Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, adi ortaklıktan kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; İş bu davanın dava tarihinin 15/08/2019 olduğu, adi ortaklıktan kaynaklı taraflar arasında ortaklık kapsamında kullandırılan alacağa konu kredinin son ödeme tarihinin 27/08/2013 tarihi olduğu, aynı alacağa ilişkin İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/82 esas sayılı dosyasında açılan kısmi dava tarihinin ise 08/06/2015 tarihi olduğu, taraflar arasındaki adi ortaklığın 26/11/2011 tarihinde protokolle sonlandırıldığı, davacının İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/82 esas sayılı dosyasına ilişkin talebinin miktarı belirli bir alacağa ilişkin kısmi dava olması ve talep edilebilecek bakiye alacak miktarı yönünden bu davanın zaman aşımını durduran yada kesen işlemlerden olmaması nedeni ile davaya konu kredi son taksit tarihi olan 27/08/2013 tarihinden yargılamaya konu dava tarihi olan 15/08/2019 tarihine kadar geçen sürede T.B.K.'...

Tüm bunlara göre yapılan değerlendirmede, 26/12/2013 tarihli fesihname içeriğine göre ortaklıktan ayrılan davacının ortaklıkta olan tüm hak ve menfaatlerini tamamını nakten alarak ortaklıktan ayrıldığını beyan ettiği, çalışan maaşı için düzenlenen belgenenin 05.05.2014 tarihli olup ortaklıktan sonraki tarih olduğu gözetildiğinde çalışanın ödenmeyen ücreti varsa bunu çalıştığı işverenden talep etmesi gerekirken ortaklıktan ayrılan kişiden talep etmesinin ve makbuz düzenlemesinin olağan akışa uygun düşmediği, çalışanın duruşmadaki beyanının " Yaklaşık 1 yıl boyunca yani davacı adi ortaklıktan ayrılana kadar antrenörlük yaptım. Aylık maaşım noter sözleşmesi rakam üzerinden ödenmekte idi.Ancak gerçek maaşım aylık 2.000TL idi....

Adi Ortaklığı ile davalı arasında eser sözleşmesi imzalandığı, bilahare Adi Ortak ...’in ortaklıktan ayrılması ve davalının muvafakatı ile işlerin davacı ... Şirketi tarafından yürütüldüğü ileri sürülerek alacak talebinde bulunulmuş, karşı davada ise ceza alacağı fazla ödeme vb. alacağın tahsili istenmiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davada 01.08.2002 tarihli sözleşme konusu işlerden adi ortaklıkça eksik bırakılanların yapımı için davacıya devredildiği ve bu hususa davalının muvafakat ettiği ileri sürülmüş ise de davalı yüklenici tarafından bu husus kabul edilmemiştir. Bu durumda davaya dayanak yapılan sözleşmede taşeron olarak yer alan diğer adi ortak ... firmasının açılan davaya muvafakat vermesinin gerekliliği ortadadır....

    Mahkemece,taraflar arasında...Restaurant adlı işyerinin 25.12.1995 tarihinden itibaren işletilmesi hususunda % 50’şer hisseler oranında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu,davacı tarafça açıkca adi ortaklığın feshi ve tasfiyesinin istenmediğinden işyerinde daha önceden çalışan işçilere yapılan bir kısım tazminat ödemelerinin doğrudan diğer adi ortaktan istenmesinin mümkün olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında adi ortaklık sözleşmesi olduğu ihtilafsızdır.Davacı eldeki davada ortaklığa konu işyerinde önceden çalışan işçilere yaptığı ödemelerden davalının hisesi oranında sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır..Davacının bu talebi adi ortaklığın fesih ve tasfiye talebini de içermektedir.Hal böyle olunca adi ortaklık sözleşmesi gereği taraflar arasındaki ilişkinin B.K nun 520 vd maddeleri gereğince tasfiyesi gerekir....

      Davalı şirket vekili, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını, açılan davanın şirket ortaklık payı alacağının tahsili kaynaklı olduğunu, davacının iş bu davayı önce Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığını, daha sonra dava konusu uyuşmazlığın ticari iş olarak değerlendirilmesi nedeniyle verilen görevsizlik kararıyla mahkememize gönderildiğini, talebin haksız ve kanuna aykırı olduğu gibi hakkaniyete de uygun olmadığını çünkü adi ortaklığın bir ortağın şahsi borcu nedeniyle tüm adi ortağın fesih ve tasfiyesine karar vermenin davacı haklı dahi olsa orantısız bir sonuç doğuracağını; bu nedenle bu tür davaların hukuk düzeni tarafından korunmaması gerektiğini; adi ortaklığa tasfiye memuru atanmasının da adi ortaklığı çalışamaz hale getireceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş; Diğer davalı vekili ise, davaya cevap vermemiştir.Mahkememizce öncelikle görev yeri incelenmiş olup, adi ortaklıktan kaynaklanan tasfiye davalarında adi ortakların tamamının tacir...

        Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın Adi Ortaklıktan kaynaklanan alacak davasında ihtiyati tedbir ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine 17/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2016/758 E - 2020/230 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı T4 ile kardeş olduklarını, Merkezi Eskisşehir'de bulunan Kardeşler Adi Ortaklığını 1968 yılında müvekkilinin kardeşi İsmail Hakkı ile birlikte kurduklarını ve 1983 yılında %20 hisse ile davalı Recep Yahya'nın adi ortaklığa hissedar olduğunu, kardeşlerin bu ortaklıktan elde edilen kazanç ve karla muhtelif taşınmazlar satın aldıklarını, 1983 sonrası elde edilen malların paylaşımına ilişkin 2009 yapılan anlaşmaya göre dava konusu İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, Gürpınar köyü, 645 Ada, 4 parsel sayılı Servet apartmanında bulunan 36 numaralı bağımsız bölümün T4 adına kayıtlı ile müvekkiline devredileceğini, müvekkilinin...

          Her ne kadar Dairemize ait bozma ilamında, “bilirkişinin, davacının ortaklıktan 4.537,84 TL para çektiğine ilişkin belirlemeyi, ortaklığın ticari defterlerine 2013/445-995 dayanarak yaptığından bahisle, noter kapanış tasdikleri bulunmayan ve idareci ortak olan davalı tarafından tutulan ticari defterlere dayanılarak davacının ortaklıktan para aldığının kabul edilmesinin olanaksız olduğu” belirtilmişse de, bilirkişi tarafından yapılan bu belirleme, bozma ilamında belirtildiği gibi, ticari defterlere göre değil, tarafların bizzat kendi el yazıları ile tuttukları adi defterlere göre yapılmış olup, grofoloji uzmanından alınan 10.9.2009 tarihli bilirkişi raporunda da söz konusu el yazılarının davacının eli ürünü olduğu belirlenmiştir. Kaldı ki az yukarda da değinildiği gibi, davacı 1.6.2007 tarihli celsedeki ifadesinde, ortaklık süresince diğer ortak gibi kendisinin de zaman zaman ortaklıktan para aldığını ve alınan paraların tutulan bir deftere işlendiğini de açıkça kabul etmiştir....

            Somut olayda uyuşmazlık taraflar arasında ihtilafsız olan adi ortalık payı devri uyarınca dava konusu 1380 ada 3parsel sayılı taşınmazın ;davalı tarafından devredilen adi ortaklık hissesi kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmakta olup bu durumda uyuşmazlığın çözümü için öncelikle adi ortaklığın aktifleri tespit edilerek davaya konu taşınmazın davalının adi ortaklık hissesi ne dahil olup olmadığının tespiti gerekli olup bu haliyle eldeki davada verilecek karar adi ortaklığın haklarını da etikleyecek mahiyette olacaktır.Şirket hisse devirlerinden kaynaklanan davalarda işbölümü gereğince dairemiz görevli ise de bu haliyle uyuşmazlığın ticari şirket hisse devrinden kaynaklandığı söylenemeyecektir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi için düzenlenen iş bölümü kararına göre ;"Kararı veren mahkemenin ve tarafların sıfatına bakılmaksızın adi ortaklıktan kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar " istinaf incelemesini yapma görev 3....

            Dava konusu uyuşmazlık, adi ortaklıktan kaynaklı tapu iptali tescil ve alacak talebine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....

              UYAP Entegrasyonu