Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği'nden keşide edilen 07/06/2018 tarihli - 6177 yevmiye no'lu ihtarname ile ödenmeyen kar payı alacağının ödenmesi hususunun ihtar edildiğini ve keşide edilen ihtarnamede tanınan süre içerisinde davalı tarafça müvekkili davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının böylelikle temerrüdünün gerçekleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili davacı ile davalı şirket arasında kurulan “Adi Ortaklıknedeniyle davalı şirketin müvekkiline ödemesi gereken “ortaklık tasfiye payı” ve “ortaklık hissesine düşen kar payı” olan 10.000,00- TL.'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıyla ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Dava adi ortaklığın feshi ve alacak talebine ilişkindir....

Asıl ve birleşen davalar yönünden, davacıların talebi; taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ortaklıktan doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda, tüm taraflarında kabulünde olduğu üzere taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu açıktır. Davacılar ile davalının adi ortaklık oluşturdukları sabit olduğuna göre taraflar arasındaki ihtilafında bu hususu düzenleyen yasa maddeleri uyarınca çözümlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

    olarak yapılan incelemeye göre; Dava, adi ortaklık nedenine dayalı alacak talebine ilişkindir....

    Hemen belirtmek gerekirki adi ortaklık sicile tabi olmadığı için mahkeme kararıyla adi ortaklığın tesciline karar verilmesi mümkün değildir. Taraflar arasında adi ortaklık konusunda muarazaa çıktığı için mahkemece muarazaanın giderilmesine ve taraflar arasında adi ortaklık bulunduğunun tesbitine karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek sicile ve bu bağlamda tescile tabi olmayan adi ortaklık hususunda işyerinin 1/2 oranındaki hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 3-Davacı dava açarken sözleşme uyarınca ortaklığın idare ve temsil yetkisinin kendinde bulunduğunu belirterek davalının idare ve temsilden men edilmesini istemiştir. Mahkemece davacının bu talebi konusunda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. Oysaki mahkemenin davacının bütün taleplerini karşılayacak şekilde olumlu veya olumsuz bir karar vermesi yasa gereğidir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/215 KARAR NO: 2022/259 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili-Adi Ortaklığın Tasfiyesi) DAVA TARİHİ: 28/03/2022 KARAR TARİHİ: 29/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili-Adi Ortaklığın Tasfiyesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ---- olduklarını--- ---- imzalandığını, müvekkilinin------ dosyası ile icra takibi başlatıldığını, --- haczedildiğini ve-------ortaklığın tasfiyesi için dava açıldığını, ------ kendisine ödenmesinin talep edildiğini, ortaklardan birinin tasfiye payının haczedilmesinin diğer ortak yönünden haklı neden oluşturduğunu, haklı nedenlerin bulunması halinde adi ortaklığın tasfiyesinin talep edilebileceğini, açılan tasfiye davasında adi ortaklığın tüm iş ve işlemlerine ilişkin muhasebe kayıtları ve defterlerin incelenerek ortağın tasfiye payı belirleneceğinden ortağın...

        İşbu davada davacı, davalının “Kar Ortaklığı Protokolü ve Centilmenlik Anlaşması” adı altında imzaladıkları adi ortaklık sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle işletme için davalıya, 3. şahıslara, resmi kurum ve kuruluşlara yaptığı ödemeler ile otel işletmesinden kendi payına düşen kar payını talep etmekte olup, taraflar arasında adi ortaklığın kurulu olduğu hususu önceki bozma ilamlarının içeriği ile kabul edilmiş ve bu yön kesinlik kazanmıştır. Bilindiği üzere, adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğranılan zararın veya kar payının talep edilmesi; aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar....

          Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı şirketçe SPK'ya yazılan 09/02/2005 tarihli 30 ve 31 sayılı yazılar ve ekindeki listelerin bir bütün halinde incelendiği, buna göre CD3-12. listede ek-8-a-b Kombassan Holding A.Ş. kar payı dağıtım tablosunda davacıya 1.364 DM kar payı ödemesi yapıldığının tespit edildiği, ancak bu ödeme olgusu mahkemece değerlendirilmediği gibi, kararın gerekçesinde de bu ödemeye ilişkin bir açıklanmanın yer almadığı anlaşılmış olup, söz konusu kar payı ödemesine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

            Bu durumda davacı ile davalının adi ortaklığı sona erdirdiklerinin kabulü gerekir. Davacının adi ortaklıktan kaynaklanan zararların karşılanması talebi ile buna karşılık davalının da bu zararlardan davacının sorumlu olduğunu belirterek uyuşmazlığın çözümünde kendisinin koyduğunun sermayenin de göz önüne alınması yönündeki beyanları da dikkate alındığında, dava konusu istemin aynı zamanda adi ortaklığın tasfiyesini de kapsadığının kabulü gerekir. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Buna göre, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

              Taraflar arasında adi ortaklık ilişkinin bulunduğu yönünde uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlığın bu ilişki kapsamında davacının davalıdan adi ortaklık payı alacağının bulunup bulunmadığı, davacının adi ortaklığı temsilen ...'e verilen vekaletin azledilip azledilmediği, azledilmeye rağmen ...'in adi ortaklık adına olması gereken paranın şahsi hesabına ve ... Elektrik Ltd Şti hesabına aktarılıp aktarılmadığı, vekaletten dolayı ...'in sorumlu tutulup tutulmayacağı, Bankanın yapılan işlemlerden dolayı sorumlu tutulup tutulamayacağı, davacının adi ortaklık kar payı alacağı olarak alacağının bulunup bulunmadığı yönünde uyuşmazlık bulunduğu tespit edildi. Mahkememizin 07/12/2018 tarihli duruşmasında; dosyanın bilirkişi ..., ... ve ....'a verilerek söz konusu uyuşmazlık konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine, karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu