Bu durumda davanın TMK'nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir. Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. İkinci olarak, temlike konu malın kıymetine noksan gelmeden bölünmezliğinin mümkün olup olmadığı saptanır. Tasarrufa konu mal, sabit tenkis oranında bölünebilir ise bu kısımların bağımsız bölüm olarak taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Eğer, tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıkar ise bu defa MK. madde 564'de öngörülen tercih hakkı gündeme gelecektir....
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 03/08/2023 KARAR TARİHİ : 07/05/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketçe satın alındıktan sonra, teknik bakım için dava dışı ...'...
O zaman davalıdan tercihi sorulmalı ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. 5.9. Somut olayda ise; mahkemece yukarıda belirtilen tenkis ilkeleri gözönünde bulundurulmadan ve bozma ilamına uyulmasına karşın bozma gerekleri yerine getirilmeden, terekenin aktifi ve pasifi ile değerleri tespit edilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Tenkis davalarında tereke mevcudunun (temlik içi-temlik dışı) mahkemece resen araştırılması zorunludur. 5.10....
ın bu parseldeki hissesinin 220/486 ve bu hisseye düşen yüzölçümünün 7333, 33m2 olup, sabit tenkis oranının 100/1131, sabit tenkis oranına göre davacının hissesinin ... ve sabit tenkis oranına göre davacının hissesine düşen yüzöçüm miktarının ise 648,39m2 olduğunun, miras bırakan Ali kızı ...'ın vasiyetine ve vasiyetin iptaline konu ... nolu parselin Belediye ve Mücavir Alan sınırları dışında olup Sabit Tenkis Oranına göre ...'ın hissesine düşen 648,39 m2'lik kısmın 31 nolu parselden ifrazının (ayrılmasının) Ordu İl İdaresince uygun görülmesi halinde taksim planının mahkemeye sunulabileceğinin rapor edildiği anlaşılmıştır. Bu haliyle; dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları ile saklı pay ihlali bulunduğu belirlenmiştir....
Öte yandan sadece tenkise tabi tasarrufa konu 8 parsel sayılı taşınmazın tercih tarihindeki değeri sabit tenkis oranına çarpılmak suretiyle tenkis edilecek miktarın belirlenmesi gerekirken, tenkis dışı olan 21 parsel sayılı tarlanın değerinin de bu toplama dahil edilip sabit tenkis oranının bu toplama uygulanması suretiyle sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Hal böyle olunca sadece tenkise tabi 8 parsel sayılı taşınmazın %34 yıpranma payının uygulanması neticesinde belirlenen değerine sabit tenkis oranının uygulanması suretiyle tenkis hesabının yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir. ./.....
Mahkemece, eldeki davanın tenkis isteğine ilişkin olup kesin hüküm bulunmadığı, tenkis isteğinin süresinde olmayıp hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 05.05.1980 tarihinde ölümü üzerine 22.08.2003 tarihinde ölen oğlu ..., davalı oğlu ... ile dava dışı çocukları ... ve ...’nin mirasçı kaldıkları, davacının ise ...’in eşi olduğu, dava konusu 394, 447, 448, 458, 482, 667, 713, 743, 747, 759, 785, 814, 815, 839, 843, 852 parsel sayılı taşınmazların mirabırakan adına kayıtlı iken şartsız ve bedelsiz olarak 26.08.1968 tarihinde davalı oğlu ...’a bağış yoluyla temlik ettiği, davacının eşi ...’in dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak davalıya karşı ......
Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz.O zaman davalıdan tercihini sormak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktın ödetilmesine karar verilmelidir. Mahkemece; tenkis hesabı konusunda alınan bilirkişi raporlarında bir kısım eksiklikler olduğundan bahisle bilirkişi raporlarına itibar edilmediği belirtilerek re'sen hesaplama yapılmak suretiyle hüküm tesis edilmiş ise de, hükmün gerekçesinde yapılan hesaplama yöntemi gösterilmemiştir....
Mahkemece, davalı tarafın, tercih hakkını mülkiyet yönünde kullandığı ve davacıların yasal miras paylarının 1/4, saklı paylarının ise 1/8 olduğu belirtilmek suretiyle bu paylar oranında davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Temlik dışı tereke olduğu iddia edilen ... İlçesi, ... Mahallesi 368 ada 272 parselde kayıtlı 6 no'lu meskenin miras bırakandan intikal edip etmediği araştırılmamış, davalı taraf, 29.12.2008 tarihinde, tenkisi gereken kısmın değerini ödemek suretiyle çekişmeli taşınmazların mülkiyetinin kendilerinde kalması yönünde tercih kullandığı halde, bu tercih dikkate alınmadan karar verilmiştir. Diğer taraftan, tenkis davalarında, tasarrufa konu malın, ancak sabit tenkis oranında bölünebilir nitelikte bulunması halinde, bu kısımların bağımsız bölümler halinde tesciline karar verilmesi gerekirken, bu yön dahi göz önünde tutulmamıştır....
Asli müdahil Kurtuluş, müdahale dilekçesinde çekişme konusu taşınmazın temliki ile saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek, tenkis ve ... iptali ile tescil isteminde bulunmuştur. Davalı, temlikin muvazaalı olmadığını bu nedenle tenkise de konu olamayacağını, ... bırakanın dava konusu taşınmaz haricinde de taşınmazları olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asli müdahilin talebinin reddine, tenkis talebinin ise kabulüne karar verilmiştir....
Aynı kanunun 4. maddesinde ise, "kira ilişkisinden doğacak davaların sulh hukuk mahkemesinde bakılacağını" düzenlemiştir. Somut olayda, taraflar arasında kurulu bir kira ilişkisinin bulunmaması nedeni ile, davada sulh hukuk mahkemesinin görevli olması mümkün değildir. Bu nedenle davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görev ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında res’en gözetilir. Görev ile ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Öyle ise; mahkemece, bu hususlar dikkate alınıp, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek, yapılacak yargılama neticesinde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....