ile açılan davada verilen görevsizlik kararı üzerine yargılamaya devam edilmiştir Dava asıl alacak miktarı baz alınarak açılmış ve takibe itirazın iptalinin talep edilmesi nedeniyle takipteki toplam alacak miktarına dair eksik harcın tamamlandığı görülmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri; Karara karşı davalı vekili, davacının, müvekkili şirkette çalışırken iş akdinin iş bitimi nedeniyle ihbar öneli kullandırılarak müvekkili tarafından 30.06.2020 tarihinde sona ereceğinin bildirildiğini, davacıya süresinde ve usulüne uygun olarak ihbar bildirimi yapıldığını ve ihbar öneli kullandırıldığını, buna göre davacının ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, ayrıca davacının işyerini devralan firmada aynı maden sahasında işe başladığını, bu durumda kanun kapsamında işçiye tanınan ihbar öneli yönünden davacının mağduriyeti bulunmaması nedeniyle böyle bir alacak kaleminden söz edilemeyeceğini belirterek mahkemece hatalı ve eksik inceleme sonucu verilen kararın kaldırılması talebi ile yasal süresi içerisinde istinaf yoluna başvurmuştur....