WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 168/1, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet (21 kez) Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, beden eğitimi öğretmeni olarak çalıştığı okulda mağdur öğrencilere lisans çıkaracağı, forma ve spor kıyafeti temin edeceğini söyleyip ikna etmek suretiyle mağdurlardan para aldığı halde, forma veya spor kıyafeti temin etmediği, lisans çıkartma ücreti olarak kullanmadığı, bir kısım mağdurlardan almış olduğu paraları hazırlık aşamasında iade ettiği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın savunması, müşteki ve katılanların beyanları, tanık beyanları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Sanığın......

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/173 Esas KARAR NO : 2022/849 DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/03/2022 KARAR TARİHİ : 27/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı firma arasında 19.03.2018 tarihinde işletme hizmetlerinin devrini ihtiva eden yönetim sözleşmesi imzalandığını, davalı firma sözleşmenin kurulmasından bu yana sözleşmeden kaynaklı hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkil firma davalı firma tarafından taahhüt edilen imkanlara güvenerek kendisine ait ve sözleşme tarihi itibariyle ......

      nin menfi tespit davasına Orman Genel Müdürlüğünün de alacak davasına konu yapılan, 30.09.1996 - 30.09.2004 tarihleri arasında 1'er yıllık dönemlere ait 300 yataklı 2.sınıf tatil köyü arazi tahsis bedeli, 16.04.1999-16.04.2000 ile 16.04.2001-30.09.2001 ve bu tarihten itibaren 1'er yıllık dönemler halinde 30.09.2004 tarihine kadar sonradan ilave edilen 350 yatak için ayrıca 23.07.2002 - 2003 ve 23.07.2003 - 30.09.2004 dönemlerine ait fark arazi tahsis bedelleri toplamı olarak idare tarafından hesaplanan 102.606,80 TL'dir. Taleplere konu yapılan alacak irtifak hakkı tesisine ilişkin sözleşmenin düzenlendiği 02.10.1996 tarihinden sonraki döneme ait olup, bu dönemde 05.04.1995 tarihli "Orman Arazilerinin Tahsis Hakkındaki Yönetmelik" hükümleri uygulanmaktadır. Anılan yönetmeliğin 52. maddesinin 1. fıkrasında "Turizm yatırımları için verilen izinlerde; ilk yıl arazi tahsis bedeli, proje maliyet bedelinin binde beşidir (%05). İlk yıl bedeli taahhüt sözleşmesi imzalanmadan önce yatırılır....

        Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın görevden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas - 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas - 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Öte yandan Anayasa Mahkemesi'nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Bu nedenle ve özellikle mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                  Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

                    Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin görevden reddine karar verilmesinde ve görevsizlik hususu yasa değişikliğinden kaynaklandığından davalı idareler lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu