Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak-Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Taraflar arasında mirasçılık sıfat ve paylarına yönelik bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ve hüküm haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.04.2010 (Pzt.)...

    Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat istemi, zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak, Maddi ve Manevi Tazminat, ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak, maddi ve manevi tazminat, eşya alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair .... Aile Mahkemesi'nden verilen 18.12.2014 gün ve 2014/180 Esas 2014/981 Karar sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, boşanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunmuş, ayrıca 2007/186 Değ. İş sayılı dosya ile tespiti yapılan ev eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini talep etmiş, bozma sonrası açılıp birleştirilen ek dava ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....

      Bu durumda mahkemece dava toplam 75.051,50 TL değer üzerinden açıldığından davacıya öncelikle bu değer üzerinden Harçlar Kanunu'nun 28. maddesi hükmünce noksan 1/4 peşin nispi harcı tamamlamak üzere süre verilmesi, tamamlanmaması halinde 6100 sayılı HMK'nın 150. maddesi gereğince işlem yapılması, harcın tamamlanması durumunda davacı vekili ilk bozmadan önceki 09.09.2014 tarihli duruşmasında manevi tazminat yönünden taleplerinin 5.000,00 TL olduğunu beyan ettiğinden, davacı vekiline dava dilekçesinde talep ettiği 10.000,00 TL'lik maddi manevi tazminat isteminden maddi tazminat olarak talep ettiği anlaşılan 5.000,00 TL ve ıslahta sadece maddi tazminat istemi arttırıldığından, ıslahla arttırtığı maddi tazminat talebi içinde dava dilekçesinin 5. maddesinde gösterdiği herbir alacak kalemi için ne miktarda talepte bulunduğu açıklattırılarak ve ıslah dilekçesi duruşma dışında verilmiş olduğu ve duruşma sırasında da davalı vekiline verilmediğinden 6100 sayılı HMK'nın 177/2. maddesi uyarınca davalıya...

        Alacak miktarı biliniyorsa yada bilinebilecek durumda ise böyle bir dava açılamaz. Çünkü bu durumda her davada arandığı gibi hukuki yarar aranacak olup alacak miktarının biliniyor yada bilinebilecek olması halinde davacının hukuki yararından söz edilemez. Belirsiz alacak davasında yapılan yargılama sırasında alacağın miktarının tam olarak belirlenmesi ile davacı talebini iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın artırabilecektir. Alacağın belirli hale gelmesi sonrasında ortaya çıkan yeni talep eksik belirtilirse davacının bundan sonraki yeni artırma isteği iddianın genişletilmesi yasağıyla karşılaşacaktır. Çünkü böylesi bir durumda alacağın belirsizliği değil davacının kendi ihmalinden kaynaklanan bir durum söz konusudur. Bu açıklamalar sonrasında somut olayda; tarafların sosyal ekonomik halleri, sigortalının maluliyetinin oranı ve özellikle iş kazasının meydana geldiği tarih gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır....

          Şu halde Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü BK'nın 49. ve MK'nın 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Ancak kişiye yönelik hakaret gibi haksız fiil teşkil eden bir eylem bulunması halinde manevi tazminat istenmesi mümkündür. Davacı BK'nın 49. madde kapsamında manevi tazminata hükmedilmesini gerektiren davalının haksız fiil niteliğinde eylemi bulunduğunu da kanıtlayamamıştır. Mahkemece de manevi tazminata dayanak teşkil eden kusurlu eylemin ne olduğu gösterilmemiştir. Bu nedenle manevi tazminat isteminin tümüyle reddi gerekirken bu talebin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış hükmün bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesinde; "Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir." düzenlemesine yer verilmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Alacak - Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden nişan bozma nedeniyle hediyelerin geri alınması ve manevi tazminat istemine, karşı dava yönünden ise nişan bozma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.01.2014 (Pzt.)...

              Davacı taraf, belirsiz alacak davası olarak açtığı davada, davacılar için 100,00 TL maddi ve herbir davacı için 60.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuş; alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar gereği, davacı ... için maddi tazminat taleplerini 24.272,74 TL'ye ve davacı ... için 31.405,25 TL'ye yükseltmiş; anılan bedeller ile karardaki manevi tazminatlar, ilk derece mahkemesi tarafından hüküm altına alınmış; davalılar tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi'nce davacıların maddi tazminat istemleri aynen korunurken, manevi tazminat talepleri 20.000,00'er TL olarak hüküm altına alınmış; davacıların 40.000'er TL'lik manevi tazminat isteği reddedilmiş; bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/02/2014 gününde verilen dilekçe ile gayri resmi evliliğe dayalı manevi tazminat ve ziynet eşyası alacağı, birleşen davada davacılar ... ve ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 08/05/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl dava yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, alacak talebinin reddine; birleşen davanın ise reddine dair verilen 25/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl dosya davacısı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

                  UYAP Entegrasyonu