Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

alacak niteliğindeki alacak talebine ilişkindir....

    Şti. aleyhine başlatılan takip çerçevesinde tasfiye işlemlerini başlatmak ve kayyum tayin ettirmek üzere yetki verildiğini belirterek, davalıların taraf olduğu adi ortaklık sözleşmesinin feshi ile, ortaklığın tasfiyesine, ortaklık mal, alacak ve haklarının tespiti ile mal varlığına dahil edilmesini, borçlu şirketin kar payı ve tasfiye payı üzerine dava sonuna kadar ihtiyati haciz konulmasını ve borçlu şirket yerine tasfiyeye katılması için Adi Ortaklığa kayyum tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı ... İnş Ltd. Şti. vekili savunmasında özetle; şirket ortağı ve müdürü ...'in şirketi borçlandırmak amacıyla dava dayanağı bonoyu verdiğini, şirket onayının olmadığını, müvekkili şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. 3.Davalı ...Yapı Ltd. Şti. vekili savunmasında özetle; Davanın muvazaalı açıldığını, diğer davalı ... İnş Ltd....

      itibaren kar paylarını hiç almadıklarını, bu paraların davalı şirketin hesabında kalmasını ve şirket mevcudunun, dolayısıyla, hisse değerlerinin arttırılması konusunda mutabakata vardıklarını, 01/03/2012 tarihinde adi şirket sözleşmesinin imzalandığını ve bu mal varlığının yönetimi, kar payının paylaşımı ve diğer hususların sözleşmeye bağlandığını iddia ederek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 642- 643 ve 644. maddelerine göre adi ortaklığın tasfiyesine, buna göre katılım payı, kar payı ve tasfiye payının payları oranında ortaklara ayni ya da nakdi olarak ödenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir....

      Somut olayda, davalı şirketin faaliyet adresini terkettiği, faaliyetinin bulunmadığı, 2015 yılından beri kar etmediği gibi yönetim giderleri nedeniyle sürekli zarar eder durumda olduğu, oluşan bu zararlar nedeniyle öz varlığının azaldığı, bu sebeple fesih ve tasfiye koşullarının oluştuğu anlaşılmakla şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir. Davacı tarafça kar payı alacağı talebinde bulunulmuştur. Davalı şirket bir limited ortaklık olup kar payı dağıtımına ilişkin TTK 616/ı-e düzenlemesine göre genel kurul kar payı hakkında karar verme yetkisine sahiptir....

        KARAR Davacı, davalı ile ... komisyonculuğu üzerine adi ortaklık kurduklarını, davalının ihtarname göndererek ortaklığı feshettiğini öne sürerek, her iki tarafın hak ve alacağının tespitine, ortaklık işyerinde kendisinin devam etmesi için müdahelenin men'ine, 3.000 YTL manevi tazminat ve 500 YTL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 21.4.2005 tarihli sözleşme ile, ... komisyonculuğu yapmak için adi ortaklık kurulduğu, davalının sözleşmenin 12.maddesine göre 19.8.2005 tarihli ihtarı göndererek ortaklıktan ayrılacağını bildirdiği ve ortaklığın dava açılmadan önce fiilen sona erdiği hususu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki adi ortaklık fiilen sona erdiğine ve davacı da 500 YTL kar payı istediğine göre, öncelikle adi ortaklığın aktif ve pasifi belirlenip, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

          KARAR Davacı, davalı ile ... komisyonculuğu üzerine adi ortaklık kurduklarını, davalının ihtarname göndererek ortaklığı feshettiğini öne sürerek, her iki tarafın hak ve alacağının tespitine, ortaklık işyerinde kendisinin devam etmesi için müdahelenin men'ine, 3.000 YTL manevi tazminat ve 500 YTL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 21.4.2005 tarihli sözleşme ile, ... komisyonculuğu yapmak için adi ortaklık kurulduğu, davalının sözleşmenin 12.maddesine göre 19.8.2005 tarihli ihtarı göndererek ortaklıktan ayrılacağını bildirdiği ve ortaklığın dava açılmadan önce fiilen sona erdiği hususu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki adi ortaklık fiilen sona erdiğine ve davacı da 500 YTL kar payı istediğine göre, öncelikle adi ortaklığın aktif ve pasifi belirlenip, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

            Somut olayda; taraflar arasında sözlü olarak adi ortaklığın kurulduğu, davalının bu ortaklık için 50.000,00 USD koyduğu, davacının ise 126.000,00 TL tadilat masrafına katlandığı, davacının 100.000,00 TL'yi çek olarak ödediği, bakiye alacak için yapılan icra takibi nedeniyle davacı T1 borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, mahkemece adi ortaklık ilişkisinden ve bu ilişkinin sona ermesinden kaynaklanan borcun varlığının ispatlandığı gerekçesiyle davacının borçlu olmadığına yönelik iddiasının sübuta ermediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar eksik incelemeye ve yukarıda açıklanan usule uygun olmamıştır. Tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında kurulan dava konusu adi ortaklıkta ortaklığın sona erdiği, ancak tasfiyenin yapılmadığı anlaşılmaktadır....

            sözleşme olmadığı için karın yarı yarıya paylaşılması gerektiği halde davalının kendisine kar payı da ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, adi ortaklığın tasfiyesi ile davalı tarafından elde tutulan sermayeden şimdilik 3.000 doların ve hissesine isabet eden kar payından şimdilik 600.000.000 TL'nin tahsilini istemiş, 19.9.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile kendisine iade edilen 117.000 doların sermaye iadesi değil kar payı olduğunu belirterek, davalı elinde bulunan sermayeye ilişkin talebini 438.564 dolara artırmıştır....

              nin adi ortaklığı tasfiye sürecine sokmadığını, bu nedenle adi ortaklığın tasfiye payının belirlenemediğini, haciz edilen kar payının da belirlenip icra dosyasına ödenmediğini, adi ortaklık ilişkisinde bir ortak tarafından alacak talepli ikame edilen davanın ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsayacağını, böylece taraflar arasında kurulan adi ortaklık ilişkisinin TBK 639 gereğince sona erdiğini, bu nedenlerle davalılar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, ortaklığın menkul mallarının muhafaza altına alınmasına yönelik teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesine, tasfiye görevlisi tayin edilerek tasfiye ve kar payının tespitine, tasfiye ve kar payından davalı borçluya düşen tasfiye ve kar payının davacı alacaklıya veya takibin yapıldığı icra dosyasına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı ... ...San....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı akrabası olan davalı ile 2001 yılında sözlü adi ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, buna göre davalı ve ailesine ait gayrimenkullerin ziraatini yaptığını, % 30 pay almasının kararlaştırıldığını, edimini yerine getirmesine rağmen davalının 27.555.000.000 TL alacağının ödemediğini ileri sürerek bu miktarın faizi ile davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı adi ortaklık nedeniyle yaptığı masrafları ve kar payından alacak talebinde bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu