WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı isteminin özeti: Davacı; 2007-14.03.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde sevkiyat ve tahsilat elemanı olarak çalıştığını, akdinin ücretlerinin eksik ödenmesi ve bir kısmının hiç ödenmemesi nedeniyle kendisi tarafından haklı nedenle feshedildiğini beyanla, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevabının özeti: Davalı; davacının istifa ederek ayrıldığını,alacak iddialarının doğru olmadığını beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    Yine Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin toplu sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar bakımından davacının sendikaya üye olduğu ve toplu sözleşmesinden yaralanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, toplu sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, ödenmesi gereken alacakları işyerinde uygulanan toplu sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde toplu sözleşmesinden kaynaklı talep konusu alacakların belirsiz alacak davası olmadığı ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri yönünde içtihatları bulunmaktadır. Somut olayda ; yukarıda yer verilen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 24.11.2020 tarih ve 2016/31836 esas, 2020/16619 esas sayılı ilamında belirtilen " ......

    Elektrik İşleri konulu anahtar teslim-götürü bedel eser sözleşmesi gereğince üstlenmiş olduğu edimleri/ işleri süresi içerisinde yerine getirmediğini, yapmış olduğu imalat/ ve işçilikleri de eksik ve ayıplı olarak gerçekleştirdiğini, davacı tarafın eksiklikleri gidermediği gibi üstlendiği edimleri de süresinde bitirmediğini, davacı firmanın eksik ve ayıplı yaptığı işlerden dolayı kurumdan kesin hakediş yapılamadığını, ortaklığının da bu yüzden hak ve alacaklarını tahsil edemediğini, davacı tarafın, sadece sözleşme bedeli değil, başkaca alacak kalemleri nedeniyle de davalılardan alacağı olduğunu beyan ettiğini, Sözleşmede belirlenen malzemeden daha maliyetli ve farklı malzemelerin kullanıldığını buna bağlı olarak ortaya çıkan maliyet artışı ve alacak miktarı olduğunu, teknik şartname ve proje değişikliği nedeniyle artan imalat ve malzeme bedeli miktarları konusunda alacaklı olduklarını iddia etmektedirler. Bu iddiaların tarafımızca kabulü mümkün değildir....

      zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, davacı taraftan kaynaklanan ve sözleşmede kararlaştırılan işlerin teslimini geciktiren sorunların giderilmesi için zamanında ihtarda bulunulmamış, davacı taraf yaşanan sorunları gidermek için gerekli tedbirleri almadığını, davacı şirketin eser sözleşmesi gereğince özen ve sadakat borcuna uygun olarak genel bildirim (ihbar) ve aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olup işin gecikmesi ve tamamlanamaması nedeniyle kusurlu olduğunu, TBK’da eser sözleşmesine ilişkin hükümlerde, sahibinin sadece bedel ödeme borcuna ilişkin düzenleme yer aldığını, ancak eser sözleşmesinin niteliğinden doğan sahibinin bazı yan yükümleri, koruma yükümleri ve yerine getirmesi gereken külfetleri olduğunu, sahibinin bu konularda kendisinden beklenen her şeyi yapması, gerekiyorsa malzeme ve araç gerecin seçilmesi ve korunmasına yardımcı olması, gerektiği yerde yükleniciye bilgi vermesi gerekli olup tüm bu hususlar sahibinin işbirliği yapma borcu olarak...

        Hukuk Dairesi 2014/9648 Esas,2014/17331Karar), buna göre öncelikle ispat yükünün tespiti önem arz ettiği, davacının akdinin feshinde ve kıdem tazminatı alacağı bakımından Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre akdinin haklı nedenle feshedilmiş olduğunun (9....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davalıya ait işyerinde uygulanmakta olan toplu sözleşmelerinde yer alan ücret artış düzenlemelerinin davacıya geç ve eksik uygulandığını öne sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin, ücret, ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, gerekli ödemelerin tam olarak yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, talepler kısmen hüküm altına alınmıştır. Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....

            GEREKÇE: Davacı tarafından kısmi dava olarak açtığı menfi tesbit davası ile icra takibine konu edilen çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti olarak açılmış iken dava tam ıslah edilerek davalının eksik ve ayıplı ifası bulunduğundan bahisle,fazla ödenen bedelin iadesi ve 3.kişiye tamamlattırıldığından zararın tazmini gerektiği iddiası ile;5.000-TL nin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 107/1 maddesi davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.Somut olayda eksik teslim edilen mal ,3.şahısdan yapılan tahsilat ve 3.kişiye yaptırılan bedeli davacı tarafça bilinen tutarlar olup, alacağın miktarı tam ve belirlenebilir olduğundan davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....

              İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesi ile; dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlarını tekrar ederek dosyaya davalı taraf ile yapılan e-posta yazışmalarını ve yetkili servis ile yapılan görüşme kayıtlarının sunulmasına rağmen mahkemece bu kayıtlar değerlendirilmeden servis emri oluşturulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, mahkemece talimat evrakına aracın fiziki olarak incelenerek rapor düzenlenmesi istenilmiş ise de araç fiziken incelenmeden, evrak üzerinden incelenerek rapor düzenlendiğini, alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmadığını, davaya konu rüzgarlığın üretimden kaynaklı ayıplı olduğunu beyanla, hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....

              Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmesinin feshi nedeniyle davacıya ödenmesi gereken fazla mesai alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya içeriğinden, davacının sözleşmesinin işverenler tarafından feshi nedeniyle, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücret, asgari geçim indirimi ve ek kazanç adları altında toplamda 8.881,28 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin 2012 yılı Kasım ayı ücret bordrosuna yansıtıldığı ve bordronun davacı işçi tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacı burada yer alan alacak kalemlerinin kendisine ödenmediğini iddia etmediği gibi imzasına havi bordroda yer alan imzayı da inkar etmiş değildir....

                Bilindiği üzere, dava sırasında davaya konu edilen alacak davacıya ödenirse, dava konusuz kalır. Buna göre, ödemenin davalı tarafından (iradi olarak) yapılmış olması gerekir. Somut olayda ise; davalı tarafından, davaya konu alacak nedeniyle yapılan iradi bir ödeme bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı idarenin, davalının rızası hilafına gerçekleştirdiği mahsup işlemine yanılgılı anlam yüklenerek davanın esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Buna göre mahkemece yapılacak ; tarafların delillerini usulünce toplayarak değerlendirmek ve sonucuna göre karar vermek olmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu